• İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
321
|
|
|
|
'Veda edilmeden Gitmek' yaşanılanları siler mi yüreklerden? |
|
322
|
|
|
|
yakın dostum Naz ailesi bunlara bir örnekti. Kadın, kocası ve kızları estetik harikası, çok güzel üç kişiydiler. Naz’da konakta büyümüştü. Bu konakları anlatmazsam hikayem anlaşılmazdı. Şaşalı görünen ama içlerinde ruhları çöküntülere uğramış insanlar barındıran mekanlar olarak görüyorum onları. Zaten başlangıçta olan taş temelleri kimse yıkamazdı ama binalar hep ahşap olan üst bölümlerinden yıkılır veya yanardı. Taş temellerden sonra tamamen kesme taştan olan birinci kat üzerine ahşap çatkılarla kurularak, çatkı aralarının ise moloz taşlarla veya kerpiç doldurulduktan sonra, duvar yüzeylerinin tatlı ve acı kireçle sıvanmış olmasıdır. |
|
323
|
|
|
|
duygularımı rafa kaldırdım. ölmek için çok nedenim var ama hiçbiri mantıklı değil. yaşamak için çok nedenim var hiçbiri mantıklı değil. mütemadiyen araftayım. |
|
324
|
|
|
|
Mühür gözlerimi açtım senin renginle. Ellerin yüreğim kadar sıcaktı ilk ellerimdeyken. Ben o zamanın sularında kaynayıp dökülen bir ırmak kadar masumdum. Adı AŞK oldu, Sevgimi korkusuzca yüreğine saldığımda… Ve deli bir tay gibi sana koştuğumda… |
|
325
|
|
|
|
Kadınların üzerindeyken çıkardıkları sesleri banyo yaparken de, suları etrafa sıçratırken de yaparlardı. Bu kadar yıkanmalarına rağmen hiçbir suyun bunları arındırmayacağını ta o zamanlardan bilirdim. Şimdi önümdeki dosyalarda kadınlara ve kızlara yaptıklarını anlatsam da bir görseniz! Hayatlarında en çok memnun oldukları zaman soyunuk oldukları, çırılçıplak oldukları zamanlardır. |
|
326
|
|
|
|
Görünürde vicdanımızla ilgili olmayan birçok neden yüzünden kendimizi endişeli hatta hasta hissedebiliriz. Vicdanımızın onu ihmal etmiş olmamıza karşı gösterdiği tepkisi beklide nereden çıktığı, ne olduğu belli olmayan bir suçluluk ve tedirginlik duygusudur. |
|
327
|
|
|
|
İnsan küpesiyle ortak kader paylaşır mı?İster batıl inanç değin ister rastlandı, paylaşılyor bazen işte size hikayesi. |
|
328
|
|
|
|
Camlardan yağmur damlaları süzülüyordu, O’ysa ağır ağır süzülen damlaların gel-gitinde uyuşmuş beyninin eşlik etmediği ve uzun süredir kırpmadığı için acıdığını fark etmediği gözleriyle sadece uzaklara bakıyordu. Gözleri uzaklara öyle saplanmış, düşüncesi öyle uzaklara saklanmıştı ki... |
|
329
|
|
|
|
Reşit YAMAN'ın bir öyküsü |
|
330
|
|
|
|
Ayrık Otu sevdiğini düşünmüş. Bu soğuk havada yalnız bıraktığı sevdiğini… Sevgisi ile ısıtamadığı sevgilisini… Yersiz kıskançlıklarla üzdüğü sevgilisini… Şimdi ne çok istermiş sevdiğinin yanında olmayı, bedeninin sıcaklığı ile ısıtabilme |
|
331
|
|
|
|
Aşk, nesnesi olmadan doğmaz hiçbir zaman, ama bir kez doğduktan sonra nesnesi kayıplara karışsa da var olmaya devam eder çoğu zaman... |
|
332
|
|
|
|
Öyle büyük bir sevda da değil aslında. Cahilliğimdi seni sevişim, emanet kelimelerdi sevdamı anlatan. Uyduruk bir romanın ucuz bir repliğinden oluşuyordu her şey... |
|
333
|
|
|
|
Aşka ulaşırsın bazen ama karşındakine söyliyemezsin çünkü o aşk hep imkansız olmuştur... Ve olmaya devam edicektir... |
|
334
|
|
|
|
Beklemek çaresiz bir duruşu resmetmiyor, gözyaşı tadında bir yutkunuşu konuşmuyor düğüm düğüm boğazda. //Beklemeye devam ediyorum sanki senin çatının altındaymış gibi, beklemeye devam ediyorum sanki senin adını taşıyormuş gibi ve beklemeye devam ediyorum sanki beklediğimi unutmuş gibi… |
|
335
|
|
|
|
Ankara’daki ilk akşamım… Ü. karşımda. Güneşin nadir olarak rengârenk battığı, buz gibi bir havada, kahverengi paltosuna sarılmış, gülümsüyor..
Kızıl saçları alnına düşmüş, elleri paltosunun cebinde. Bir şeyler anlatmak istiyor gözleri. Ben varamıyorum farkına, güzelliği aklımı almış durumda..
|
|
336
|
|
|
|
Gücüm azalıyordu. Daha fazla kafa tutamıyordum ölüme. Öyle güçlüydü ki karşısında savaşamıyordum artık. Yavaş yavaş yürüyordum bilinmezliğe. Beni neyin beklediğini bilmiyordum. Ve işte o an. Kalbimin durduğu, nefesimi tamamen kaybettiğim o an... |
|
337
|
|
|
|
M.Ö. 250 yıllarında eski Çin'de Thing-Zda bölgesinin prensi imparator olarak tahta çıkmak üzereydi. Ama yasalara göre tahta çıkmadan önce evlenmesi gerekiyordu.
|
|
338
|
|
|
|
seni seviyorum...hani umudum tükendiğinde çıkagelmiştin ya.
elimi tutmuştun en umulmadık anda... |
|
339
|
|
|
|
ben mi… adım ismail…( beni bugün vurdu, kimliği belirsiz faşist bir kurşun… )
dün ilk kez bir kızı öptüm… dudaklarım hâlâ yanıyor… dudaklarımdan kuşlar uçtu… dudaklardan kuşların uçacağını siz bilmezsiniz, görmediniz ki… ben gördüm… sokakların hepsi yeni dökülmüş asfalt gibi dümdüz oldu… ayaklarım yere değmedi dünden beri… insan da uçabilirmiş, bunu öğrendim… siz görmediniz… mavinin içinde esmer bir kartaldım… ben yaşadım bunu… bütün dağları, ovaları, denizleri gördüm… dün ilk kez bir kızı öptüm… |
|
340
|
|
|
|
Nedense artık konuşamıyor, anlatamıyor, yazamıyor, paylaşamıyordu. Belki de artık hayal kuramıyordu... |
|