• İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
781
|
|
|
|
Uzunca baktım yüzüne ve dedim ki, eskilerden kalma bir söz vardır;”Bir kahvenin kırk yıl hatırı olur.” Kırk yıl hatırım olur musun? |
|
782
|
|
|
|
Güvenceye bağlanmış, kararlı, korkusuz, rahat bir hayat! Güven altında yaşayarak bir bakıma varlıklı kadınların zamanı gönüllerince kullanabilmelerinin tadını çıkarır gibi çıkaracaktım. Yani bilemediğim bu çevrede her şeyi sil baştan keşfedecektim. Kelimeleri, sesleri, eşyaları, insanları ve en önemlisi de duygularımı yeniden yaşayacaktım. |
|
783
|
|
784
|
|
|
|
aşık olduğum halde aşık olmadığıma inanmak beni daha çok zorluyor beni daha büyük bir çıkmazın içine sürüklüyordu. |
|
785
|
|
|
|
deniz ve aşk ikiside aynı sey aslında |
|
786
|
|
|
|
Yürürken sağ elini ise normalden fazla açıyor. Yirmi, otuz adım atıp biraz durup dinleniyor; sonra yürümeye devam ediyor. Kırk yaşlarında olduğunu tahmin ediyorum. İçinde bulunduğu zor şartlara rağmen yaşam mücadelesi veren bu adamı, takdir etmemek mümkün değil. O nedenle onu her gördüğümde hem üzülüyorum hem de hayranlıkla izliyorum. |
|
787
|
|
|
|
Asıl söylenmesi gerekenleri ertelememek gerek. |
|
788
|
|
|
|
Hediyelerin en güzelini aldım bugün. |
|
789
|
|
|
|
Çünkü insan oğlu var oldukça, aşk’ta var olmaya mahkum…
Onlar birbirinden ayrı yaşayamayan ama birbirini de bulunca öldürmeye çalışmadan duramayan iki kardeş gibiler…
Sen ve ben…Ve nicesi gibiler.
|
|
790
|
|
|
|
Bu insanoğlu böyledir zaten. Konuşması gerektiği zaman susar. Kalması gerektiği zaman gider. Ve en acısı, sevmesi gerektiği zaman kaçar!
Gerçekten korktuğu için değil aslında, korkması gerektiğine inandığından... |
|
791
|
|
|
|
Yarın dönüyorlardı. Sessizliğin hakim olduğu bir hayat nasıl da güzel olabiliyormuş diye düşündü. |
|
792
|
|
|
|
Bu insanoğlu böyledir zaten. Konuşması gerektiği zaman susar, kalması gerektiği zaman gider ve en acısı, sevmesi gerektiği zaman kaçar!
Gerçekten korktuğu için değil aslında, korkması gerektiğine inandığından...
|
|
793
|
|
|
|
Bu nokta fiziki bir nokta olmanın ötesinde psikolojik bir nokta idi. Bu noktada zihnim denge içinde olmalıydı. her şeyim bu noktanın çevresinde dönmeliydi. Bu nokta benimde sonsuza dek kımıltısız duracağım, sabit noktam olmalıydı. Bu nokta ile dünyanın tüm zerreleri arasında gizemli bir etkileşim içerisinde olacaktım. Bu etkileşim beni dünya ile tek bir bütünlük içinde birleştirmekteydi. |
|
794
|
|
|
|
Işık göz alıcıdır. Bazen yolunuzu aydınlatır, bazen başınızı ağrıtır, bazen yakar. Ama bir ışık var ki hiç bir zaman ne güneşinki gibi gaddarcadır ne de yıldızlarınki gibi küstahçadır. Kalbi aydınlatır, serinletir, güldürür ve özletir. |
|
795
|
|
|
|
"Tanimiyorum seni... Tanimak istedigimden de emin degilim aslinda. Neden mi? Çünkü tanistigimizda karsimda umdugum gibi birini bulamamaktan korkuyorum." |
|
796
|
|
|
|
Bu insanoğlu böyledir zaten. Konuşması gerektiği zaman susar, kalması gerektiği zaman gider ve en acısı, sevmesi gerektiği zaman kaçar!
Gerçekten korktuğu için değil aslında, korkması gerektiğine inandığından...
|
|
797
|
|
|
|
Gözümü açmak istiyorum! bir ağırlık var göz kapaklarımda, kirpiklerim birşeyleri yırtacakmış gibi zorlanıyor. Yürümüyorum ama sarsıldığımı, sanki koştuğumu hissediyorum,ve ayaklarımı bir salıncakta uzatmış sallanıyorum. |
|
798
|
|
|
|
Müşterilerine nişanlısının nişanını niye attığını anlayamadığını söylüyordu |
|
799
|
|
|
|
Gidiyordu... Onu son görüsüm degildi belki, fakat yinede zor geliyordu ayrilmak... "Birseyler söyle bana" dedi... Bende ona, sadece ona yazdim... |
|
800
|
|
|
|
Olmasa bile, yazarken hep ayrılık çaldı kapımı. Evde yokum mu deseydim? Keşke, |
|