Ben bir öğretmen değil, bir uyandırıcıyım. -Robert Frost |
|
||||||||||
|
Yaklaşık bir aydır böyleydi. Unutmuştu uyumayı, yemeyi, içmeyi… Sabaha kadar uyuyamıyor, sabaha karşı bir ara uykuya dalıyor ve ansızın uyanıyordu. Sonra kalkıp giyiniyor ve erkenden yola koyuluyordu. Çalıştığı yere varana kadar yaklaşık bir saat boyunca yürüyordu. Ortalık henüz aydınlanmamış oluyordu. Karanlık odasından çıkıyor, karanlık sokaklarda yürüyordu. Ufak bir ayakkabı atölyesinde çalışıyordu. Atölye bir binanın zemin katındaydı. Karanlıktı. Akşama kadar çalışıp, akşam güneş battıktan sonra yola koyuluyor, karanlık sokaklardan, karanlık odasına dönüyordu. Uzun süre olmuştu günışığını görmeyeli. Odası kara, sokaklar kara, elleri karaydı. Yürürken kafasını kaldırmıyor, önüne bakarak yürüyordu. Korkuyordu insanlardan, bakışlardan. O akşam da işten güneş battıktan sonra çıkmış, kafası önünde evine doğru yürüyordu. Sabahtan beri ağzına bi lokma girmemişti. Köşedeki simitçiden bir simit alırım dedi kendi kendine. Yağmur yağıyordu. Az sonra yağmur şiddetini arttırmaya başladı. Adımları hızlanmıştı. Nihayet simitçinin oraya vardı. Simidini aldı ve yutkunarak ilk ısırığı attı. Yağmur iyiden iyiye bastırmıştı. Evinin olduğu sokağa dönmeye birkaç adım kalmıştı. Tam sokağa dönerken birden sarsıldı ve geri doğru sendeleyerek yere düştü. Elindeki simiti sokağın diğer tarafına doğru yuvarlanırken, o öylece bakakalmıştı bir çift güzel göze. Kız da sendelemiş fakat düşmemişti. Kısa bir süre baktı kızın kara kara gözlerine. Birden bir korku sardı yüreğini, kalbi duracak gibiydi, kalkıp kaçmak istedi. Korkmuştu. Bedeni soğuktan titriyordu ama ya yüreği… Sonra kız aniden hızlandı, koşar adımlarla kayboldu yağan yağmurun içinde. Adam öylece bakakaldı kızın arkasından, oturduğu yerde. Sonra yavaşça topladı kendini, ayağa kalktı, boş bakışlarla evinin yolunu tuttu. On, onbeş adım yürüdü, tekrar arkasına döndü, baktı. Kimseler yoktu karanlık sokakta. Gördüğüm o kara gözler hayal miydi, yoksa açlık başıma mı vurdu diye geçirdi içinden. Sonra sokağın diğer tarafına geçmiş simide gözü ilişti ve bu bir rüya değildi dedi kendi kendine. Odasına girdiğinde sırılsıklam olduğunu fark etti. Aldırmadı, pencereye doğru yaklaştı ve biraz önce kıza çarptığı yere doğru baktı. Kızın kara kara bakan gözleri gitmiyordu gözlerinin önünden. Sonra cama vuran yağmurun aşağı doğru süzülüşüne baktı. Ne kadar da güzel yağıyordu. Biraz önce korkarcasına kaçıyordu yağmurdan ama şimdi ne kadar da güzeldi izlemesi bi camın arkasından. Kızın arkasından bakarken de hissetmişti aynı duyguyu. Göz göze geldiklerinde yüreğini anlamsız bi telaş, korku kaplamış, koşarak uzaklaşmak istemişti. Ama arkasından bakarken ne kadarda güzel görünüyordu gözüne ve ne kadar da rahattı yüreği. “Aşk ve yağmur ne kadar da benziyorlar birbirlerine” diye söylendi. İkisinin de içine düştüğünde bir titreme kaplar bedenini, sırılsıklam olursun, koşarak uzaklaşmak, saklanmak istersin bir kuytuya. Titremen yavaş yavaş geçer, rahatlar bedenin, çünkü kurtulmuşsundur yağmurdan artık. Ardından, izlemeye koyulursun yağan yağmuru. İzlemek güzeldir içinde olmayınca, saklandığın köşeden yağmuru ve aşkı. Neden kaçıp kurtulmak ister insan, değerini bilemez tamda içindeyken güzelliklerin….
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mehmet yavuz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |