Sanat doğaya eklenmiş insandır. -Bacon |
|
||||||||||
|
M.NİHAT MALKOÇ Ramazanın gelişiyle beraber İslam coğrafyası birlik ve beraberlik ruhuyla yeniden hayat kazandı. Tabir caizse hayata hayat geldi. İslam dünya gündemine oturdu. Müslümanlar kış uykusundan uyandı. Nadasa bırakılan ruhlar, ekime hazır hâle getirildi. Oysa bir aylık ibadet bizi Cennete ulaştırmak, Cehennem ateşinden korumak için kâfi değildir. Müslüman yılın 365 günü Allah’la beraber olmalıdır. İbadetleri Ramazana sıkıştırmak kendimizi aldatmanın bir başka sinsi yoludur. Müslüman’ın bir gününün nasıl geçeceği Kur’an’da ve hadislerde belirtilmiştir. Hayatımızı bu doğrultuda şekillendirmeliyiz. Ramazan’ın gelişiyle beraber gecelerimiz teravihle şenlenir. Büyük küçük demeden camilere akın ederiz. Mevlitler ve ilahiler okunur. Eller semaya açılır. Allah’tan af ve mağfiret dilenir. Teravih namazları ruhlarımızı genişletir. Diğer zamanlara kıyasla Allah’a daha çok yakınlaşırız. İslam ve onun şart koştuğu ibadetler gündemimize oturur. Teravih köklü bir geleneksel ibadettir bizde. Ramazan ayında yatsı namazından sonra kılınan namaza ‘teravih namazı’ diyoruz. ‘Teravih’ kelimesi Arapça, ‘terviha’nın çoğuludur ve ‘oturmak, istirahat etmek’ anlamına gelmektedir. Teravih namazı her dört rekâtın sonunda oturulup biraz dinlenildiği için bu adı almıştır. Teravih, orucun sünneti değil, vaktin sünnetidir. Bir mazereti dolayısıyla oruç tutamayanlar da teravih namazı kılabilirler. Peygamber Efendimiz, 3–4 gün teravihi cemaatle kıldırmış, daha sonra evden çıkmamıştır. Sebebi sorulunca, ‘Teravih namazının size farz olacağından korktuğum için evden çıkmadım’ buyurmuştur. Teravihin yirmi rekât oluşu ve cemaatle kılınması hadis-i şerifle bildirilmiştir. Teravihin sünnet olduğu ashab-ı kiramın icmaı ile sabittir. Peygamber Efendimiz teravihi, 8, 12 ve 20 rekât olarak da kılmıştır. Fakat bizde genelde 20 rekat kılınır. Hanefilere göre, teravih namazının rekât sayısı Hz. Ömer’in uygulamasına dayanır. Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Hazretleri, ‘Teravih namazı sünnet-i müekkededir. Hz. Ömer, teravihin yirmi rekât olarak cemaatle kılınmasını kendiliğinden ortaya çıkarmamıştır. O, elindeki sağlam esasa, yani Resulullah’ın sünnetine dayanarak emretmiştir’ buyuruyor. O gün bugündür yaygın olarak böyle kılınıyor. Teravih namazını kılarken iki rekâtta bir selam vermek evladır, dört rekâtta bir selam vermek de caizdir. Bazen dört ve bazen iki rekâtta bir selam vermek de caizdir. Teravih, vitirden önce kılınır. Vitirden sonra da kılmak caizdir. Hadis-i şerifte buyruldu ki: “Ramazan ayında inanarak ve sevabını umarak teravih namazı kılanın, günahları affolur.” Bu ne büyük bir müjdedir. Tutulan oruçların sevabına ilave edilen teravihin ecri bizi manevi sahada inkişaf ettirir. Ruhlarımız adeta kanatlanır. Allah’ın beğendiği kullar zümresine katılırız. Türk milleti teravih namazına büyük ilgi duymaktadır. Diğer zamanlarda vakit namazı kılmayanlar ramazan gelince teravihleri kaçırmamaktadırlar. Otuz teravih kılmak bazılarınca huzur ve şeref vesilesi olmaktadır. Fakat öncelikle farz olan vakit namazlarının kılınması gerekir. Sünnet farzdan daha mühim değildir. Bu demek değildir ki farzları kılmayanlar teravih de kılmasın. O ayrı, bu ayrıdır. Teravihlere düzenli olarak devam edenler belki zamanla namaza ısınır, vakit namazlarını da düzenli olarak kılmaya başlarlar. Bazı gençler teravih namazı kılmak için cami cami dolaşmaktadırlar. Bunda bir beis yoktur. Fakat çok dolaşmanın da hususi bir sevabı bulunmamaktadır. Bir yerde kılınması daha güzel olur. Bunun yanında bazı gençler hızlı teravih kıldıran camileri keşfetmek için birinci hafta keşif yaparlar. Hangi imam hızlı kıldırırsa orada kalırlar. Bu son derece yanlış bir davranıştır. Çünkü teravih zaten sünnet-i müekkededir; farz değildir. Şayet arzu etmiyorsan, ağır buluyorsan kılmazsın. Namazdan vakit çalmak çok yakışıksız bir davranıştır. Ramazan geceleri bazı camilere teravih namazını kılmaya gittiğimizde bir kısım imamların namazı hızlı kıldırdığına şahit oluyoruz. Bu çok yaygın bir durum değildir, fakat az da olsa tabir caizse böyle jet imamlar vardır. Bu camilerdeki imamlar tadil-i erkâna riayet etmeyerek teravihi hızlı kıldırmaktadır. Hâlbuki Hanefi mezhebinde tadil-i erkân vaciptir. Vaciplerinden biri kasten terk edilerek kılınan namazı tekrar kılmak vaciptir. Unutularak vacip terk edilirse, sehiv secdesi gerekir. Tadil-i erkân, Şafii’de ise farzdır. Farz terk edilince namaz sahih olmaz. Teravih de olsa, sahih olmayacak kadar hızlı kılmak caiz olmaz. Buna hiçbir imamın hakkı yoktur. Üstelik hiçbir din görevlisi bu manevî sorumluluğun altına girmek istemez. Dediğim gibi bu durumlar istisnalardan ibarettir. Hiç olmaması en doğrusudur. Bütün Müslümanlara hayırlı bir ramazan ve tadil-i erkâna uyularak kılınmış manevî mükâfatı bol teravihler diliyorum. Bu manevi bereket sağanağından istifade edelim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |