• İzEdebiyat > Deneme > Anılar |
121
|
|
|
|
"Ve siz hiç cennette kadeh kaldırdınız mı? "
Ölmeyi beklemeyin dostlar ;
buyurun Avşaya.
|
|
122
|
|
|
|
Kimseyi sevmemeli diyor acı
Kimseye kendinden fazla kendini arkadan bıçaklatacak kadar güvenmemeli diyor
çünkü en iyi sen hissedersin içinin yandığını |
|
123
|
|
|
|
-Bence Tanrı'nın canı sıkıldı anne. Sonra da insanı yarattı.
|
|
124
|
|
|
|
Anne için mi dah zordur ayrılık, yoksa evlât için mi? |
|
125
|
|
126
|
|
|
|
özlemle dolar bazen yürekler... kimi zaman yaşananlara kimi zaman toprağın kokusuna.... |
|
127
|
|
|
|
Bir şeyler öğretiyor ki evdeki hesap çarşıya uymuyor. Senin yaptığın planlar yarın sana gülüp neyine güvendin de plan yaptın diyor. Acı acı gülerek kabul ediyorsun. Doğru. |
|
128
|
|
|
|
Alem-i asgar ve ekberde, ellerim -5 derecede; kalbimin üzerinde... |
|
129
|
|
|
|
..yıllar önce yaşamaktan giden nihal'e,denizsiz kentin martısına.. |
|
130
|
|
|
|
ankaranın taşına bak...gözlerimin yaşına bak... |
|
131
|
|
|
|
20 yıl sonra hiçbir şey olmamış gibi buluştuk. Eğlenmeğe çalıştık. Halbuki neler olmamıştı ki.
Kaybettiğimiz arkadaşlarımız sanki biraz sonra kapıdan içeriye girecekmiş gibi his ediyordum. Kulaklarımda Pink Floyd çalıyordu. |
|
132
|
|
|
|
Absürtlüğün en uç sınırlarında gezen hikâyelerini dinleyerek büyüdük. Absürt bir mevzuyu, “günlük yaşamın sıradan bir olayı”ymış gibi sunabilmek ve dinleyenleri gözlerinden yaşlar gelecek kadar güldürmeyi becerebilmek bir ustalık emaresi değil midir? |
|
133
|
|
|
|
Anneler gününün acı verdiği bir gündeyim.Birşey eksik hayatımda bir nefes.Ne kadar büyüsekte hep eksiğiz aslında. |
|
134
|
|
|
|
Cehennem Cevdet! İplerin hepsi kopmadı, unutma. Hepsi kopsa nasıl gönderirdim sana selamımı? Selam olsun sana... |
|
135
|
|
|
|
Ben ihanet ettim diye bağıran birini gördünüz mü hiç, ya da gördünüz diyelim omzunuzu uzak tutmaz mıydınız ondan. Kendi mutluluğunu düşünmeyen insan başkalarını mutlu edemez cümlesi kaç kez uğradı yanınıza. Bir terazi koyun hafızanıza şimdi; unuttuklarınızla, unutmaya çalıştıklarınızı tartın ayrı kefelerde, ne kadar çaresiz olduğunuzu bulacaksınız sonunda. |
|
136
|
|
|
|
Oyun odası öğretmeni olarak çalıştığım kısa sürede 2.5 yaşında iki tane dünya şekeri oğlum vardı. Biri çevresine gülücükler saçarken, diğeri annesinin eteğine yapışır, oyuncakların yüzüne bile bakmazdı.3 yaşından küçük olan öğrencilerim sadece istedikleri zaman oyun odasında oynar ve ne zaman annelerini isteseler, diğerlerinin aksine onu yanında bulurlardı. Gülücükler saçan Hasan, her sabah beni gördüğünde ötmenim diyerek kollarıma koşardı. Bir gün Hasan yanındaki sessiz sakin arkadaşı Oğulcan’ı öpmek istedi.Ve şaşırdı, Oğulcan ona vurmaya başladı, Hasan ağlayarak uzaklaştı. Elindeki oyuncağı havaya kaldırmış, kızgınlıkla bakıyor ve benden oyuncağı arkadaşının kafasına atması için ona izin vermemi bekliyordu.
Bir yanda öpücüğe tokatla karşılık veren, bir yanda kızgınlığını göstermek için izin isteyen.
Oğulcan’ı annesi sakinleştirirken, ben de Hasan’ı kucağıma alıp saçlarını okşadım, önce kızgınlığını dile getirmesine izin verdim. Arkadaşının, kendisinin onu sevmek için yaklaştığını anlamadığını, kendisine dokunulmasından hoşlanmadığını söyledim. Okuyan herkese vakit ayırdığı için teşekkür ederim.
Biliyor musunuz bir bebek, anne karnındayken bile şiddeti hissedebilir. Doğduğunda, canının parçasını yakana, tekrar el kaldırıldığında, - hatta o kişi kendisini sevmek için bile yaklaşmış olsa - çığlıklarla karşılık verir. Bundan daha can yakıcı ne olabilir? Artık o bebek gerçek sevgiyle kuşatılıp, güvende olduğunu iliklerinde duyuncaya kadar, onu sevmek için kendisine yaklaşana, - kendisi gibi bir bebek olsa bile- saldırarak karşılık verecektir. Sevmek isteyenin şaşkınlığı ve sevgisizliğin tutsağının korkaklığı, tanık olanın kalbini eritecek ve elinden bir şey gelmemesinin hüznü ile, ne yapacağını bilemeyecektir.
Kimsenin ne dediği, neye inandığı önemli değil. Özgür değiliz hiçbirimiz, hatta Sezen Aksu’ nun dediği gibi “Masum da Değiliz” hiçbirimiz. Hiç düşündünüz mü, masumiyetimiz ilk yarayı ne zaman alır?
|
|
137
|
|
|
|
Kur’an ahlakını yaşayan kişinin adalet anlayışında kişisel çıkarlar, dostluklar, arkadaşlıklar, akrabalıklar, insanların fiziksel farklılıkları asla etkili olmaz. Kararları yalnızca haktan ve doğrulardan yanadır. Kur’an ahlakının tam olarak yaşandığı toplumlarda gerçek adalet ve güvenin hakim olacağı çok açıktır. |
|
138
|
|
|
|
İstanbul hava alanına tahminimden çok erken bir saatte ulaşmıştım. Dış hatlar departmanında yaklaşık dört saat sonra gelecek yolcumu karşılamak üzere beklemeye başladım. İki günlük bir uykusuzluktan sonra göz kapaklarım tonlarca ağırlık altında kalmış gibi kendiliğinden kapanmaya başlıyor, ben uyanık kalmak için direnç gösterdikçe inadına uyku, bütün çekiciliğiyle şuur ve irademi etkisi altına alıyordu. Göz kapaklarım arasındaki açı giderek daralmış, iki adım önümdeki telaşlı kalabalık sanki benden fersah fersah uzaklaşarak ufuk çizgisine doğru çekilip gitmişti. |
|
139
|
|
|
|
27 Aralığın ilk saatlerinde uzun süren sancıların ve acıların sonunda doğum masasının başucuna koydu Doktor Zeliha Hanım seni. Al bakalım bebeğini dedi. O an kalbim yerinden fırlayacaktı. Bu cümleyi mecazi anlamda kullanmıyorum. Gerçekten kalbim yerinden fırlayacaktı. Hoş geldin bebeğim diyebildim o heyecanla. |
|
140
|
|
|
|
-Söylenen her şey unutulmak için söylenilecek ve hiçbir delil bırakmayacak ardında.
|
|