..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




15 Ekim 2019
Nasıl Yaşar Nasıl Ölürüz 61  
Bayram Kaya
Kısaca sürekliliği ve bir çokluğu içinde insan yaşamı gibi bir duruma biz işte hayat budur dersek, hayat dediğimizin sentezi süreklilik içinde hiç te hayat olmadığını görürüz. Ya da hayat değil dediklerimizin de süreklilik içinde hem de vaz geçilmez bir hayat olduğunu görürüz.


:EHD:
Bu yazı serisine bu bölümle biraz ara vereceğim en az 61 bölüm daha var. Gelecek bölümlerde kuantum düzlemlere gireceğim.

Çünkü hayatı anlamak için biyolojik yasaları, az çok kuantum düzlem, fizik, kimya matematikten söz etmek gerekiyor.

Biyolojik yasa fizik kimya temeline otursa da biyolojik yasaları matematik temele oturtmak oldukça zor. Bu nedenle hayat ve evrim zor kavranan bir teoridir.

61. Bölüm

Tıpkı makro dünyadaki kısıtlı bir iniş ve çıkış alanı içinde olmalarıyla birbirini kontrol eden iniş ve çıkışların, direnci nedenle kontrol süreçleri tersine döner. Bu tersine dönüşlerle düğüm kavşağında karar alan süreçlerin üstdüşümleri aynı anda birlikte ve bir aradadırlar. Kendi kendisini organizeyle Dissipatif ve kendisini yenilemeye yönelik, kendini yaratmakla otopoiezidirler.

Üstdüşüm olanların her birini birbiri ile olmak dışında tutuyorsunuz. Birbiri olmak dışında tutmakla siz üstdüşümü (üst üste durumu) birbiri ile ilişkin ligi olmayan birbirine ilişkin ligi oluşmamış gibi olan bu duruma sizler hayat değil diyorsunuz.

Makro alemde iniş ve çıkışın oluş gerçekleşme süreleri aynı andadırlar. Bir eylemle inilirken, bir eylemle çıkılır. Bir eylemle ölün ürken diğer eylemle doğulur. 500 M bir çıkış 500 M bir iniştir. Çıkışın zamanı inişe göre uzundur. Neden? Alan etkisinden.

Oysa porfirinle, klorofilin oluş süreçleri aynı anda başlamaz ve birbirine de dönüşmezler. Birbirlerine alan değiller. Birbirini kontrol eden değiller. Ama önce olan sonraya ispattırlar. Tabii ki porfirin öncesi moleküller, molekülün öncesi de atomdur. Atomun öncesi kuantum dünya, kuantum dünyanın öncesi de ? işaretidir.

Porfirin, klorofile göre hayat değildi. Porfirin klorofilden önce olan bir süre durumla işlevidir. Porfirin işlevi olmadan da klorofil hayat (hücre) olmuyordu. Bu söylemle hayatı hücreden başlatmış olduk. Daha gelişkin işlevle klorofil henüz ortada yoktur.

Bu durumda da klorofili de kendisinin organeli olduğu kendisinden sonrası içindeki hücreye göre söylersek ne klorofil hayattır ne porfirin hayat bağlamı ile bir var oluştur. Hücreyi de hücre sonrası, hücre sentezlerden oluşan bağ dokuya, kasa ve organlara göre söylersek; hücre de hayat değildir!

Dokuları kesilmiş kulak gibi organları da vücuda göre söylersek doku ve organlar da ne hayattır, ne var oluşturlar. Organizma olan kişiyi de sosyal yapıya toplumsal ve kolektif hayata göre söylersek; kişi de ne hayattır ne var oluştur. Kolektif aklın yanında kişinin esamesi bile okunmaz.

Bu mantık Aşil mantığı gibi yine bir Zenon mantığı olmakla, mantık çok basit bir Zenon çıkmazıdır. Ama işte hepimiz bu kusurlu mantık gibi düşünmekteyiz. Hayatı insan hayatı sayarız.

İnsan üzerindeki kolektif ortak akılı, kolektif üretim yeteneğini, kolektif bilinci, kolektif imajlı kolektif depo ortak hafızayı, kolektif sürecin kolektif birim zaman ile oluşunu, kendi hayatımızın hüneri sayarız. Örneğin bir insana göre on bin çalışan kişisi olan bir iş kolunda, bir birim zamandaki iş bir kişiye göre 104 kuvvetinde hızlanmıştır.

İşte kişisi imajlı hayatımız içindeki, kolektif yaşantılı katkı yetenek ve imaj aklı görmezden gelerek, bu formasyonu kişi hayatı saymamız en büyük yanılgı ve yabancılaşmadır. Bu komedi yanlışlık yetmiyor gibi bir de her şeyi bizim için yaratıldı halüsinasyonunu, gerçek saymamız; yanılsamalı hatanın tuzu biberi olmak üzere, hata üstüne tüy dikmektir. Diğer hayatları yok saymaktı.

Kısaca sürekliliği ve bir çokluğu içinde insan yaşamı gibi bir duruma biz işte hayat budur dersek, hayat dediğimizin sentezi süreklilik içinde hiç te hayat olmadığını görürüz. Ya da hayat değil dediklerimizin de süreklilik içinde hem de vaz geçilmez bir hayat olduğunu görürüz.

Robert Fulton 200 sene önce ısı enerjisinde elde ettiği su buharını bir silindir içine gönderip bir itenek (piston) oluşturması sayesinde ısı enerjisini tekerlek hareketine çevirdiğinde, kimse bu basit oyuncak olan modele, Ford araba (hayat) dememişti. Ama bugün bir ford araba da bu itenek hareketi olmadan hayatta arabaya dönüşemezdi.

Fakat bir arabadaki (bir hayattaki) tüm özellikler de bu itenek hareketi değildi. Şimdi sormak lazım. itenek hareketi araba değilse arabalardaki itenek neydi? Yani kişi hayatındaki klorofil hayat değilse hayatımızı oluşan klorofil neydi. Ya da bilgisayarlı, Android telefonlu hayat hayat değilse; kolektif güç aktarımlı karaciğer transplantasyonu neydi?

Yok itenek bir var oluştu ise, şimdiki arabalar ne? Demek ki araba da hayat gibi kendi sürekliliği içinde fiziki, kimyasal ve mekanik yasalarla, kolektif yetenekli, kolektif depo bilgi ve beceri ile olmuştu ama olmuş bitmiş bir şey değildi. Sürekliliği içinde araba sürekli oluşuyordu.

Örneğin öncesinde biz hiç yokken ve plana da hayat değil dediğimiz porfirin varken, klorofil varken, entegre süreçler altı milyon yıl önce girişen entegre bağıntı süreçlerle bizi ortaya koymuşlardı. Bu nedenle sürekliliği içinde hayat dediğimiz, kesikli durum olamamakla hayat değildi. Özel bağıntılı kesikli durumu içinde olup ta süreklilikte yansıyamamakla hayat değil dediğimiz de o özel bağıntılı kesikli durumuyla hayattı. Tematik geliştirmeyi buradan kesiyorum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.