..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Hayranlığı o dereceye vardı ki; yere düştü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun)
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Özgür Yenigün




23 Nisan 2007
Cehennem Cevdet'in İpleri  
Özgür Yenigün
Cehennem Cevdet! İplerin hepsi kopmadı, unutma. Hepsi kopsa nasıl gönderirdim sana selamımı? Selam olsun sana...


:CAJE:
     Bu dünya ne garip! Her an birileri doğuyor bu dünyaya ve her an birileri gidiyor buradan. Şu an bile nefes alışımızla ilk nefeslerini alanlar, bizle nefes almaya devam edenler ve nefes verişimizle son nefesini verenler var. Devam edenlere kendimi kapkalın iplerle defalarca bağlıyorum, gün geliyor ölüyorlar ve işte o zaman bu ipleri koparmak vücudumdaki bir damarı söküp atmak gibi zorlaşıyor.
     Edebiyat öğretmeni Cevdet Tonay... Cevdet hocam... Edebiyat denizinde yüzerdi hep. Güzelim Türkçemizin ölüme ne kadar fazla yer verdiğinin farkındaydı. Cahit Sıtkı'nın "Otuz Beş Yaş" şiirinden bilirdi ölümün kaçınılmazlığını ve bize o öğretmişti "Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misali o musalla taşında" dizelerini. Yahya Kemal'e dönüştüğü de olurdu "Sessiz Gemi" şiirinde. Ölüm üzerine ne kadar deyim olduğunu da bilirdi. Yavuz Bülent Bakiler'in sıraladığı kadar var gerçekten. "Can kuşunu uçurdu, cennete kavuştu, dünyasını değiştirdi, ecel şerbetini içti, kuş gibi uçtu gitti, merhum oldu, ölüm kapısını dövdü, ömür defteri kapandı, topraktan geldi toprağa gitti, yensiz gömlek giyindi." Daha birçoğu... Türkçemiz ölümü ne kadar güzel ve çeşitli yollarla anlatmış. Ama olmuyor. Cevdet hocanın yaptığına "Can kuşunu uçurdu." diyemiyorum. "Yensiz gömlek giyindi." deyimini yakıştıramıyorum onun merhum oluşuna. Damdan düşer gibi değiştirdi dünyasını. Ateş almaya gelmiş bir komşu gibi girdi toprağın altına. Ona ancak "Kuş gibi uçup gitti." deyimi yakışır. Birdenbire, haber vermeden... Sıradan bir günde "Ah Yalan Dünya" adlı türküyü çığırırken, türkünün manasında bir boşluk varmış da dolması gerekiyormuş gibi aldık ölüm haberini.
     Ne günler yaşamıştık onunla! Sinirlenirdi bazen. İstediklerini yapmayan öğrencilere kızardı. Yumruklarına hepimiz maruz kalmışızdır mutlaka. Bir gün boyunca ağrırdı omzumuz bu yumruklardan. Üniversite yıllarının “Boksör Cevdet’i”, öğretmen olduğunda “Cehennem Cevdet” diye anılır olmuştu bu yumruklar yüzünden. Cehennemi yaşatır gibi görünürdü bize, ama attığı her yumrukta, verdiği yığınla ödevde, sınavlarında sorduğu zor sorularda hep bir hayat dersi nakışlıydı ince ince. Attığı bir yumruk için bin nasihat verirdi bize ve o yumruğun hiçbir önemi kalmazdı. İsmail’e söylediği sözler hiç çıkmaz aklımdan. “Üniversitede ölümü bile göze alıp istediğin her olayı yaşa, üniversiteden sonra istesen de yapamayacaksın.” demişti. Birçok kişiye saçma gelen bu nasihat üniversitede haklılık yarışını kazandı. Hele üniversite tercihi yaparken söyledikleri… Biz o hocadan bu hocaya gidip "Nereyi tercih edelim?" diye şaşkın şaşkın sorarken o "Ben annesiz, babasız, bazen beş parasız okudum Ankara gibi bir şehirde; siz hala bunu mu düşünüyorsunuz? Yazın aklınıza yatan ilk yeri ve gidip okuyun." demişti. Bu söz onu bir öğretmenden dev bir insana dönüştürmüştü. Onu dev yapan başka olaylar da vardı. Bize verdiği "dil yozlaşması" konulu ödevden bilirim sömürgeye "koloni", dükkana "shop", ayaküstü yemeğe "fast-food" dememeyi. O öğretti "selam" yerine "slm", "merhaba" yerine "mrb" yazmamayı. Bir de onun açtığı şiir yarışması sevdirdi bana edebiyatı. Dev bir insan bunları yaptı.
     Artık alışmak lazım Cevdet hocanın ölümüne. O bir namazlık saltanatını sürdü. Memnundur yerinden ki geri dönmeyecek. Umudum "Cehennem Cevdet'in" orda cenneti yaşaması. Bense "Ah Yalan Dünya" türküsü benim için çığrılana kadar devam edeceğim türkülere. Bu akşamki maçta Fenerbahçe'ye karşı Gençlerbirliği'ni destekleyeceğim. Adını "Kuzu's Döner" koyan dönerciye kızacağım. Yazmaya devam edeceğim. Uzun lafın kısası, Cehennem Cevdet 'in iplerinden bir kısmını koparıp devam edeceğim hayata.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Ellerin Agrimasin.
Gönderen: Hardal Biber / İstanbul/Türkiye
7 Mayıs 2007
Sen simdi de bu deyisi merak edersin. "Ellerin Agarmasin"',bizim "Ellerin dert gormesinin" Azeri kardesi. "Firdolayi" da "cepecevrenin" Yasar Kemal dilinde karsiligi. Haklisin Farsi klavye kullanmanin gadrine ugruyorum. (I),(i) oluyor ve digerleri. Yazilarina gelince heycanina ve yazma istegine hayran kaldim. Ufak bir not birakmadan edemedim. Yazinaanlam kaybina ugramadan hangi sozcukleri cikara bilirim diye bak. Ozellikle yazinin basindaki bir cok sozcuye gule-gule diyeceksin. Bu sozcukler gittiginde yazin daha bir icten olacak. Karari sen ver.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bursa Bir Devdir

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Salgın Sendromu [Öykü]
Salyangoz [Öykü]
Cami Konuşur Mu? [Öykü]
Cırcır Böceği Savaşı [Öykü]
Fatma'nın Koşusu [Öykü]
Merdiven Basamakları [Öykü]
Ay Gülecek [Öykü]
Yaşlı Bir Adamın Hasreti [Öykü]


Özgür Yenigün kimdir?

Ne yaşarsam ya da yaşamak istersem onu yazarım.

Etkilendiği Yazarlar:
..............


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Özgür Yenigün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.