• İzEdebiyat > Deneme > Anılar |
361
|
|
|
|
Cesaret gittiğin hayat yolunda, kullandığın arabanın lastiğinin patladığı anda gerekliydi belki de, beklide var olmak adına hayatta kalabilmekti. |
|
362
|
|
|
|
“Karanlığın içinde, yol bulamadım bu gece!..” |
|
363
|
|
|
|
Bir ata sözünün çağrıştırdıklarına dair |
|
364
|
|
|
|
Gözlerime bakmadan uzaklardan sanki ezbere biliyormuşcasına doğrudan gönül yolumdan girdin. Belki benim yapmak isteyip beceremediğim gibi... |
|
365
|
|
|
|
Mezuniyet sonrası hissettiklerimi anlatan, acı tatlı hatıraların derinliklerini, sırlarını, hüzünlerini, sevinçlerini anlatan derin bir 'anı' yazısı...
Sonsuz Sevgi ve Saygılarımla |
|
366
|
|
|
|
Hayatın rutininden uzaklaştığım Bozcaada'da yaşadığım kısacık günlere sığan anılar... |
|
367
|
|
|
|
kirlenmiş kentleri kirlenmeden terketmek. kaçmak! ... ama kime? nereye? niye? ne zamana kadar... küçük bir anı |
|
368
|
|
|
|
"Hatta bir akşam kendi kendine “Madem kirlenecektin çocuk neden o kadar saf kalmaya çalıştın?” diye sorarken, peçetedeki balığı görmüş bu çocuk, balık ağlıyormuş… “Neden ağlar peçetedeki balık?” deyivermiş o anda... |
|
369
|
|
|
|
Bir zamanlar bu koca şehrime Florance Nightingale'de tutuklu kalmıştı. Bu kimine göre mesleki bir özveri, idealist bir kadın önderliği idi, kimilerine göre "kutsal" bir vazifeydi. Ama o güzel eller Selimiye Kışlasında yaralı askerleri otama yaparken, sembolü olan ve tini aydınlatan sarı kandilin ışıklarında; ailesine bir kaç satır karalamıştı. |
|
370
|
|
|
|
'Yıllar geçmiş, hissettirmeden, sinsice kayıp gitmişler..' Olur ya bazen bu duygu fena yakar içini, yatağın soğukluğu acıtır ya canını hani, işte öyle bir gece yine.... |
|
371
|
|
|
|
Türkî Cumhuriyetlere öğretmen alımı imtihanı neticesi elime geçtiğinde çok heyecanlanmıştım.
Kazanmıştım imtihanı!...Hem de Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a tayin edilmiştim.
Akçaabat’tan Aşkabat’a gidecek |
|
372
|
|
|
|
bolca emeklinin oturduğu küçük bir kasabanın denizenazır bir cafesinde oturmuşken garsondan ödünç aldığım kalemle yazılmış bir anı yazısıdır.. |
|
373
|
|
|
|
Senden baskasi olamaz..
Sensin iste.. Baska kimse bu kadar kaygisiz yuruyemez.. |
|
374
|
|
375
|
|
|
|
Ankara’nın en güzel caddesinde, rengarenk şemsiyeler yağmurla dans ediyordu. Saniyeler geçiyordu, her şey turuncu rengin esiri olmuş gibiydi...
|
|
376
|
|
|
|
Dişlerimi birbirine geçirdim..
Sımsıkı... Belki bu durdururdu bu saçma sapan hayatı.. Durdurmalıydı.. |
|
377
|
|
|
|
Dede, eski günlerine dönüp öğrenciliğini de anlatmaya başlıyor; 2 yıl öğretmen okulunda okuduktan sonra Vefa Lisesi'ne geçmiş oradan mezun olmuş, orada da öğretmenlik yapmış. Sonra müdür yardımcılığı yapmış. Orada bir “asaletim geldi, asil müdür yardımcısı oldum yani” gibi bir sohbet de geçiyor ama ben bu “asalet” kelimesine takıldığımdan sohbetin akışını takip edemiyorum. |
|
378
|
|
|
|
Bizim emektar çayhaneye oturuyorum, anneannemle de buraya otururdum, şimdi çocuklarımla da buraya otururum her zaman. |
|
379
|
|
|
|
Bir dönem, Ankara'da yaşayabilirimi düşünmüş, ama "denizi, martısı, boğazı olmayan" bir şehirde yapamayacağıma, karar vermiştim. Belkide, bu kararıma sebep olan aşktır.
Çünkü 'aşk', artık Ankara'daki, durağından, Istanbul'a, geri döndü...
|
|
380
|
|
|
|
Yakarışımız “YAKAN” dan korunmak içindir.
Kalemimiz ve dilimiz “CAN YAKICI” dan “GÖNÜL HUZURU” na kaçmaktadır.
|
|