Her insanda insanlığın tüm durumları vardır. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Karısına gösterdi telefonu. Karısı çığlık attı. Kusacak gibi olup ağzını tuttu. “Ne zamandır böylesin. Eşcinsel yani” “Baba sandığın gibi değil. Bir siteye tıkladım yanlışlıkla çıktı orası.” “Bana bunu kanıtlamak zorundasın.” Telefonu onun yüzüne fırlatır gibi yapıp koltuğa fırlattı. Kısa bir süre sonraydı. İdris kafasındaki düşünceleri dağıtmak için müzik açmıştı. Ön sağ tekerden bir “pof” sesi geldi, araç yalpalıyordu. Aracı kenara çekti, inip baktı, lastik patlamıştı, eğik bir çivi vardı lastikte. Taner de babasının yanındaydı. İdris, çiviye küfür etti. “Baba bence çiviye küfretme.” “Nedenmiş?” “Laneti tutar. Hem çivi mi suçlu? Çiviyi atan el suçlu değil mi?” Güldü. “Hııı, tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar gibi bir soru. Felsefeci bir çocuk yetiştirmişiz; haberimiz yok. Ey Allah’ım. Zevzeklik yapmayı kes! Canım sıkkın.” “Tamamdır. Teşekkür ederim baba.” İdris, ters ters baktı ona: “Pekala, bay felsefe, lastiği değiştirelim. Bagajdan aletleri yedek lastiği çıkar bakalım.” “Belim ağrıyor baba; yapamam. Kaç zamandır belimde bir ağrı var. Geçenlerde basket maçı yaparken düştüm de. Ağrı azdı.” İdris, yeni lastiği takmıştı, yolcular tarla yanındaki ağacın altında, gölgede oturup çevreyi seyredip sohbet ediyordu, İdris gelin işareti yaptı eliyle. Yolcular bindi araca. Taner, araca bineceği sırada İdris “dur” dedi, ağacın altına geç, seni fotoğraflayacağım. Hatıra olsun. Cep telefonumda sonsuza dek kalacak!” Taner, koşarak ağacın altına geçti sevinçle. Babası onu önemsiyordu. “Gülümse” dedi İdris, cep telefonunu onu çekecek gibi kaldırdı, onu çekmek yerine hemen araca bindi ve gazladı, bağırarak dedi ki: “Biraz yürü de lastik tamir etmenin zorluğunu belki anlarsın.” “Ama babaaaa!” Taner, çok geride kaldı. İdris, geri baktı aynadan, oğlu gözden kaybolana kadar bastı, toprak yola saptı. Düşündüğü gibi oldu ve tekrar asfalt yola çıktı, ilerledi ve tam oğlunun yanında durdu. “Ben de sizi başkası sandım. Arkadan dolanmak ha. Baba çok zekisin.” “Umarım bir gün düzgün bir adam olursun; emeklerim boşa gitmez.” “Gitmeyecek baba. Haklısın; özür dilerim. Belim konusunda yalan attım.” Taner, araca bineceği sırada cebinden çivileri çıkardı. “Yerde bir sürü eğik çivi var… gördüğümü topladım… Biri bilerek asfalta çivileri atmış.” “Ya önümüzde yine çivi varsa… sen yürü önden git kontrol et.” dedi İdris. “Süper bir fikrim var baba!” Cep telefonundan bir uygulama açtı. “Nedir o, evlat” “Yerde çivi varsa telefon bib bib diye öterek yerde çivi olduğunu söyleyecek.” “Yani hazire arayanların kullandığı alet gibi.” “Aynen.” Taner, aracın önünde gidiyordu. Cep teli yere uzatmıştı. İdris, onu birkaç metre geriden takip ediyordu. Taner birden yön değiştirdi. Cep telefonu çok yüksek sesle; “bib bib” diye sinyal sesi veriyordu. Taner, yolun kenarına gitti, oradan da boş tarlaya girdi, “Nereye oğlum” “Dur baba!” Diye bağırdı ve şöyle mırıldandı: “Belki de Roma döneminden kalma altın sikke dolu çömlek bulacağım! Bulursam yaşadım, kendime ve dostlarıma istemediğim kadar uyuşturucu alabilirim! Partilerin kralı olurum!” Taner, yere eğilmiş kazıyordu elleriyle. “Oğlum ne yapıyorsun.” “Bu da nedir” dedi Taner, vay anasını.. içi altın doludur dilerim!” Bir patlama oldu bu sırada. Kum ve toprak havada uçuştu. Taner, haya birkaç metre uçtu ve çuval gibi yere serildi, hendeğe savrulmuştu, toz toprak uçuşuyordu havada. Çömelip başını önüne eğer İdris yavaşça başını kaldırdı, ayağa kalktı, hendeğe yanaşıp aşağı baktı: “Oğlum, iyi misin?” Taner, gözlerini açtı, yerde kopmuş kolu gördü. “Kolum koptu baba. Kolsuz ne yaparım. Hayatım bitti, hiçbir kız bakmaz bana artık, engelli oldum.” Ağlıyordu. “Geri zekalı herif; kolun yerinde!” Taner, koluna baktı, kolu yerindeydi. Saçları karmakarışık olmuştu elektriğine tutulmuş gibi, suratı simsiyahtı. “Sen tarlaya neden saptın aniden?” “Ya altın sinyali verdi uygulama, toprağa bulanmış cep telin ışığını gördü, eline aldı cep telefonunu: “Altın olunca böyle mor ışığı yanar cihazın. “Bib bib” sesi çıldırmış gibi yüksek gelir. “Buldun mu altını?” “Buraya neden mayın mı ne koymuşlarsa.” “Çık oradan gel yanıma.” “Ya bir daha varsa mayın.” “Uygulamayı kullan.” Baktı. Birden söndü cep telefondaki ışık. Cep telefonu iflas etmişti. Tel kapandı. “Şarzı bitti galiba. Ya da patlamadan etkilendi.” “Tırman. Çık şuradan. Elini uzat.” “Aynı yerden gelemem. Şu tarafta yol var galiba. O taraftan dolan.” İdris, tarlanın kenarındaki yola girip hendeğe yanaştı. Elini uzattı oğluna: “Tırman. Elimi yakala. Bommm!” diye bağırdı. Tırmanan Taner, korkuyla yerinden zıpladı, yuvalanıp düştü hendeğin dibine. “Ya baba ödümü patlattın şakanın sırası değil.” Bu sırada yolun diğer tarafından bir adam çıktı. Nimet, Ayla ve Nur korkuyla çığlık atıp kaçıştı. Adamın başına saplı bir balta vardı. Yüzü korku filmlerindeki zombiye benzeyen adam: “Yardım edin diyordu alçak sesle, acı çekerek, yavaş yavaş yaklaşıyordu. Grup koşarak ormana girdi can havliyle. “Neler oluyor orada” dedi Taner. İdris, şaşkındı. Bu gerçek miydi. Zombi gibi ilerleyen, yaklaşan adama bakakalmıştı. “Bu bok herif de neyin nesi” dediğinde, hızla gelen kürek sağ yanağına çarptı ve yuvarlanarak hendeğe düştü. Gözü kararmıştı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsa Kantarcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |