• İzEdebiyat > Deneme > Anılar |
261
|
|
|
|
Anlık serzenişler... Gün gelir olur, belli mi olur... |
|
262
|
|
|
|
Bir şeylerin değişebilmesi adına... |
|
263
|
|
|
|
Dedem de anlatırdı bir şeyler. O vakitler çocuktuk dinlemezdik. Toplandığımız radyo başında cazırtılı seslere karışan “ arkası yarın”lar varken onu kim umursardı ki. Boğazın iki yakasını bir araya getirecek köprü tamamlanmak üzereydi. Kardeşimle, hiç unutmam şimdiki gişelerin önünde hatıra fotoğrafı çekinmiştik. Omuzlarda karşılıklı sarmaş dolaş atılmış kollar, damalı o biçim pantolonlar! Ve objektife poz verirken yüzünde donup kalan gülümsemesiyle komik görünüşlü kardeşim. Biz kakara kikiriler arasında gülüşürken resme, dedem sokağa bakan penceresinden homurdanmasını sürdürürdü, |
|
264
|
|
|
|
Ve kokusu.. insanın her yerine sinen.. ağır.. yaşamayan bir koku.. yaşattığı sanılan.. oysa en güzeli bir tebessümdü ilaçların.. yürek güçlü olmalıydı.. insan yüreğinden tutunuyordu yaşama..
|
|
265
|
|
|
|
Çocukken başıma gelen ve bu yaşta hala aklıma gelip yazmama sebep olan bir anı.O zaman yaralayan şeye bugün gülerek bakıp satırlara dökebiliyorsam ne mutlu bana. |
|
266
|
|
|
|
Ne oluyor bana, kendimi çok kötü hissediyorum? Yoksa, yoksa!...Daha, çocuklarım çok küçük ne yaparlar bensiz, ya eşsiz bir tutkuyla sevdiğim eşim, ya hasta babam ya annem?
|
|
267
|
|
|
|
Er yada geç karşılaşacağımız..... |
|
268
|
|
|
|
"... Fotoğrafı çeken kişinin bakış açısı ve karar anının yanında, o fotoğrafa sosyal bilimlerle ve özellikle yazı bilimi ile, anlam kazandırmak, fotoğrafın daha kolay, başka izleyenlere ulaşmasını sağlar. Fotoğraf ne kadar güçlü olursa olsun, o fotoğrafın alt yazısında, bir takım kelimelere ihtiyaç duyulur...." |
|
269
|
|
|
|
Ölümün soğuk yüzünü bir kez daha gördüm... |
|
270
|
|
|
|
"...Bir gün Y. Kemal Beyatlı ve arkadaşları Küçüksu tepelerinde bir konağa davetli olurlar. Sedat İçgören O sıralar bir konservatuar öğrencisi ve son sınıfta oku maktalarmış. Her şair ve davetli eşleri ile gelmiş. Tabi ünlü şairde kendisine hayran bir kız öğrencisiyle davete icabet etmiş...
|
|
271
|
|
|
|
Kitaplarım benim en değerli hazinemdir. |
|
272
|
|
273
|
|
|
|
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin suladığı ovalar çok verimlidir. Bu özellikleri nedeniyle adanada bir çok medeniyetler kurulmuştur. |
|
274
|
|
|
|
Bir türkü tutturduk şimdi
Ayrılığın çizgisinde
Bir adım ötede özgürlük
Geride çocukluğum
Anıları kazıyıp yüreklerimize
Gidiyoruz..
Üzülme
“Ayrılık özlemlerde buluşmak için
Çıkılan yoldur.”
|
|
275
|
|
|
|
Sezai Karakoç’un Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatına armağan ettiği ve ona “Mona Roza” şairi denmesine sebeb olan bu şiir on dokuz yaşında iken yazılmıştır. Yıl 1952. Edebiyatımızın en güzel örneklerindedir. Dört bölümden daha doğrusu dört şiirden oluşmaktadır. Bu şiir üniversite gençliğinin baş ucu şiirlerindendir. Karakoç, o yıllarda tanınmadığından dolayı bazı taşra gazetelerinde birileri kendi adlarına yayımlamışlardır. O dönemde his ve heyecan doruğunda olan ve şiire ihtiyacı olan herkesin şiir olmuştur Mona Roza. |
|
276
|
|
|
|
Yaşanılan günleri çalmaya karar verdim tarih sayfalarından.. 15in payına düşen şımarık bir kaç hatıra. Artık kimsecikler alamaz elimden temmuz 15i |
|
277
|
|
|
|
Boş zamanlarımı değerli bir şekilde dolduramamıştım ama balkondaki park manzarası her zaman çocukluğumun "yalnız taktaravalyesi" idi. Ege, tatilimin odak noktasıyken İzmirin kızlarını fark edemedim. Karşıyaka, bağırsam duyucaktı yunanın teki. |
|
278
|
|
|
|
....bahardı ve bahar yaramazlık yapmaya çok elverişli bir mevsim. |
|
279
|
|
|
|
Bazen hiç düşünmeden yaptığımız küçük bir yardım girişimi, karşılıksız uzatabildiğimiz ellerimiz nice canların kurtulmasına, yaralı ve çaresiz yüreklere umut tohumlarının serpilmesine, hayata büyük bir şevk ve inançla sarılmalara vesile olmaktadır...
|
|
280
|
|
|
|
İstiklal caddesinde sabaha karşılar daha içten oluyor... |
|