Okumadığım Her Şey, Bir Şenliktir!
(ömer akşahan) 15 Nisan 2005 |
Toplum |
| |
Eee, ne dersiniz, kolay mı bahara yelken açmak? Bakmayın siz, sırtınızı kızdıran güneşe, şen şakrak daldan dala konarak ötüşen, tomurcuk derdine düşmüş ağaç dallarıyla flört edenlere... |
|
Kelebek
(ömer akşahan) 27 Ocak 2003 |
Günlük Olaylar |
| |
„- Kim o?“, diye seslendi. Sesi titrekti. Günlerdir süren bir gerginliğin ardından ilk kez kapısı çalınıyordu |
|
Sonbahar Soloları
(ömer akşahan) 27 Ocak 2003 |
Unutulamayan Dönemler |
| |
Eski bir demiryolcu çocuğu olarak babamdan, cumhuriyetin zor yıllarında demiryollarının tamir ve bakımında yaşadıkları zorlukları dinlemeyi çok isterdim. Ama bir ailenin ondördüncü çocuğu olmak bana bu ayrıcalığı tanımadı. |
|
Niçin Yazıyorum ?
(ömer akşahan) 7 Şubat 2003 |
Yüzleşme |
| |
Kalemle uğraşanlar yazının verdiği acıların neler olduğunu yeterince anlatabilse, bugün herhalde bir çoğumuz bu vadide yol almazdık. |
|
Şiir, Şair ve İklim
(ömer akşahan) 18 Şubat 2003 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Şiir yoğunluktur. Eğer şair bu yoğunlaşmayı sağlayamamışsa, şiir ondan uzaklaşır. Çünkü şair, şiirin özsuyunu bulamamış demektir. |
|
Kızıma Açık Mektup
(ömer akşahan) 19 Şubat 2003 |
İtiraflar |
| |
Şimdi senin çalışma masana oturmuş, sana hitap etmeyi düşündüğüm satırları karalamakla meşgulüm. Bunu duyar duymaz tepkinin ne olacağını gayet iyi biliyorum: “Aman babaaa, gene benim odamı mı buldun, yazmak için? |
|
Şiir Atı
(ömer akşahan) 20 Şubat 2003 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Şair, şiir atına binmiş bir jokeydir; nasıl ki, jokey her yarışı kazanmak ister, şair de kaleme aldığı her şiirin bir öncekinden daha mükemmel olmasını ister. |
|
Paris’e Gezmeye Gittim !
(ömer akşahan) 27 Şubat 2003 |
Anılar |
| |
Geniş meydanda tekrar dolanmaya başladım. Çevremdeki her şey bana, ben de onlara yabancıydım. “Ne iyi ettim de şu Paris’e geldim” demek, bana kısmet değilmiş, diyor, üzülüyordum. |
|
Y ü r ü y ü ş
(ömer akşahan) 6 Mart 2003 |
Doğa ve Dünya |
| |
Arkadaşım Cuma günü sınıfıyla yürüyüşe gelmemi istediğinde önce biraz duraksadım. Çünkü, o gün benim boş günümdü; ya uykumdan fedakarlık ederek yürüyüş fırsatını değerlendirecektim, ya da boş verecektim. Her şeyi öğrenme hissim ağır basınca, evet, dedim.
|
|
A n
(ömer akşahan) 1 Mayıs 2003 |
Yaşam |
| |
An!..Ben doğar doğmaz suya bırakılan bir ‘an’ım. Binlerce metre yüksekte bir kaynaktan, göllere ve denizlere varırım. Bir molekül olup, hemcinslerimle o bütünü oluştururum.
|
|
Ödünç Bir Yaz(ı) Almaksa Eğer...
(ömer akşahan) 21 Haziran 2003 |
Yaşam |
| |
Yaz, yaz, yaz diyordun...İşte, geldi yaz! Odana doluşan davetsiz bir müziğin eşliğinde ne(denli) ve ne(densiz) bir yazı dünyaya getirme uğraşında sana ancak çile çiçekleri eşlik edebilir inan.
|
|
Devlet Denen Ütopya...
(ömer akşahan) 4 Temmuz 2003 |
Toplum |
| |
Ütopya, gerçekte var olmayan, ama gelecekte var olabileceği düşünülen devlet ve toplum tasarımıdır |
|
Dağınık Düşünceler
(ömer akşahan) 29 Temmuz 2003 |
Yaşam |
| |
“Her gün aynı kapıdan girmek, aynı dünyaya girmek değildir elbet.”
|
|
Şair ve Kent
(ömer akşahan) 1 Ağustos 2003 |
Yaşam |
| |
Güneşi saklayan, onu bizlerden sakınan ılık bir sonbahar sabahı, otoban üzerinden Göttingen’e yol alıyorum. Kolay bir yolculuk değil benim için¸ yaklaşık 520 km. uzaklığında. İnsanın hiç tanımadığı bir kente gidiyor olması yürek atışlarını ister ist |
|
Sensizlik Kokusu
(ömer akşahan) 6 Ağustos 2003 |
Türkiye |
| |
*” Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı. F. Kafka”
*Yani masa gece kurulacak çilingir sofrasına meze aramaya gitti, topal bir ayağıyla.
|
|
Tmolos'ta Bir Kış Masalı...
(ömer akşahan) 11 Eylül 2003 |
Yerler |
| |
Sizi, Anadolu’nun henüz keşfedilmemiş bir yöresine, aşk ve doğurganlık tanrıçası Anaitis’in yurduna çağırıyoruz. |
|
Bilgisayar, Kitap Kurduna Ne Yapar?
