|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm
AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK
41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır
satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi,
Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm |
601
|
|
|
|
Hüzünlü bir şehrin kenar mahallesinin çıkmaz sokağında, bir sessiz filmdir terk ediş. Gönülsüz de olsa uğrar yürek. Gökleri kıskandıran, tüm Leyla’lara meydan okuyan bir avazdır duyulmayan. Meltemle dalgalanan eğreti perdenin arkasında görünen muamma bir sevdadır. |
|
602
|
|
|
|
Bir Dizinin Sonu Veya Efsaneler Gibi Olmayan Mutlu Sonla Biten Aşklar... |
|
603
|
|
604
|
|
|
|
Tam olarak bitmemiş bir çalışma, hep başlayıp da yarım bıraktıklarım gibi aslında. Bir arkadaşımın başından geçen bir kara sevda sonrası yazdım... Yorumlarınızı bekliyorum... |
|
605
|
|
|
|
Bileklerimden akan kan cehenneme kırmızılığını verirken;ben cehennemde müebbet hapise çarptırılıyordum.
Hoşçakal sevgilim,ben biraz tanrının şarabından içmeliyim... |
|
606
|
|
|
|
Uzakta olmanı isterken en yakınım ol diye dua ediyorum...
Beni sevdiğin zaman senden uzak,yokluğunda senle yaşıyorum..
|
|
607
|
|
|
|
İkinci katın terasında demleniyorlardı.
Öğle vakti, hava tutuşmuş, yanıyor.
Sanki bu yangın yetmiyormuş gibi terasa önceden düşmüş gölge gide gide kısalıyordu. Biraz sonra terasın zevki kaçacak.
Aşağıda masmavi deniz…
Ufukta nokta nokta gemiler. |
|
608
|
|
|
|
bir acayip gündü. bir iki gün önceki güzel günlere inat, yağmur yağıyordu kıskanç kıskanç...kadıköy pusluydu, kadıköy ıslaktı ve kadıköy`den ayrılırken gözlerimde öyle...kırmızı bir gül ve gravatımla iskeledeydim.iş çıkışı bir toplantıdan gelmiş olmanın y |
|
609
|
|
|
|
çok kalabalık bir geceydi eglenceli kahkaların çok oldugu
bi gece gülüyorduk kaçamak bakışlarımız dışında
kimsenin görmedigi yerlerde aglıyorduk zamana inat |
|
610
|
|
|
|
Gerçek bir taş parçası ile saklanamaz |
|
611
|
|
|
|
Her sabah o rengarenk güller, içini neşeyle, sevinçle dolduruyordu. |
|
612
|
|
|
|
O: ‘ Cenk, cok usuyorum ben...’ dedi.
O’nun usumesine kiyamam ben. Holdeki kanepeye oturttum, ayakkabilarini, coraplarini cikarttim. Avcuma aldim ayaklarini, ovusturdum, hohladim, optum. Isiticiyi calistirdim. O soyunmaya basladi. Gozlerini araladi, gozlerime dikti bakislarini. Kanepede kaykilmis yatiyordu. Ayaklari avuclarimda. Beni tuttu, kendine cekti. Optu. Dudaklari ilik ilik, kirmiziydi. ‘Defne,’ dedim...
|
|
613
|
|
|
|
Yoğun ve stresli iş ortamından uzaklaşmak için,kendisine önerilen iş seyahatini hiç düşünmeden kabul eden adam,uçak biletini almak üzere havaalanına uğradı.Biletini aldı ve evine doğru hızlı hızlı yürümeye başladı.
|
|
614
|
|
|
|
Sevmek sana ulaşmak mı ? yoksa...
sen mutluyken mutlu olmak mı?yoksa...
... |
|
615
|
|
|
|
Çok yoğun duyguların yaşandığı bir akşamın kırıntılarının uyku içerisne serpiştirilmesi gibi bir şey |
|
616
|
|
|
|
Otobüsten indiğimde sen yoktun! |
|
617
|
|
618
|
|
|
|
Bir uzanabilseydim tutacaktım kanatlarından,yaslanıp bulutlara okşayacaktım güneşin o parlak yüzünü,yatıya kalacaktım gece yıldızların koynunda,el sallayacaktım geçen uçaklara,sığınacaktım ayın dördüncü evresine,kuşlarla selam gönderecektim sevdiklerime...
|
|
619
|
|
|
|
Açtım, arayan sesi tanıdım. Sebil’di. Annem arayanın o olduğunu anlar anlamaz çıkıp gitti |
|
620
|
|
|
|