• İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
801
|
|
|
|
Baharın çiçekleri gönlünün cilveleri derken bir bahar daha geçiyordu. Bu akşam erkenden evindeydi. Günlerin sayıldığı yılların unutulduğu akşamlardan biriydi |
|
802
|
|
|
|
Bir tutam yalnızlık uzattı, sonra çevresine bakındı yavaşça. Ürkek bakışlarını yere çevirdi hemen, sanki biri yakalayacakmışçasına. Aniden gecenin içinde kayboldu, o. |
|
803
|
|
|
|
göründüğü kadar soğuk değildir mezar taşları... |
|
804
|
|
|
|
başıboş sokaklarda gezinen sahipsiz sevdalar |
|
805
|
|
|
|
Hayatımdan küçük bir kesit |
|
806
|
|
|
|
Bir pazar yeriydi sevda sokağı;farklı tezgahların olduğu,tek giriş ve tek çıkıştan ibaret.Girişte çiçekçi bir kız,çıkışta mendil satan bir erkek vardı.Herkes ömründe bir kez uğruyordu bu pazara.Kiminin elinde tomurcuklanırken,kiminin eline değmeden sokağın ortasında soluyordu çiçekler ve bir çiçeği yaşatabilme ihtimaliyle tekrar dönenler vardı o sokağın başına.Oysa bir çiçek soldu mu çıkmaz sokaklara dönerdi,bomba düşerdi pazar yerine ve ortalık kan kırmızı...Tanrı emanetini geri almak isterken susuyordu herkes,kana susuyordu çiçekler. |
|
807
|
|
|
|
Benim yazdığım bir deneme, kimbilir kimin üzerine?
(An essay by me on God knows whom) |
|
808
|
|
|
|
denizler dibinde eski bir balikcinin curumus agina takilmak icin beklerken
gelen her kayiktan medet umarken
kucaginda guller kalbinde en temiz sevgilerle gelen
canim kadinim |
|
809
|
|
|
|
O'nu düşünüyordum.Telefonun sesiyle irkildim |
|
810
|
|
|
|
Gelmeyeceksin biliyorum; sorgulamıyorum hayatı,nedenini aramıyorum gidişinin,şahit olduğum tek şey durdurdun zamanı ve güneş artık ısıtmıyor bu kenti... |
|
811
|
|
|
|
Vuslat,perde ve sen; ne olur ayrılın artık. |
|
812
|
|
|
|
Yaşattığın bu duyguya kalem tercüman olamaz canım Semam |
|
813
|
|
|
|
kız ogün çıktı ve yagmur altında ıslandı seviyordu yagmuru ama hiç ıslanmamıştı bugüne kadar yagmur altında ......... bir an düşündü neden yapadıgını daha önce neden hiç ıslanmadıgını......................................... |
|
814
|
|
|
|
İyiki bugün söyledin yoksa gidişine alışamazdım |
|
815
|
|
|
|
belki büyük bir genelleme ancak hepimiz hayatımızın bir köşesinde aşk denen dünyaya adım atacağız ve gerçek dünyada olduğu gibi acısını tatlısını yaşayacağız. benim şimdi yaşadığım gibi... |
|
816
|
|
|
|
Yağmur yemiş duvarlar gibiydim,fırtınanın karşısına korkmadan dikilmiş ama içeriden rutubet bağlamış.Her günüm birbirinden hassas birbirinden kırılgandı acının yıktığı duvarsız odamda.Sayısını hatırlayamadığım senelerimde sayılı gün hüküm sürememişken,işte bu gün benim günümdür diyerek içinden saatleri çekip kendime esir edememiştim ve bu yüzden öfkem isyandı kelimesiz,harfsiz en sessizinden,çınlıyordu kulaklarımda.O çınladıkça deliniyordu zar yer değiştiriyordu çekiç,örs,üzengi. |
|
817
|
|
|
|
yaşadıklarımın bir aynası yazdıklarım, eğer ayna kırıksa sizce ne olur anlattıklarım .... |
|
818
|
|
|
|
Biliyorsun nişanlıyım. Peki de, hemen bu yüzüğü bir zarfa koyup postalayayım |
|
819
|
|
|
|
Yürüyordu. Nereye gittiğini bilmeden yürüyordu |
|
820
|
|
|
|
Nereden nereye diye düşündü. Şimşekler beni Aysel’imden koparıp çocukluğuma taşıdı. Oysa ben bir an bile Aysel’siz yaşayamam. Neye mal olursa osun. Onu mutlaka bulup bu ihanetinin hesabını soracağım. Ya Aysel gerçekten beni kendisi terk ettiys |
|