• İzEdebiyat > Deneme > Anılar |
481
|
|
|
|
Daima çocuktum, fakat çocukluğum çocuk olmamıştı ki...Aslında çocuk olmuştum....Olmamışlığın tek adresi |
|
482
|
|
|
|
Geçmiş ve kokuların kalıntıları insanı yakar çoğu zaman... |
|
483
|
|
|
|
“Seni vurmalıyım, töremizdir sevgilim; Biliyorsun, bizde yarım kalan aşkları, hep öldürürler. “
|
|
484
|
|
|
|
Hangi kapıyı açsam gece,ne yapsam karanlık...
Birde kokunu getiren rüzgar olmasa..
Bir anlami kalmazdi yaşamanın |
|
485
|
|
|
|
Apartman komşum, Filiz, biber dolması getirdi dün akşam.. Sevgi her şeydedir biliyormusunuz? Biber dolmasının kokusunda, onu taşıyan elde. Bizim güzel gülüşlü kapıcımız, Mevlüt’ün gözlerinde... |
|
486
|
|
|
|
Boş şişe toplayan yaşlı bir adamla tanıştım o akşam da...Bana “E ile başlayan üç tane meyva say bakalım bilirsen ben sana bilemezsen sen bana bira ısmarlayacaksın” diyen ton ton ama sokakta yatan bir amca.. |
|
487
|
|
|
|
Merhaba;mutluluk var mıydı acaba?Ohh! çok güzel,bu dolaştığım kaçıncı dükkan hatırlamıyorum ayaklarıma karasular indi adeta, o kadar yoruldum ki anlatamam.Yok hayır kiloyla alacak kadar param yok sadece bir-iki tane verirseniz kafi. |
|
488
|
|
|
|
Bir şarkı geliyor aklıma 'Kader kime şikayet edeyim seni bilemem,alnıma yazılmış yazısın derinsin silemem.'Bu misal... |
|
489
|
|
|
|
"Tıraş bıçağı ile eline uzun gelen ama bembeyaz teninde, görülemeyen sakallarını keserdi.
Eğer eline uzun gelmiş olan bıyıkları var ise, "singer" markasını taşıyan, en azından altmış yıllık makası ile, parmak uçları ile yoklayarak, bulur ve keserdi."
|
|
490
|
|
|
|
Bir gün tükendiğinde mum ışığı yalnızlığın girdabına çeker seni karanlıkların. Yokluğun ta kendisidir gecenin bir yarısında saatin tik taklarında yükselen hayhırışların.O saatlerde ne bulut bulunur gökyüzünde ne de sımsıcak bir mücizeyi andıran gün ışığı.Donup kalırsın buz kesen yalnızlığında.Yalnız kınına çekilmiş bir bıçağa benzer bütün hatıraların. |
|
491
|
|
|
|
Hayatı ıskalamadan geçmeye ramak kalıyor ve her seferinde ıskalıyoruz... |
|
492
|
|
|
|
Şehri tepeden gören bir yerde okul. O sıcakta yokuşu tırmanmak ne zor geldi bana.
Hiç böyle bir sıcak görmemiştim. Okulun bulunduğu semt göçlerle oluşmuş. Evler tek göz oda, içeride bir kaç koyun, anne, baba ve 9-10 çocuk...
Anlatılmaz bir şey görülmesi lazım. Sokaktan pis sular akıyor sıcak hava ile koku dayanılmaz. İnsanlar çok sıcak kanlı
ve çocuklar çok tatlı. Anladım ki onlarla hayata tutunabilirim. Onlarla yeni bir beni keşfettim. Mücadeleci, hırslı,
sevecen yanımı gördüm. Bunca zorluğa rağmen mutluyum.
Bu gün sınıfta ağladım. Evet ben ilk kez mutluluktan bu şehirde ağladım. |
|
493
|
|
|
|
yazacak o kadar çok şey varki aklımda.Ama sizlerle ilk buluşmamda gezdiğim, gördüğüm Portekizi anlatmak istedim.bu kadar çok yer gördüm ama bu ülke kadar bana uyanını gördüm.hemde bu ülkede olmanın şansı ve şansızlığını benim kadar hissetmeniz dileğiyle. |
|
494
|
|
495
|
|
|
|
Haftanın ortalarına doğru daha az ders çalışmaya, daha çok keyif yapmaya başladık. Günde altı yedi öğün yemek yiyor, -bunu güya sağlıklı olmak adına yapıyor-, geç vakitlere kadar uyuyor, birde gün içinde öğle uykusu denen şeyi deniyorduk. |
|
496
|
|
|
|
Hayat istediklerini vermez bazen sana. En zayıf noktandan vurur seni. Hiç bir şey yapamazsın. Sende çok derin ve usta kesikler bırakır. Yazın ortasında kışı yaşarsın. Kimse umursamaz varlığını veya yokluğunu. |
|
497
|
|
|
|
Yağmur’u seyrediyorum ellerimi iki yanağıma yaslayıpta. Kolum uyuşuyor. Bu acıyı sonsuza dek içime çekmeliyim. Benim ne içilecek şampanyalarım var kadehlerde. Ne cümle aralarında sosyete kesilecek kristal şişelerim.... |
|
498
|
|
|
|
Elinizin altında evirip çevirip bir kenara koyduğunuz sayısız kitap orada masanın üstünde, raftaki yerinde okunmayı bekliyordur. Bir gün başka bir nedenle-içine koyduğunuz bir fotoğraf, telefon numarasını kaydettiğiniz bir kâğıt, belki üç beş cümlelik bir not için- aralanır. |
|
499
|
|
|
|
Olsun, her itilip kakılışımda, türk kanım onurlu bir teselli oldu içimde, hatta öyle büyürdü ki yüreğim kafesinden çıkarıp ay yıldızlı al bayrak misali sallayasım geldi. |
|
500
|
|
|
|
Hayat güzel olsa /
Ya da seninle olsa diyordum /
Bir yıldız kaysa ben hep seni diliyordum /
Şimdi bir damla sen bir parça Ankara /
Yaşıyorum hatıranla /
|
|