..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamım boyunca, ondan birşey öğrenemeyeceğim kadar cahil bir adamla karşılaşmadım. -Galilei
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > M.NİHAT MALKOÇ




7 Ekim 2007
Rahmet Sağanağı  
M.NİHAT MALKOÇ
Dünya hayatı sınırlı bir zaman dilimini içerir. Gelişimiz ve gidişimiz mutlak yaratıcının tasarrufundadır. Hayatın ne zaman sonlanacağını hangimiz kestirebiliriz ki?... Böyle bir bilgi ve sezgi hiçbir kula verilmemiştir. O, gaybi bilgiler arasındadır, gaybı da ancak ve ancak Allah bilir. Sayılı nefeslerimizin ne zaman tükeneceğini kestiremediğimiz için hadiste de belirtildiği üzere ‘Yarın ölecekmiş gibi ahiret için, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışmalıyız.’ Aksi halde ebedî dünyamızı karartmış oluruz.


:AFFE:
           RAHMET SAĞANAĞI

           M.NİHAT MALKOÇ


     Dünya hayatı sınırlı bir zaman dilimini içerir. Gelişimiz ve gidişimiz mutlak yaratıcının tasarrufundadır. Hayatın ne zaman sonlanacağını hangimiz kestirebiliriz ki?... Böyle bir bilgi ve sezgi hiçbir kula verilmemiştir. O, gaybi bilgiler arasındadır, gaybı da ancak ve ancak Allah bilir. Sayılı nefeslerimizin ne zaman tükeneceğini kestiremediğimiz için hadiste de belirtildiği üzere ‘Yarın ölecekmiş gibi ahiret için, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışmalıyız.’ Aksi halde ebedî dünyamızı karartmış oluruz.

     Amellerin hasat edilmesi için en kârlı mevsim ramazandır. Öyle ki bu ayda ektiğimizi yine bu ayda biçeriz. Yürek tarlalarına ektiğimiz salih ameller bire on ürün verir rahmet aylarında. Bu mübarek ayın verimliliğinden azami derecede istifade etmeliyiz. Çünkü gelecek ramazanda sağ olacağımıza dair bir senedimiz yoktur. Akıllı insan, idrak ettiği ramazanı, yaşayacağı son ramazan olarak görür ve ona göre hareket eder. Şayet yeni ramazanlara ulaşmak nasip olursa onu bir öncekinden daha dolu geçirir; gerçek uyanıklık da budur.

     Mübarek ramazan, uyuşan ruhların dirilme ayıdır. Bu ayda iç dünyamız, ruhlarımız ve genel anlamda hissiyatımız tazelenir ve kirlerden arınır. Bu bereketli günlerde tövbe ederek hayata yeniden başlıyormuşçasına iç disiplinimizi sağlamalıyız. Ramazan dönemlerinde ibadetlerde yoğunlaşma yaşanır. Fakat bu namazlar, süreklilik arz etmedikten sonra kişiyi küfür bataklığından kurtarmaya yetmez. Bu mübarek zaman diliminde cumalarla sınırlı olan namazlarımızı günde beş vakte çıkarılarak secdeye alnımızı değdirmeliyiz. Alnımızda secde izleri iyice belirginleşmeli ve de derinleşmelidir. Bu izler kulluğumuzun delili olmalıdır.

     Zaman coşkun bir nehir misali nasıl da akıp gidiyor. Geçen ramazanla bu ramazan arasında 11 ay gibi uzun bir zaman geçti. Fakat bizler zamanın akışından hiçbir şey anlamdık. Vaktimizi Allah için ebedileştiremedik. Nefsimizin dümen suyunda yüzüp durduk. Günah galerimiz hiç boş kalmadı. Fitne fesat aynı hızla devam edip durdu. Zaman ömrümüzden, gençliğimizden, sağlığımızdan çok şeyler alıp götürdü. Gaflet uykularından nurlu sabahlara uyanamadık. Gönül bahçelerinde büyüyen nazlı çiçekler, şiddetli fırtınalarla kırılıp döküldü. On bir ayın sultanı olan ramazan yine gönül bahçelerini şenlendirdi. Fakat bu bir aylık şenlik, elemlerimizi giderip tarumar olan gönül mülkünü kurtarabilecek mi?

