Herşeye imgelem karar verir. -Pascal |
|
||||||||||
|
Menekşe hayata küsmüş. Ne yer içer, ne konuşur gülermiş. Ayrık Otu ise ilk zamanlar kızmış, bağırmış, çağırmış, bahçe sakinlerini suçlamış: - Eşekler... Domuzlar... Çalılar… Dikenler... Allah hepinizin belasını versin. Bizi siz ayırdınız. Sevgimizi kıskandınız… diye hakaretler etmiş, etrafına kin kusmuş. Sonra o da Menekşe gibi derdini içine atmış, susmuş. Ayrılıklarının üzerinden günler, aylar geçmiş. Kış gelmiş, kar yağmış. Tüm bahçe karlar altında kalmış. Böcekler toprağın altına girmiş. Kış uykusuna yatmış. Çiçeklerde dallarını toprağın altına çekmiş. Ayrık Otu sevdiğini düşünmüş. Bu soğuk havada yalnız bıraktığı sevdiğini… Sevgisi ile ısıtamadığı sevdiğini… Yersiz kıskançlıklarla üzdüğü sevgilisini… Şimdi ne çok istermiş sevdiğinin yanında olmayı, bedeninin sıcaklığı ile ısıtabilmeyi, teninin kokusunu duyabilmeyi… Soğuk kış günleri özlemle, hasretle, çile ile geçmiş. Bahar gelmiş. Güneş sıcacık kolları ile sarılmış. Koyunlar kuzulamış. Leylekler gelmiş, köşkün duvarına yuva yapmış. Kuşlar baharı kutlamış. Yaylalar yeşillenmiş. Kırlarda sarı sarı çiğdemler açmış. Böyü, böcek bir bahar temizliğidir başlamış. Ağaçlar meyveye durmuş. O soğuk hava gitmiş yerine ılık ılık esen, ruhları okşayan bir hava gelmiş. Köşkün bahçesindeki çiçeklerde yataklarından kalkıp dışarı çıkmaya başlamış. Uyanmayan bir tek çiçek varmış o da Menekşe imiş. Artık yaşamak istemiyormuş. Ne gülen güneş, ne ısınan toprak Menekşe’yi uyandırmaya yetmemiş. Onu hayata bağlayan hiçbir tat kalmamış. Bu üzücü duruma daha fazla dayanamayan bir çekirge gelmiş ve Ayrık Otu’na Menekşe’nin halini anlatmış. Ayrık Otu kahır olmuş. Ama o da üzüntüsünden bir kış boyu ölmemiş mi? Ne dalı yaprağı, ne kökü toprağı kalmış. Bir tek yüreği kalmış. Ayrık Otu ağlamaya başlamış. Bir yandan ağlamış bir yandan söylemiş: - Özür dilerim Menekşe!.. Beni affet!.. Ben seni çok seviyorum!.. Ne olur beni bağışla!.. Ne olursun ölme!.. Senin yokluğuna dayanamam!.. Sensiz yaşayamam!.. Ne olur affet!.. Affet!.. diye inlemiş. Bu acıklı konuşma tüm bahçe sakinlerinin gözlerini sulandırmış. Bu konuşmayı yukardan dinleyen bulutlarda çok duygulanmış. Bulutlar da ağlamaya başlamış. Bulutlar öyle ağlamış öyle ağlamış ki bahçede seller sular gitmiş. Bahçede buluşan bulutların göz yaşları almış Ayrık Otu’nun yüreğini Menekşe’nin yanına götürmüş: - Menekşe, biz affettik sen de affet demiş. Menekşe, göz yaşları içimde mırıldanmış: - Hangi canlı sevdiğini affetmez?.. Hangi yürek sevgiyi reddeder?.. Ben de seni seviyorum Ayrık Otu, demiş ve sevdiğinin yüreğine sıkıca sarılmış. Bu sevdalıları bir daha hiçbir güç ayıramamış. Sevgilerinin kokusu tüm bahçeyi sarmış. Köşk sahibi bahçede dolaşırken burnuna harika bir koku gelmiş. “Bu ne kokusu acaba” demiş. Ayrık Otu ile Menekşe bağırmış “MUTLULUK”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Zeynep Küçük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |