• İzEdebiyat > Deneme > Anılar |
161
|
|
|
|
1941 yılı biterken, uçsuz bucaksız sovyet topraklarındaki savaşın kısa sürede sonlanmayacağı artık anlaşılmıştı. |
|
162
|
|
|
|
son doğum günümde bana gelen bir hediye için yazdığım minik, minicik bir yazı. az önce yazı arşivimi karıştırırken gördüm, ve öylesine açıp baktığımda gerçekten paylaşmaya değer olduğunu analdım. ve buraya kopyalıyorum. |
|
163
|
|
|
|
benim sağ elim kesildi. Sonra neler mi hissettim ...
sağ elinizin hatırına girin içeri |
|
164
|
|
|
|
“Bizim çocukluğumuzda poşet mi vardı, her konuda olduğu gibi bu konuda da ne kadar büyük değişiklikler oldu, her şey ne kadar da pratikleşti.” |
|
165
|
|
|
|
Sana Gelen Yollarım Yolumun Başıymış Meğer
’ GÖNDERİLMEYEN MEKTUPLAR ’ |
|
166
|
|
|
|
Tohumunu onlar atıyor zamanın, ben izliyorum, golgesinde dinleniyorum asla bana kalmayacak cennetlerin… |
|
167
|
|
|
|
Kıskanıyorum seni en dişi duygularım ile.Kimsenin sevmediği gibi sevmek kimsenin görmediği gibi görmek istiyorum seni. Öyle güzelsin ki herkes sende mutlu, herkes sende uyuşmuş. Herkes bedeninde poyraz duyguları bırakmış. Bakiresin sen hala |
|
168
|
|
|
|
Yazarlık denen dolambaçlı yola giriş ve burada yol almanın üzerine ... |
|
169
|
|
|
|
Dinçer Sümer'in tek kişilik oyununu ararken eski günler düştü aklıma. Tek kişilik bu nefis oyun 50'lerin İzmir'inde geçiyor, ilk gençlik hayallerini aşklarını anlatıyor. |
|
170
|
|
|
|
Atatürk'ün millete hizmet ve politika üzerine nükteleri üzerinden siyaset dersleri. |
|
171
|
|
|
|
Bizim buralarda güzel yerler var.Gelip göremesende yazılarımi sığdır kalbine teraziyi kendinden bulduklarınla dengele...Kim ne derse desin bırakmayalım biz yazmayı devam edelim ićimizden geldiği gibi... |
|
172
|
|
|
|
İçinden deniz geçen şehirdi aşkın bana geldiği yer.Belki denizin ortasında duran Kız Kulesiydi sözün.Çoktandır unutulmuş buluşmalardır Ayasofya.Mavi deniz,tuzlu gözyaşı ve unutulur her aşk! |
|
173
|
|
|
|
Mamo Can öldü…
Aslında bu cümle böyle değildi, cümlenin aslı; “Şişko Memo Öldü” şeklinde idi ama ben ölüye saygımdan dolayı “Mamo Can öldü” diyorum.
Hey koca Mamo Can!
Ne acelen vardı da hemen çıktın.
Biraz daha kalıverseydin…
Emekli olsaydın, suya kavuşturduğun bahçenin geleceğini bir görüverseydin. Hem çocukların da daha çok küçük, onlara biraz daha bakıverseydin. Ne acelen vardı Mamo Can!..
|
|
174
|
|
|
|
Yıllarca bir fabrikada işçi olarak çalıştı benim babam…
Hayır, yakınmak için söylemiyorum. Aksine, biz Başbakan’ı kırmak, devleti karşımıza almak bahasına bırakın üç çocuğu, ikinciyi bile göze alamazken; tam dört tane çocuk yetiştirmişti babam.
|
|
175
|
|
|
|
Rüyalarımda sarı duvarlar görüyorum sevgilim. |
|
176
|
|
|
|
midemle işbirliğimiz bozulacak diye kokmam bunları paylaşmamın sebebi... |
|
177
|
|
|
|
Çocukluğumda bazen,ergenlerden dinlediğim,muhabbet, gülmecelerden bahislerim... |
|
178
|
|
|
|
Değiştim mi değişmedim mi. Bildiğim; Bildiğim bir şeyleri değiştirmeyi denediğim. En azından kendimle mücadele ettiğim. Hayatıma dair her bir ayrıntıyı unutmaya çalıştığım. |
|
179
|
|
|
|
Adam, yakılan bir şairden miras bir cümle taşırdı cüzdanının köşesinde. Derdini anlatabilmek için. Yaşlandıkça kırışmaya başlayan bir kâğıt parçasına yazdığı birkaç sözcük, ete kemiğe büründü O’nu görünce.
|
|
180
|
|
|
|
Çocccuklardaki gizli güzellikler....... |
|