Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire |
|
||||||||||
|
Teorik olarak ilk sosyal ilişkiyi başlatır yaklaşım. Bağlaşık olabilmektir. Bencilliği sağlatan eylemleri, birbirine bağlı ve birbirine bağıntılı oluşuyla gerçekleşir. Birlikte sağlatan iyi-kötü eylem sonuçlarını, birlikte yararlanışla paylaşma. Bir kez sosyal oluş girişmeleri başladı mı? Gruba (sosyal oluşa) bağlılık; vefa, fedakârlık, gelenekleşme, tekrarlanış, sıralama, kural edinme gibi bir yığın iç yansımalar yapar. Bu tutum da ister istemez birlikte devinmeyi ve birlikte hareket etmeyi gerektirmekle; hareketi birbirine uyumlayıp devinmeyi birbirine bağılı kılmakla (senkronla) olası olan kural ve aşamalar dizgesi (örgütlenme) demektir. Yani zorunluluğun öznel anlamı; yasadır. Kural edilen bire bir ilişki, en küçük temel sosyal ilişkidir. Sosyal ilişki, eylemseli olanı birbirine yaklaştıran paralel hareketlerden sınanmış izlenimle (seçme ayıklamalı) duygu edinimle uyumlanma olabilir. Duygusal uyum canlılarda alt beyin uyumu oluşla ortaktır. Duygusal iletişim, itim yapan eylem olduğu gibi yaklaşma yapan, yakınlaştıran çekim ve çevrimin duygusu da olur. Bu tür girişmeni sınama yanılmalar kural edilip, taraflarca duygusal iletişimle ya da ses ve davranışla adeta söylenilip ortaya yeni bir uyum devinmesi konabilecektir. Duygu; ortak bir iletişme biçimidir (formudur). Düzenli enerji kullanan ve bu düzenlemeyi yineleyişle, ardılına aktarır biçimdeki yapıların, deneyimse olan ortak özellik yansımasıdır. Beynin toplaç olmaz öncesi yol haritasıdır. Ortaya konan uyum ve uyumdaki yarar sosyal ilişki oluşla ya da gruptu bir sahip oluşla bağıntı sal süreçler egemeni oluşla, meşru oluştur. Bu tür sosyal iyelik (sahiplik) te, his ve tek bencil oluşun kendisidir. Bu nedenle sosyal oluş duygudaşlıktır. Ya da kişisi bencil oluştan kaynaklanan bencillikler, dıştan bağıntılarsan kılınmakla sosyal bencilliğe denk düşen olay aşmalardır. Bu iyelik (sahip oluş egosu) sosyal kimliği oluşmakla temel düzlem durumlu yalın bencilikten ayrılır. Birçok yeni özellik ortaya koyar. Sosyal kimlik; o küme sahipliği olan aitlik içinde ben yerine, biz diyen duygu birliğidir. Birçok olumlu olumsuz yansımalar yapar. Yansıma, ihtiyaca göre seçilir. Bu kabil, en temel sosyal ilişkili olucu aitliklerden birisi de anne-yavru bağıntılı sahiplikle kavranan aitliktir. Buradaki sahibi yet te yavru için beslenmeli, korunmalı sahip oluşa yönelmeli temel düzlem belirgindir. Bu bağın sürdürücüsü; sosyal oluşlar dediğimiz, sosyal olucu tavırlarla biçimlenen sosyolojidir. Totem grupların düzlem sosyolojisi aynı temel benzerlikleri olmakla, minik nüans vurgularıyla apayrı bir kendileri olucu grup aiti kültür içermesini oluşurlar. Gruplar aynı temelden hareketle, aynı temelin farklı farklı yansımasını kendilerine anlam ilişkisi yapmışlardır. Bu çok kez birbirinden habersiz oluşun öznelliğidir de. Kişi-kişi sahiplenmesi, kişi-grup sahiplenmesine varmakla; grup sahiplenmesi sürecini, sürü sahipliğine; yani sürü sosyolojisine getirmiştir. Sürü sosyalliği süreci, totem sahipliği olan birliği, totem sosyolojisine getirmiştir. Totem sahipliği sosyolojisi de süreci, toplumsal sahiplik gibi birçok aşama ve evrimsel oluşların düzey düzlem ilişkileri içinde geçirmiştir. Annenin, yavruyu belirleyen bir sahip oluşu vardır. Doğum nedeniyle kendisinden kopan, kendisinde boşluk bırakan yokluğun bu çekimine doğru yönelen sahiplenme ile anne yavruya kucak açar. Bunun nedeni de bencil yapının sakınım korunumu oluşla, kendisini sürdüren; kendini tekrar eden geri bağlanım yasasıdır. Sosyal grup hareketi sür git ve dümdüz olmuyordu. Besin bulunurluğuyla nüfus çelişkisi gibi nedenler yüzünden grup içi süreç akışı her bir kişilerinden ötürü aksıyordu. Böylece grubun kendi içindeki her bir kişisi sürece kesikli sürekli aksama yaptırmanın nedeni oluyorlardı. Kişisi bencil oluşun giderilmesi totem grup içinde bu sınırlı sonlu aksamalarını, kurallar oluşla totem yasa olarak belirledi. Kişisi bencillik, biz diyen sahiplikle (aitlikle), grup tüzelinli biz diyen grup benliği (sosyal aitliği) olan; sosyal benlik, üzerinde bağıtlandı. Gücü gücü yetene olan kişi kuralların yerine, gücü grubuna yeten, tüzelini kurallarla totem gücü “anlam” buldu. Böylece tüzelini ilişkili kılınan sahiplik tutumunun vurgusu hep bu totem anlam ilişkisi yönünden sürdürülür oldu. Bu sürdürülür olana totem aitliği dendi. Demek ki totem aitliği: kişi bencilliğinin doyumunu, biraz geciktiren; güvenli bir sağlaşmayla biz diyen (özgecil) grup benliği üzerinde çevrim yapıştır. Totem düzlem, anlamca; kendi öncesi döneme göre çekim gücü hayli yükseltilmiş sosyal alandı. Totem alan, temel düzlem, yerine geçti. Sembolizmin temeli budur; totemdir. Totem düzlem sadece temel düzlemin yerine geçen temsil oluculukla kalmaz. Aynı zamanda sosyal öğrenme, sosyal yansıma ve sosyal güç oluşuyla ikinci bir işlevleşmedir de. sürecek
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |