..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir klasik herkesin okumuş olmayı istediği ancak kimsenin okumayı istemediği eserdir. -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > Aysun Güven




28 Şubat 2013
Zeus'un Kızı; Verilmiş Sözler  
Aysun Güven
Hep başkalarının hikayesini okursunuz. Peki ya bir gün, okuduğunuz hikayenin kendi hikayeniz olduğunu anlarsanız sonunu okur musunuz ? Ya da sonu tekrar yazmak için mi uğraşırsınız ? İşte bu böyle bir hikaye.


:ABBA:
Hep başkalarının hikayesini okursunuz. Peki ya bir gün, okuduğunuz hikayenin kendi hikayeniz olduğunu anlarsanız sonunu okur musunuz ? Ya da sonu tekrar yazmak için mi uğraşırsınız ? İşte bu böyle bir hikaye.
Uzun zamandır hayalini kurduğu, onunla yatıp kalktığı, ama görünmeyen ve dokunulmayan bir isteği vardı. Ne daha çok para, ne de daha güzel bir yemek takımı idi isteği. Sana bağlı olmayan istekler, başkasının eline bakan isteklerdir. Onlar, hep daha beklenti dolu olmuştur. Hayatım boyunca, karşıma, sürekli, benden kaynaklı sorun çıkarmasını istedim tanrıdan. Çünkü, öteki türlüsünü, nasıl çözeceğimi, bir türlü kestiremiyordum.
Şans eseri tanıştığı kocası, kendi halinde, yakışıklı, halim salim, bir askerdi.. İlk evlendiklerinde, sahanda yumurta yemeğe, Eminönü’ne gittiklerini anlatırdı, kadın ara sıra. Konuşa konuşa gidip dönerlermiş yuvalarına. İlk tanıştığı ve çıktığı insanmış ikisi için de ikisi. Gazeteye yazılan muhabbet mektupları, çok gelince, ilk defa, arkadaşının hatırı üzerine, böyle bir şey yapan kadının mektubu, hayatında kendine gelen mektuba, aşık olacağını aklına bile getirmeyen, bir adama rast gelince, bu da senin olsun dendiğinde çizilmiş kaderleri. Ne barda, ne okulda, ne de sinemada ya da parkta. Kaderin, birbirine uygun olacağını düşündüğü bu iki insan, soluğu nikah dairesinde almışlar. Yarım günlük geçirilecek bir zaman için, askeri okuldan atılma pahasına katlanılan otobüs yolculukları, sayfalarca saman kağıtlara yazılmış mektuplar ve sonradan renklendirilmiş bir vesikalığa bakarak, hayal edilen onca büyük dünya, kısa bir zaman sonra unutulmuş, ikisinin bile sığamayacağı bir hal almış.. Neden sorusu, kimse tarafından sorulmamış. O kadar çok şikayet dile gelmiş ki, zaman içinde iki tane çocuğun, bu konuda ne düşünmesi gerektiği bile unutulmuş. Çocuklar şu sorudan nefret ederler sadece, sen en çok kimi seviyorsun bakayım ? Babanı mı anneni mi ?
Evlendikten hemen sonra, gidilen Kıbrıs Barış Harekatı, başlangıç noktası olmasa da sebebiyete yuva kurmuş. Bu arada, sorgusuz, sualsiz çocuklarını büyütmeye çalışan bir kuş misali, didinip durmuş ana kuş. Bir süre sonra, çocuklar kendi ihtiyaçlarını, kendi karşılamaya başlayınca, kadındaki huzursuzluk ayyuka çıkmış. Yetmiyormuş ama ne. Bunun adı hala koyulamamış. Para, sevgisizlik, ilgisizlik, hoşgörüsüzlük, saygısızlık, belki de tüm “sızlı” kelimeler. Bu “sız”ların üstüne kurulan çadır bir süre sonra kadından başka hiç kimseyi içine almaz olmuş, ne kadar içi büyüse de. Tüm bunların, bir başlangıç noktası olmalıydı. Öyle ya bitişi olan her şey gibi.
Adam, kendisine bir şey sorulmasından pek hoşnut olmayan bir tavırla yaklaştığından, genelde çocuklar anne ile irtibat kurar. Ancak, para gereksinimi işlerinde baba bilgilendirilirdi. Ama buna babanın razı geldiğine şüphe yok. Çünkü iki çocuklu bir ailede, bu kadar az bir zaman, ailesel mevzuların beraber konuşulması baba tarafından şüphe ile karşılanmalıydı. Ama karşılanmadı.
Gel zaman, git zaman sabırsızlıklar, eleştiriler, uyumsuzluklar, geçimsizlikler o kadar doğal bir hal aldı ki, bir süre sonra bunun normal olduğu zannedildi. Sanki etraflarında, herkes bu şekilde hayatını sürdürmekte idi. Geçmiş kaynaklı sorunlar, geleceğe yansımış, parlak bir aynadan, gözlere girmeye başlamıştı. Bu, sessizlik yaratacağına kaçışı hızlandırdı.
Vücutları bu ortama, onlar kadar alışmadığından kadın, bir süre sonra, kocası istese de bir yerlere götüremeyeceği bir hastalığa tutuldu. En azından, tekerlekli sandalye ile hastane ziyareti dışında. Uzun bir süredir, zaten sanal olarak, anneyi, çocuklarına emanet etmiş adam için, aslında tek bir şey değişmişti sadece. Artık kendisine cevap verecek, tenkit edecek biri kalmamıştı. Seyrederek, bütün bunlara katlanma eziyetine uzun süre dayanamadı zaten kadında. Baba yerinde kalmış uzun bir süre daha yaşamaya mahkum edilmişti, adeta acaba hala tekrar yazabilir mi diye sonunu.
Çocuklarımıza, verilen sözlerin tutulmasını öğretiriz. Ya da asla tutamayacağı sözler vermemesini. Evlilik bir sözse, bu sözü hangi yetişkin tutmak için yeniden yazıyor hikayesini ?

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Eyvallah.........
Gönderen: Dursun TOMBUL / , Türkiye
8 Mart 2013
Yazınız Güzeldi..Tebrikler............




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Zeus'un Kızı;hayal Balığı
Zeus'un Kızı;gökkuşağı
Acının Dramatik Süsü
Zeus'un Kızı;per - Kür Per - Taj
Alacakaranlık ve Ötesi
Zeus'un Kızı; Takvim Yaprakları
Zeus'un Kızı; Paravan
Gökkuşağı
Zeus'un Kızı; Olta, Balık ve Deniz
Zeus'un Kızı; Işık

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kara Mizah [Şiir]
Irmak [Şiir]
Bütün Yolculuk Boyunca Hasret Ayrılmadı Benden - Bir Ucu Bir Kuyuda Kaybolan Rüzgarlı Bir Şosede [Şiir]
İnsana Dair [Şiir]
Bir Dolu Bir Boş [Şiir]
2011 Yeni Doğan [Şiir]
Doğum Günüm [Şiir]
Derdim Bu Olsun [Şiir]
Doğum Günüm [Şiir]
Ne Diyeceğimi Bilemedim [Şiir]


Aysun Güven kimdir?

hayatın içine sığamayanlar kitapların içine sığabilir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aysun Güven, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.