Bir deliyle başederken, yapılacak en mantıklı şey normal rolü yapmak. -Herman Hesse |
|
||||||||||
|
Kaçakakasarayın ilk yabancı konuğu, Avrupa dışında doğan ikinci Papa ünvanını taşıyan Arjantin doğumlu Papa Franciscus, ülkemize geldi, Cumhurbaşkanı tarafından görkemli bir törenle karşılandı. Akkaçaksaray’da toplantıya katılmayı ama kalmayı reddeden Papa, bizleri azıcık mı kutsamış oldu, bilmiyorum. Papa “sömürü ve açlık ve ekonomik sistem insanların hizmetinde değildir” buyurmuş ve kapitalizmin kendi düzenini devam ettirmek için savaşlar çıkardığını söyleyerek kapitalizmi eleştirmiş.. Gözlerim yaşardı. Yalnızca Müslümanlar değil, her inanca sahip toplumlar, topluluklar, şu sömürüye dayalı sistemin egemen olduğu dünyada, din-para-siyaset-savaş-zulüm bileşenini çözebilmiş değil. Kuşkusuz bilinç sıçramasında gelişmişlik düzeyine göre farklılıklar var. Yine de dinin bu biçimde kullanımının hâlâ önünü kesemedi insanlık. Vatikan dünya üzerinde olağanüstü para gücüne sahip bir ekonomik, dinsel örgütlenme. Kapitalizmin her evresinde, siyasi güçlerle işbirliği yaparak kapitalizmin gelişmesi ve bekasında kusur işlememiş, hatta kapitalizmin legal illegal tüm kirlerine bulaşmış dinsel , ekonomik bir yapı, bir güç. Bu konularda, ciltler dolusu kitap var. Zaman zaman vicdanın sesi gibi görünüp iyi polisi oynaması, akıllıca bir taktik ve gücünü bugüne kadar korumasında etken elbette. Kapitalizm eleştirisini bu bağlamda değerlendiriyorum. Çünkü kapitalizmin, yaşadığımız şu üçüncü dünya savaşındaki rolü ve vahşeti, bugünkü algı çarpıtmalarında, toplum mühendisliklerinde bile gizlenemez hale geldi. Kutsal ve saygın kalabilmek için böyle zamanlarda vicdan ve insanlığın da hatırlanması gerekiyor değil mi? Kaçakaksaray’ın ilk yabancı konuğu olarak orada ikamet edenleri kutsayacak mı, bilmiyoruz. Ama Papa Işid konusunda Avrupa Parlamentosunda yaptığı konuşmada, tecavüz eden, kafa kesen, ciğer yiyen “Işid’le diyaloğu kesmeyin” demiş. “Saldırılar durdurulmalı”demiş ama bombalamaya karşı olduğunu belirtmiş. Hııımmm... Ülkemizdeki iktidarla IŞİD ilişkisini, sağır sultan bile biliyor. IŞİD’in ÖSO, El Nüsra, El Kaide’den doğduğunu, onların da küresel güçlerce döllenip doğurulduğunu, büyütüldüğünü de cümle alem biliyor. Sorularımızı soralım. Acaba?... 1)IŞİD, pero-dolarları görünce anasının babasının sözünü dinlemeyen hayırsız, asi evlat haline mi geldi? 2)Hayırsız, nankör evlat, paraya ve katilliğe alışmışken, parayı veren düdüğü çalar diyerek bölgede çıkarlarını korumaya başka güçlerin de hizmetine mi girdi? Açlıkla ve zulümle boğuşan bir coğrafyada , kapitalizmin psikopat ürettiği bir dünyada paralı asker bulmakta da bir sıkıntısının olmadığı görülüyor, güçlenip duruyor. 3)Her ne pahasına olursa olsun, kendi saltanatını sürdürmeye çalışan, bölge üzerinde egemen bir güç olmayı amaçlayan herhangi bir diktatörün, bölgeyi paylaşan, sınırlar çizen güçlerle pay kapmaya ya da var olan çıkarlarını korumaya çalışanlar arasındaki çelişkilerden yararlanmaya kalkması, çok yönlü pazarlıkların öznesi ve nesnesi olması akla uzak mı? Bu durumda, Papa ziyareti, ardından Putin ziyareti birlikte değerlendirilince bir çekiştirme ya da “Kim daha fazla verirse, ona.....”durumu mu söz konusu? 4)İslam’ın kutsallarını yakıp yıkan hayırsız evlat IŞİD, papalık ve bağlaşıklarının denetiminden tamamen çıkar, diğer şer güçlere iyice kayar da Kudüs’e doğru yönelirse savaş istenmeyen bölgelere de kayar mı? (Sahi, “Camiye ayakkabıyla girdiler” ya da geçmişte olduğu gibi “Şunlar şu camiye saldırdılar” yalanlarıyla sokağa dökülen müslümanların bu kutsallara saldırılarda şimdi niye gıkları çıkmıyor?) Yazdıkça sorular bitmiyor. Bilgi kirliliği yoğun. Bizim zavallı bilgimizin ve aklımızın küresel, derin ‘Üst akıl’larla boy ölçüşmesi, domuz topunu çözmesi, pazarlıkları bilmesi, hemen kavraması olanaksız elbette. Ama sonuçta olan bize oluyor da düşünmeden yapamıyoruz işte. Sonradan çoğu kez, şu fesat soruların yanıtlarını öngördüğümüz biçimde alıyoruz da iş işten geçmiş oluyor. Şimdilik, umarsızca izlemeye devam edeceğiz sayın seyirciler... Bu trajik tefrika daha çok sürecek. 28.11.2014 Vildan Sevil
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |