..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




4 Ocak 2011
Ateşle İmtihan  
Fuat Türker
Bediüzzaman’ın da söz ettiği gibi, elmasla kömür burada ayrılır; bu, insanın ateşle imtihanıdır. Ham altın ateşe konulduğunda işe yaramayan, kötü kısım üste çıkar. O kısım atıldığında saf/tertemiz altın kalır. Allah da insanları böyle zorlukla imtihan eder.


:ABCJ:
Yüce Allah, “mü’minleri kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için” dünya hayatını yaratmış, kusursuz bir imtihan ortamı hazırlamıştır. “Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.” (Bakara Suresi, 155) ayetiyle bildirildiği gibi, insanlar çeşitli konularda sınanırlar. Zahiren kötü görüntülerle karşılaşıldığında sabırlı ve tevekküllü davranan müminler, imanlarını kanıtlar ve imanlarından kaynaklanan güzel davranışlarına kendileri de şahit olurlar.

Samimi müminin duruma göre değişen belirli bir ‘dayanıklılık sınırı’ yoktur. Allah Katında beğenilen, kişinin her durumda, her koşulda, her olayda, nefsinin kötülüklerini yenebilmesi ve güzel ahlak gösterebilmesidir. Birçok zorluğu ard arda da yaşasa, karşısına merhametsiz, öfkeli, ters ya da uzlaşılması zor insanlar da çıksa, mümin yine güzel ahlakta irade gösterir.

Allah, bazen imtihanın gereği birçok zorluğu bir arada da yaratabilir. Zorlu hastalıklar, mal ya da can kaybı, şeytanın vesveseleri, bir anda insanın yaşamına hakim olabilir. Ancak gerçek müminleri ortaya çıkaran ve onların kalbinde hastalık olanlardan ayırt edilmesini sağlayan olaylar da bunlardır. Özellikle savaş ya da dinsizlikle mücadele zamanlarında bu ayırım daha belirginleşir.

Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. (Al-i İmran Suresi, 146)

Hiç beklenmedik, olağanüstü bir olay olsa ve bunun sonuçları mümine zahiren zarar veriyor gibi de olsa, kesin bilgiyle iman eden mümin Allah’ın kendisi için belirlediği kadere tam teslimdir.

Kadere teslimiyet, inanan insan için her zaman konfordur, huzurdur. Zorlu olaylardaki tevekkül ve sabır; güzellik ve lezzet oradadır. Peygamberimiz(sav) zamanında, “Hani onlar, size hem üstünüzden, hem alt tarafınızdan gelmişlerdi; gözler kaymış, yürekler hançereye gelip dayanmıştı ve siz Allah hakkında (birtakım) zanlarda bulunuyordunuz.” (Ahzab Suresi, 10) ayetiyle haber verilir; müminler düşmanları tarafından her yönden sıkıştırılmışlardı. Zorlukla karşılaşınca ayetteki gibi, bir kısmı Allah hakkında zanlarda bulunuyorlardı. Daha önce iman ettiği halde –haşa- “Allah var mı yok mu?” şeklinde düşünüyorlardı.

“Münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar” da Allah ve Resulü hakkında zanlarda bulunuyor, " Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vaat etmedi…" diyorlardı. (Ahzab Suresi, 12) Diğer yandan bir kısım müminler “…(düşman) birliklerini gördükleri zaman ise (korkuya kapılmadan) dediler ki: "Bu, Allah’ın ve Resûlü’nün bize vadettiği şeydir; Allah ve Resûlü doğru söylemiştir." Ve (bu,) yalnızca onların imanlarını ve teslimiyetlerini arttırdı. (Ahzab Suresi, 22) ayetindeki gibi samimi müminler, Allah ve resulünün kendilerine vaat ettiğinin gerçek olduğunu söylüyorlardı. Ve yaşadıkları karşısında onların imanları artıyordu. İşte imtihan budur; makbul olan da budur.

Bediüzzaman da Mektubat’ında verdiği örnekte zorluklara sabır göstermenin hikmetleri üzerinde durur ve şöyle söyler:

İşte kömür gibi olan aşağı ruhları, elmas gibi olan yüksek ruhlardan ayırmak için, şeytanların yaratılışı, sorumluluk sırrı ve Peygamberlerin gönderilişi ile bir imtihan, cehd (çaba) ve müsabaka ortamı açılmış. Eğer cehd ve yarış olmasaydı, insan madenindeki elmas ve kömür hükmünde olan kabiliyetler beraber kalacaktı.

Bediüzzaman’ın da söz ettiği gibi, elmasla kömür burada ayrılır; bu, insanın ateşle imtihanıdır. Ham altın ateşe konulduğunda işe yaramayan, kötü kısım üste çıkar. O kısım atıldığında saf/tertemiz altın kalır. Allah da insanları böyle zorlukla imtihan eder. Kaliteli, aklı başında, yiğit, dürüst, samimi müminler zorluklardan asla etkilenmez, her zaman sadakatlerini devam ettirirler.

Allah’a her zaman hüsn-ü zan edilir. Allah’a bir kere iman edilir. Bir kere dost olunur. Bir kere aşkla delicesine sevilir ve bir daha sonsuza kadar asla bırakılmaz. Gerçek mümin, başına her ne gelirse gelsin, kolu bacağı da kopsa hala aşkla “ Allah” der. İman budur. Gerçek Allah sevgisi budur.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Ne Kadar Aciziz!..
Gerçek Sevgili
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.