..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her devrim yokolup gidiyor ve peşinden yalnızca yeni bir bürokrasinin artıklarını bırakıyor. -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Anı
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Bilgisayar Oyunlarının Gerçek Amacı
Ahmet Zeytinci
Eleştiri > İnternet ve Gerçek Dünya

Cep telefonu ilk olarak dünya piyasasına çıktığında Nokia marka 31-10 ve 51-10 denen çok basit telefonlar vardı. O telefonlarda yılan oyunu vardı bilenler bilir. Bir de yine o senelerde Tetris denen oyun vardı bir kaset gibi aletin içinde. Herhalde oynamayanınız yoktur... Tabi bende oynadım bende... Neymiş efendim rekor kıracakmışız... Gece yattığımızda rüyalarımıza bile girerdi. Günümüzde bilgisayar oyunları piyasasında

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Öykü > Anı
341 
 Yufka Yürekliyim  (Müfide Decdeli)

Ama olsun,güzel zaten olmuş. Değişmek ne mümkün.
342 
 Hastane Günlüğü  (Aliye Baran)

15 Temmuz 2003, Salı gününün akşamı saat 9.25 de, yolun sahil tarafından karşıya geçmek isteyen 17 yaşındaki genç bir kıza üçüncü şeritte bir otomobil çarptı. Bu, üç dakikalık mucize bir kurtuluşun başlangıcıydı.
343 
 Yola Çıktık Bir Kere (2)  (Aysel AKSÜMER )

Yaz gelince yüklüklere kaldırılan ağır yorganlar gibi gökyüzü de tüm ağırlığını bir sonraki yıl kullanmak üzere kışa bırakmıştı. Gökyüzü açık bulutları ile sere serpe uzanmışlar gibiydi. Onlar da sanki ince bir pikeyi bile kaldıramayacak kadar özgür ve hafif olmak istiyorlardı.
344 
 Vatman Şakir Bey  (Cabal Babil)

Vatman şakir bey, Kocaman iki kanadı olan, üzerinde kapıya yakışan demirden dökme büyük bir anahtarla açılıan kilidiyle, bizi koruma görevi dışında bizden bir parça gibi, bizimle yaşayan, sokak kapımızın karşısında duran divanın üzerine babamın evden çıkma vakti geldiğinde, onun ancak iki küçük çocuğun kaldırabileceği ağırlıktaki deri ceketini, iki kolundan çekerek ayakta dururduk
345 
 Uçurtmam Bayrak Olsa  (Nilgün SARIGÜL)

Evet küçüğüm Atamız ölmedi. O senin minicik çocuk yüreğinde bizimse bütün benliğimizde yaşıyor.
346 
 Merdiven Basamakları  (Özgür Yenigün)

Sonunda merdiveni çıkmayı tamamen bırakmak istedim. Çok uzun, bitmeyen uykuya kendi kendime dalmaya çalışarak merdiven çıkarken en tehlikeli olan kazayı yaşadım; kendimi yaraladım.
347 
 Güllerin Hikayesi  (Gülbahar Okumus)

Ask ne kadar aci yasanabilirki, yada cileler ne zaman vadesini doldurur, birde bakmiski gönül güllerin rengi solmus. Bir teslimiyettir gülün solusu bir son belkide .............
348 
 Bir Şubat Gecesi İstiklal Caddesi ve Günlerden Cumartesi Saat Sabahın Dördüydü  (Mudi Beya)

Kumkapı' nın Arnavut kaldırım taşları buz tutmaya başlamıştı... Hava soğuktu... Seyrek, küçücük ve titrek kar taneleri, kardan çok kırağı parçacıklarına benziyor ve yere düşmek istemiyor gibi yatay hareketler yaparak dans ediyorlardı.. .Sıra sıra mekanlardan klarnet ve akardiyon sesleri yükselmeye başlamış, ortalığa yoğun bir anason, balık, kebap, baharat gibi onlarca çeşniden buram buram kokular yayılıyordu... Kumkapı gene bir haftasonu müdavimlerini ağırlamaya hazırlıklıydı... Her bir işyerinin önünden geçerken temiz giyimli delikanlılar davranışlarıyla, ' Başımızın üstünde yeriniz var, dercesine içeri buyur ediyor ve bir çalışanı, ortağı ve ya sahibi oldukları dükkanlarıyla gurur duyduklarını belli ederek özgüvenlerini ortaya koyuyorlar ve özgüven aşılıyorlardı gelip geçenlere...
349 
 Bana Rakı, Peki'ye Kek...  (Nuri Ziya Aral)

