• İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
721
|
|
|
|
Sadece iyi niyetli olmak istememdi sorun.. |
|
722
|
|
723
|
|
|
|
Saat ona inat edercesine yavaş ilerliyordu... Oysa o aksın, geçsin, gitsin ya da gelsin istiyordu aslında...O gelsin... |
|
724
|
|
|
|
Hava hafif yağmurlu. Kısa sarı saçlarımdan süzülüp, başıma değiyor yağmur suları. Bu yavaş yavaş içimdeki tüm siniri alıp gidiyor. |
|
725
|
|
|
|
Bu insanoğlu böyledir zaten! Konuşması gerektiği zaman susar, kalması gerektiği zaman gider ve en acısı, sevmesi gerektiği zaman kaçar.
Gerçekten korktuğu için değil aslında, korkması gerektiğine inandığından...
|
|
726
|
|
|
|
aşık olmak aniden yağmura yakalanmak gibidir. hazırlıksınızdır, sırılsıklam olursunuz titrer bedeniniz, kaçıp kurtulmak istersiniz...ama sığındığınızda bir kuytuya ve dönüp izlediğinizde yağmuru ne kadarda güzeldir oysa... |
|
727
|
|
|
|
Güzellikler seninle başladı seninle bitti
Kalbim acı, ızdırap,kahır, selinde yitti
Bedenim isyan etti hafızam iflas
Duymadın feryadımı ben biçare ben niçaz
|
|
728
|
|
|
|
Uzun beyaz donlardan giymişti içine, bunu hep merak etmiştim ama sonradan utanıp düşünmemeye çalışmıştım. |
|
729
|
|
|
|
ilk kez hayat çok güzel göküyordu gözüme... |
|
730
|
|
|
|
Pardüsesinin yakasını kaldırmış, yağan yağmura aldırmadan su birikintilerine basa basa ilerliyordu. Ne yağmurdan, nede soğuk havadan etkilenmiyormuş gibiydi |
|
731
|
|
|
|
Yatak odasının açık unutulan kapı eşiğine ulaştığında Agâh Bey’in bakışları gayri ihtiyari komedin üzerinde durmakta olan valize kaydı. Evet, eşi yine her zamanki gibi çıkacağı yolculuk öncesinde hiç üşenmeden titizlikle hazırlayıp şimdi bulunduğu o yere bırakmıştı onu. Fakat nedense bu kez valiz olduğundan daha bir şişkince görünüyordu gözüne. Eline alarak önce şöyle bir ağırlığını yokladı ve sonra yatağın üzerine bırakarak içinde, bulunması gerekenlerin dışında başka bir şeyin olup olmadığını kontrol etti. Birer çift ütülü gömlek, pantolon, çorap, iç çamaşırları, havlu, bornoz, diş fırçası, parfüm ve o çok sevdiği spor ceketi, kısacası yolculuğu sırasında ihtiyaç duyabileceği her şey unutulmaksızın tastamam yerleştirilmişti valizine. Şişkinliğe neden olabilecek ise hiçbir fazlalık yoktu içinde.
O halde valiz neden böylesine büyük gözükmüştü gözüne. Karşısındakini yutmaya hazırlanmış bir canavar hayal etti bir an için. Yüzünde bir tebessüm belirdi fakat çok sürmedi bu. Aklına düşen şeyden utanmış olacaktı ki ciddileşti birden. Eee, nede olsa altmış yaşını devirmek üzereydi artık. Böylesi saçma sapan yakıştırmalarla oyalanacak çağda değildi. Ne bu türden bir laçkalaşmaya nede evden ayrılacak olmanın anlamsız duygusallığına yenik düşmemesi gerekiyordu. İlerleyen yaşla birlikte akılda da bir çözülme hali mi yaşanır nedir! İnsan kendini bir kere kaptırmayadursun bu akışa, nerede, nasıl duracağı ve sonrasında ise ne yapacağı hiç belli olmazdı. Bu düşüncelerle irkilerek kendine geldi. Valizin fermuarını çekip kapatırken zorlandığını fark etmedi bile.
|
|
732
|
|
|
|
Hep başkalarının hikayesini okursunuz. Peki ya bir gün, okuduğunuz hikayenin kendi hikayeniz olduğunu anlarsanız sonunu okur musunuz ? Ya da sonu tekrar yazmak için mi uğraşırsınız ? İşte bu böyle bir hikaye. |
|
733
|
|
|
|
Daha çok düşünmek istiyorum. |
|
734
|
|
|
|
işe yaramadagini söyleyebilirsin.. Ama zaten işe yarasın diye ölünmez..
Para kazanırız birşeylere sahip olmak için ama bi gün onları terk ederiz..
Yada onlar bizi.. önemi yok asıl nokta bi gün uyandığımızda yada uyanamadığımızda bizim olmayacaklar..
sonra çoçuklar yetiştirirz diyordu..
Ve bunu bizi terk etmeleri için yaparız.. hepimiz aptalız..
istisnasız hepimiz.. sadece bizden daha az aptal birinin bunu bize fark ettirmesi gerek..
ama insanlar bunları fark edemiyor.. ve ben insanları anlayamıyorum diyordu..
|
|
735
|
|
|
|
"Nehrin yeniden donması çok zaman aldı. Cesaret edip, çağlarken karşıya geçemedim. Her şey yeniden donuk bir hale gelince hareket ettim. Ama bu sefer benden başka kimse kalmamıştı etrafta..." |
|
736
|
|
|
|
Hayat bana gerçek yüzünü gösterdiğinde; ya da benim ısrarlarıma dayanamayarak açıldığında görünenlere “anlam” diyorum.
|
|
737
|
|
|
|
Yani normal dünyevi evrenin mantığından kopulur, her şeyin inandırma mantığıyla var olduğu bir evrene geçilir. Bu yolla, dünya sıradanlıktan bir anda mucizeye dönüşür. Yapacağım yüzle yüzleşme, yani hem onunla karşılaşma, hem de ona kapılıp tek bir yüz olma, olgunlaşma!... |
|
738
|
|
|
|
İhanetle yüz yüze geldiğimde öleceğim sanmıştım. |
|
739
|
|
|
|
Bu kez doğru iz üzerindeydik. Hayatın anlamı az sonra gözlerimizin önüne serilecekti.
|
|
740
|
|
|
|
Daha ne kadar bekleyebilir insan ayrılacağı saati? Sevdiği ve canını bile verebileceği yâr giderken, eli kolu bağlı oturacak mı böyle insanoğlu? Hayatın artık ayrılık zilini çaldığı bir anda bir erkek ne hissedebilirse onları vermeye çabaladım. Kendim kaldım ve kendimi bir de yârin yerine koydum. Bu ayrılık olsun istemedim. Ama oldu işte! |
|