     Ramazan, nefislerin ıslahı için güzel bir vesiledir. Fırsatı ganimet bilip yüreklerimizin pasını iman zımparasıyla silip parlatmalıyız. Nefisler Allah’ın yardımıyla ancak ramazanda yenilir. Bu ayda kötülüklerle, şeytanla ve onun yardımcısı nefisle meydan muharebesine girmeliyiz. Bu muharebede silahımız iyi ameller olmalıdır. Sabırlı ve gayretli olanlar bu mücadelenin favorileridir. Nefislerin açlık ve susuzluktan kendi haline düştüğü bu rahmet ve şefaat günlerinde nefsimize son indirici darbeyi de bizler vurmalıyız. Bunu bu günlerde başaramazsak başka günlerde hiç başaramayız. Yeter ki inanalım ve azmedelim Rabbimizin inayetiyle nefis denen şer yuvasını yerle bir ederiz; ensesini yere değdiririz.

     Allah’la kul arasında özel bir ibadet olan orucun mükâfatını Rabbimiz bolca takdir edecektir. Allah için yemeden, içmeden ve bir kısım arzulardan feragat edenlerin mükâfatı da şüphesiz ki o derece büyük olacaktır. Bu ayda Müslümanlar birbiriyle kenetlenerek yaralanan ümmet bilincini tedavi etmelidir. Günümüzde Müslümanlar arasındaki kopukluk ve ümmet bilincinin asgari düzeyde oluşu, iman bağlarının gevşemesine zemin hazırlamıştır. İslam kardeşliği lafta kalarak hayata geçirilememiştir. Özellikle günümüzde ülkemizin sözde aydın insanları kurtuluşu Batı medeniyetine ve kültürüne sarılmakta aramaktadır. Oysa kurtuluş ümmet bilincinin uyandırılmasındadır. Bunu gerçekleştirebilirsek bütün Müslümanlar iman bağı ile birbirine bağlanacak, adeta bir vücut gibi bir ve beraber hareket edeceklerdir. Nasıl ki bir organ rahatsız olursa onun sancısı öteki organları da etkiler, işte öyle de ümmet zincirinin her bir halkası birbiriyle aynı hisleri paylaşacaktır. Ramazan Müslümanların uyanışına vesile olabilirse gayesine erişir, aksi halde hayatımız aynen uyku üzere devam eder gider.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yaşlılara Saygı ve Hürmet
Marifet İltifata Tabidir
Oruç Kalkandır
Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan!..
Ramazan"ı Uğurlarken!..
Ramazan Bayramı Düşünceleri
Kâinatı Aydınlatan Işık: Mevlid Kandili
Ramazanı Uğurlarken...
Gül Bebek… Gül Yüzlü Yâr…
Sultan Murat Şehitlerine!..

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölümünün 16. Yılında Türkülerin Efendisi Erkan Ocaklı
beklenen Nesil
Şehadetinin 29. Yılında Batı Trakya Türklerinin Yolbaşçısı: Dr. Sadık Ahmet ve Davası
Vahşet Çağının Vicdanı: Aliya İzzetbegoviç
Anadolu Âşığı Bir Gönül Adamı: Sabahattin Eyüboğlu
Şair Nurettin Özdemir'le Trabzon Lisesinde Bir Gün...
15 Temmuz Gecesi Tankların Önünde Yatan Yiğitler Vardı
102. Sene - İ Devriyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı
Türkçenin Berrak Sularında…
dünden Bugüne Malazgirt Zaferi ve Edebiyatımızdaki Yeri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Ümmetin Yetimleri [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
…... Gecenin Kanat Sesleri…... [Şiir]
Derbeder [Şiir]
Sen Hep On Beş Yaşındasın! [Şiir]
Berceste Mısralar - 310 [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.