• İzEdebiyat > Öykü > Anı |
401
|
|
|
|
Sana ait değildi bendeki sen. En kuytuma sığınan bir sen vardı bende. Hicretindim senin. |
|
402
|
|
|
|
Başlık Parası günümüzde de acı bir yara olan bir konu. Burada zaten evli olan Rüstem'in güzel bir kız almak için çıktığı yol ve bu yolda başına gelenler anlatılmaktadır. |
|
403
|
|
|
|
Ne kadar sıcaktı. Sıcacık... bir zamanlardan bir anı... |
|
404
|
|
|
|
-Mesela geçen gün çalışma ortamının verdiği sıkıntıdan çok bunaldım. Bedenimi dışarıya attım. Gelişi güzel yürüdüm. Biraz sonra bir parkın içinde buldum kendimi. Orada neşeli, güleryüzlü hatta mutlu görünen çok sayıda insan vardı ve de çocukların olması daha da canlı bir ortam yaratıyordu. Biraz sonra elindeki sopasıyla sağa sola dokunarak ilerleyen kör bir adam gördüm. Bu kör adam, diğer eliyle de sattığı kağıt mendil kutusunu tutuyordu ve de hayatından memnun görünüyordu.
|
|
405
|
|
|
|
Bir babaane, bir ahır ve bir torun üçgeninde babaanenin yaşam felsefesinin tezahürü. |
|
406
|
|
|
|
İskorpit balığının zehirli olduğunu biliyordum ancak, panzehirinin işemek olduğunu bilmiyordum. |
|
407
|
|
|
|
Bitmiş ve yeni başlamış hayatların etkileyeci öyküleri... |
|
408
|
|
|
|
Deniz seviyesinin bile altındaki bu şehir yazan, çizen, üreten insanlarla olduğu kadar, çalan, çırpan, tüketen insanlarla da doluydu. Bense ölmekten başka yapacak hiçbir şey kalmadığından emindim. Ne var ki bu bilgi o kadar acıydı ki çiğneyip, sindirip, sıçamıyordum kendisini bir türlü. Adeta geviş getirir olmuştum kendi kendimi öldürmek düşüncesini. Ama elbette ki bir sebebi vardı bunun, yani benim intihar fikrine sıcak bakmakla birlikte, sıcak baktığım bu fikri hayata geçirmek hususunda yaşadığım felç hâlinin. |
|
409
|
|
|
|
"Bir sardalya pulu kadar tutunamadım mı tenine?"
|
|
410
|
|
|
|
Yaşanmış olaydan yola çıkılarak oluşan bir hikaye. |
|
411
|
|
|
|
Masada üç kişiyiz. Biri ben biri Opera ve Bale’nin koro sanatçısı Tanju Albayrak ve rahmetli Aziz Nesin oturmaktayız.
Az sonra sıcak köpüklü kahvelerimiz gelecek ve biz koyu bir sohbeti başlatacağız. Damak tadında bir sohbet hem de…
|
|
412
|
|
413
|
|
|
|
Gürültülü şehri adeta ikiye bölen gizemli sese yönelmişti artık. Buğulu gözlerinde hatıralarını arar gibiydi…
|
|
414
|
|
|
|
giderken götürdüğün yıldızlarımı istiyorum... |
|
415
|
|
416
|
|
|
|
ilk hatırladığım o güzel sözleri yazarken çok düşünmediğim ve kalbimin içinden geçen binlerce sözcük arasında seçtiğim küçük bir kaç cümle |
|
417
|
|
|
|
-“Asıl siz tedavi olun,” dedi hemşire.
Derin bir soluk aldım. Refakatçi ve meraklı hastaları daha fazla kendime seyirci yapmadım. Uzaklaştım oradan. Odaya vardığımda... |
|
418
|
|
|
|
Sarmaşık olup sardı sevgin içimi, zehrin içime aktı. Bu ilk aldatılışımdı. Ve olsa olsa bu son aşkımdı… |
|
419
|
|
|
|
Fransa Paris'den ibaret değildir.Uzaklarda,okyanus sahillerinde;yabancı kentler bulunur! |
|
420
|
|
|
|
derinlerde umut saklı olduğu sürece dışarıda uzak bir yerde mutluluk var... |
|