..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




9 Ekim 2022
İttifaklar Bir Referans Noktasıydılar 54  
Bayram Kaya
Bu köleci vicdani muhasebe yeni bir düşünce ve eylem, alanı açacaktı. Bu yeni söylemli eylem alanına göre vicdanınız “sağ elin verdiğini, sol el görmesin” diyecekti. Ama güzel söz değil mi? Bu güzellikle siz farkına varmadan kolektif referansa göre yanlış olanı meşrulaşıyordunuz. Emeği gasp edilen düşkünlerin sadaka alma işi El mantığı ile meşrulaşıyordu.


:CCC:
El mantığı kolektif başlayış yerine, hiçbir çalışma ve gayret göstermeden mülkü olan bir mülk sahibini irade sayıp mülkten pay dağıtmasıyla köleci ilişkileri başlatıyordu. Yani vicdan mülk sahibinin mülküne ortaklar tanımamayı baz alıp, baz aldığı anlayışa göre sızlayacaktı.

Mülk sahibi isterse mülkünden size pay verir veya hiç pay vermezdi. Vicdani kanaatleriniz bu esasa göre değer yargılarını ortaya koyup; ortaya konan değer yargılarını da bu esasa göre ölçüp biçecekti.

Daha açığı “veren el alan elden üstündür” diyen köleci işleyiş içinde ortaya çıkarılan köleci söylem şimdi sizin vicdanınızdı. Köleci takdirle ortaya konan veren el ile alan elin ifadesi terazinin bir kefesine konma kıyasıyla bir vicdan muhasebesi doğacaktı.

Bu köleci vicdani muhasebe yeni bir düşünce ve eylem, alanı açacaktı. Bu yeni söylemli eylem alanına göre vicdanınız “sağ elin verdiğini, sol el görmesin” diyecekti. Ama güzel söz değil mi? Bu güzellikle siz farkına varmadan kolektif referansa göre yanlış olanı meşrulaşıyordunuz. Emeği gasp edilen düşkünlerin sadaka alma işi El mantığı ile meşrulaşıyordu.

Dahası “veren el alan elden üstündür” diyen vicdanın yarattığı dilenciler ordusu ve iyi niyeti (!) su istimal etmeleri karşısında yeni sağduyu insanları veren elden alması yerine çalışmaya sevk eden bir vicdan muhasebesine dönüşecekti. Ne vicdan, ne erdem ama! Gel kolektif sürecin üretim gücünü ve çalışma nesnesini elinde al. Sonra insanı düşürdüğü duruma “sağ elin verdiğini sol el bilmesin” de.

Sonra da bakılmış ki bu tasadduk bağlamında yapılan inayetlerle, çoğu insanlar miskin olup, bir lokma bir hırka diyen miskinliğin vicdani kanaatleriyle revaçta olmuşlar. Bu kez de miskinleşmeye karşı, miskinliği önleme adına “Veren El, alan elden üstündür” denmeye getirilmişti. Veren elden kasıt, veren elin çalışan kişi olarak belirtilmesiydi.

Oysa kolektif alanın ne veren eli vardı. Ne alan eli vardı. Veren de kolektif güçtü, dağılım da kolektif güce doğru olmakla iki elin sesi vardı. Kolektif alanda ne veren elin, ne alan elin eylem alanı vardı. Ne de ezik elin veren ele karşı duyduğu vicdani minnettarlığı ile veren ele ezik ezik dua okuması vardı.

Kişi hoşlanmasına yönelim olan El takdiri, kolektif alanı mana anlayışı düzeyine indirgeyip kişileri tamaha yöneltmişti. Tamah edenlerin içine düştükleri durum içinde bir kolektif alanı hatırlayıp bir köleci sisteme bakan durumun kıyası içinde “kendim ettim kendim buldum” diyorlardı. Köleci yapı içinde sık sık duyduğu “komşusu açken, tok yatan bizden değildir” diyen aforizma kolektif alanda yoktu.

Köleci sistem içindeki vicdan kişileri; alan ele karşı sadaka vermeye, aç yatana karşı infakta bulunmaya davet ediyordu. Sadaka vermeyi ve infak etmeyi tek yanlı acıma, tek yanlı merhamet olarak söylüyordu! İyi de neden vicdan ve merhamet etmeliydim? El bunu söylemiyordu.

Oysa kolektif ilişkiler tek yanlı olmayan ilişkilerle “karşılık işlerle, karşılık emek gücünü yardımlaşıcı" sekans hareketiydi. Baş başa verince taşı yerden kaldırma bilinciydi. Bir elin nesi var? Hiç değilse iki elin sesi var diyen bilincin vicdanıydı. Bu nedenle kolektif alanlar kişilere sadaka ön göremiyordu.

Kolektif hareket ve kolektif vicdanlı bilinç; baş başa verip taşı kaldırmakla ve iki el olup, iki elin çıkardığı bir tek sesin kendilik bağıl eylemleriyle girişme sürecine başlar olmanın bir anlayış ve bir inşa biçimiydi.

Hâlbuki ilk kolektif inşa sürecini ve ilk üretim hareketini şimdinin El tandanslı afaki bir acıma ve afaki bir merhamet davranışlı vicdanıyla başlatmak; ne mümkündü.

Acıma ve merhamet gibi söylemler kolektif siteme göre çözüm getirmezler. Zaten köleci sistem de sorunlar kendi ayağına dolaşana kadar sorun çözülsün istemez. Bu nedenle vaat etse de herkesi ev sahibi yapmaz.

Evrensel oluşum içindeki varlık, olgu ve olaylar acıma ve merhametle var değildiler. Aksi halde 40 derecelik ateşte sayıklamayı acıma ve merhametle izah edemezsiniz.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölçü 4
Ölçü 3
Ölçü 1
Hemcinslerin Tarihi 11
Ölçü 2
Hemcinslerin Tarihi 14
Hemcinslerin Tarihi 4
Hemcinslerin Tarihi 6
Hemcinslerin Tarihi 12
Hemcinslerin Tarihi 13

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bülbülü Öldürmek [Şiir]
Bildin mi? III [Şiir]
Ayrılık Nedir? [Şiir]
Bildin mi? [Şiir]
Bildin mi? II [Şiir]
Hata Yapmak [Şiir]
Asuman [Şiir]
Ne Devletsun Ne Devletlu [Şiir]
Köle 2 [Şiir]
İçimizdeki Yabancı [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Emekli eğitimci. 1950 Mucur / Kırşehir doğumlu.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.