Masanın ortasındaki kayık tabakta uzanan, neredeyse iki kiloluk Gridanın, birkaç gün önceki bereketli seferimin avlarından olduğuna, hiç kuşkum yoktu. Yine bir kayık tabağa oturtulmuş ve yenecek yeri kalmamacasına yakılmış Istakozun, alevli servis amacıyla Pis Murtaza'nın motosikletinden çekilmiş, yağlı benzinle tutuşturulduğu na da... Ama nedense, suratıma doğrultulmuş koca tabancanın arkasındaki deli bakışlı ihtiyarın, tetiği çekebileceğinden, kuşkulanmıştım doğrusu. Delikanlılık cesareti mi, yoksa aptallık mı bilmem, herifin gözlerine bakarak, öylece dikiliyordum. Yerime oturmaz sam, beynimi dağıtacağını söylemesine karşın... “Ne olur, dinle onu...” diyerek yalvaran, ağlamaklı sesini duymuştum, masanın diğer ucunda oturan Pis Murtaza'nın. Sağımda oturan ve henüz suratına bile bakmadığım diğer herif ise, “Dediğini yapar...” diye inleyerek, paçamı çekiştiriyordu. Korkmak için bahaneye sığınma gereği görmüş olmalıyım ki, Rosalie geldi birden aklıma. Yanımda olsa, ne yapardı acaba? Haykırırdı herhalde. Güzel dudaklarını alabildiğine ayırıp, hiçbir şey söyleyemeyen sesiyle, haykırırdı. Ben de, sesinin neye benzediğini öğrenirdim böylelikle... Rosalie yanımda değildi yazık ki ve daha fazla da bakamamıştım, ihtiyarın kan oturmuş aklarının içerisinde demirli, küçücük yeşil gözlerine. Aniden başlayıp bütün vücudumu saran titremeyi belli etmemeye çalışarak, usulca çöktüm iskemleme. “Hah şöyle...” dedi ihtiyar da, yerine oturup, tabancasını elinin altında olacak şekilde masaya bırakırken. Sonra da Murtaza’ya döndü, “Hadi bakalım Pis, tazesinden bir şişe kap gel, delikanlıya…”
350 
 Bardaktaki Ihlamur Ağacı  (Betül Yiğin)

"O da sinirlenirdi ki bazen, camdan perdeye vuran gölgesini değişik şekillere benzetirdi beni korkutmak için karanlık gecelerde. Kasıtlı yaptığına inanıyordum bunu, aksi halde bir ağaç dalı nasıl olur da bir kediye,bazen bir ata ya da daha da fenası ağzını açmış bir cadıya benzeyebilirdi ki!.."
351 
 Kırlangıç Hatıraları - III  (asivemavi36)

bembeyaz bir gemiydi çocukluğumuz, mavi bir denizde…tahterevalliden yelkenleri, kaykaylardan güverteleri, atlı karıncalardan tayfaları… bayram sabahlarının esintisi dolardı yelkenlerine ,dönme dolap gibi dolanır dururdu bayram panayırlarında…
352 
 Gece Kontrolü  (Nur Gayretli)

Evlerimize gitmek için hepimiz ayrı ayrı otobüs duraklarımıza yönelirken bile bunu konuşuyorduk. Bu arada ne kadar dolaştığımızı kestiremiyorum, ama şundan eminim ki; yorgunluktan ölüyordum!
353 
 Durmuş  (Haşmet Şenses)

Gelip gördükçe, uzaktan tanıdıkça sevmeye de başladım.
354 
 Realite  (Haydar Köprülüoğlu)

İnsan unsuru mesafe alırken inanılmaz hatalar yapıyor. Terörün tohumlarını eken bu hatalardır. Terörün sonu gelecektir. Yeter ki insan üstüne oynanan oyunlarda Ülke adaleti hata yapmasın. Saygılar.
355 
 Bizim Köyün Hasan'ı  (Murat Mehmet UĞURLU)

Orta boylarda, boynu boğazı birleşmiş halde, oldukça besili cüssesiyle deliliğinin yaydığı korkuyu birkaç katlayacak bir görüntü sergiliyordu. Taşı sıksa suyunu çıkaracak gücü kuvvete sahipti.
356 
 Maltız Keçim Elmas  (Özcan Nevres)

Daha içeri girmeden sokak kapısından bağırdım. Baba anne bana biraz süt versene diye
357 
 Gerçek Sevgi  (Emine SEVİNÇ ÖKSÜZOĞLU)

Ayşe hanımın tesadüfen rastladığı yaşlı bir çifti ve bu çiftin sevgisinin büyüklüğü anlatılmaktadır.
358 
 Umutlar Hiç Bitmemeli  (SİNAN KARAKAŞ)

Onu gördüğümde parkın bir köşesinde bankta, ellerini yüzüne koymuş kara kara düşünüyordu.
359 
 Üç Küçük Sayfa  (Nur Gayretli)

"İlk günden aynı sıraları paylaşarak başladı lise hayatımız. Her yeni şeyi beraber gördük, yaşadık. Umarım hep bu şekilde de devam eder hayatımız, beraberce."
360 
 Bir Yaz Sabahı Ardından - Gün  (Yıldız L.Karakaş)

Ne mutlu, bulutsuz , güneşli bir yaz sabahı ardın dan gelen günün ve akşam üstlerinin keyfini yaşayanlara..

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 
31 32 33 34 35 36  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Kemer
Timur KOHEN
Öykü > Anı
Torunum
Kamil Erbil
Öykü > Anı
Keriz
Kamil Erbil
Öykü > Anı

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.