(ömer akşahan) 11 Eylül 2003 |
Gelecek |
| |
Kitap, gelişme çağımdan başlayarak tutkuyla bağlandığım en değerli varlık olmayı sürdürüyor hâlâ. Onu satın alabilmek için kimi zaman ödünç para aldım, kimi zaman poker oynadım. |
|
Şiirin Gücü
(ömer akşahan) 3 Ekim 2003 |
Sanat |
| |
Her insan özünde kendi romanını yaşar. İlk kez görüp de tanıştığınız onca insanla ilk bir kaç dakika içinde kontak kurmak zorundaysanız, işiniz kolay olmayacaktır. Böyle anda, elinizde sihirli bir değnek olmasını istersiniz.
|
|
Şiir Yolunda...
(ömer akşahan) 9 Kasım 2003 |
Unutulamayan Dönemler |
| |
Okulda kız öğrenciler yatılı kalıyordu. Onları yatağa şiirlerimle uğurlayacaktım. Benim için olduğu kadar, onlar için de farklı bir deneyim olacaktı. Doğrusu heyecanlıydım. Elime mikrofonu aldığımda ilk aklıma gelen, benim de bir zamanlar onlar gibi bir |
|
Duyguya Ad Koyabilmek
(ömer akşahan) 16 Kasım 2003 |
Yaşam |
| |
Kahredici bir trafik. Saygısız, insanı her an hayattan koparıp alabilecek denli kuralları hiçe sayan eğitimsiz bir kalabalık var, kendini insan olarak görmek isteyenlerin içinde. |
|
Ataş Bana Ne Dedi?
(ömer akşahan) 21 Kasım 2003 |
Yaşam |
| |
Kim derdi bana, bir gün şu karşımda kafasını kaşıyıp duran Ataş’ la sohbet edeceksin. Kesin inanmazdım doğrusu... Hayat ne sürprizlere gebe! |
|
Şeylemeler
(ömer akşahan) 4 Aralık 2003 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
İki imge Güven Parkında, almışlar güneşi en duyarlı yerlerine, keyifle gelgit yaptırıyorlar mevsime.
|
|
Yakup'la Konuşmalar
(ömer akşahan) 17 Şubat 2004 |
İlişkiler |
| |
Bazı öyküler vardır, zaman baskısı olmaksızın yaşanır. Tıpkı doğada olduğu gibi. Öyle değil mi sence Yakup? |
|
Yolculuklara Dair...
(ömer akşahan) 18 Ocak 2004 |
Yaşam |
| |
Ranier Maria Rilke, yaşamını Avrupa’da 90’ın üzerinde kentte sürdürmüş; o kentlerin havasını koklayarak, suyunu içerek ve insanını tanıyarak yaşamını taçlandıran yapıtları dünya edebiyatına kazandırmıştır. |
|
Muğlalı Mısınız?
(ömer akşahan) 13 Şubat 2004 |
Anılar |
| |
O gün işimiz yoğundu. Okullarda karne verme telaşı tüm yöneticileri ve öğretmenleri olduğu kadar bizi de sarmıştı. İşimiz gereği okulları dolaşıyor, işlerin nasıl gittiğini yerinde görüyorduk.
|
|
Hayatın İçine Yuvarlananlar
(ömer akşahan) 22 Mart 2004 |
Yaşam |
| |
Karıncaları düşündüm bir an; nasıl da yoğun bir kıpırdanış içindedirler. Yiyecek stokları bitmek üzeredir. Baş yöneticinin uzun kış gecesi eğlenceleri yerini artık hummalı bir çalışmaya bırakmıştır. |
|
Okumaz Yazarlar
(ömer akşahan) 29 Mart 2004 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Okul müdürü yüksek bir yere çıkar, yaklaşan okul tatilinin "mana ve ehemmiyetini" öne çıkaran konuşmasını yapar. Konuşmanın sonunda en can alıcı cümleyi söyler:"Tatilde bol bol kitap okuyun!"
|
|
Ressamın Tavası
(ömer akşahan) 18 Nisan 2004 |
Gülmece (Mizah) |
| |
Ömrünü resimlerini satarak geçiren ressam, yıllar sonra aradığı mutluluğu bulur. Ancak uzun süre yoksulluk nedeniyle evlenemez. Günün birinde hiç tanımadığı bir akrabasının ölümüyle gelen küçük bir parayla evlenmeye karar verir.
|
|
Sokrat Chat Yaparsa...
(ömer akşahan) 22 Mayıs 2004 |
İnternet |
| |
Atina, Sokrat'ın tutuklanmasıyla fokur fokur kaynamaktaydı. Ak sakallılar meclisi acilen toplantıya çağrıldı. Cep telefonlarına mesajlar çekildi. |
|
Beyaz Afrika Menekşesi
(ömer akşahan) 24 Mayıs 2004 |
Doğa ve Dünya |
| |
Bazen nasıl bir ülkede yaşadığımızı ve nasıl bir toplum olduğumuzu anlamakta güçlük çektiğimi itiraf etmeliyim. |
|
Mor Üzümleri Beklerken
(ömer akşahan) 4 Haziran 2004 |
Düşler |
| |
Üyesi olduğum tüm tren istasyonlarının kayıtları silindi bir dokunuşunla belleğimden. Yürüyüş kolu takım komutanlığı emrine atandığım söylendi.
|
|
Şifremi Unuttum!
(ömer akşahan) 5 Haziran 2004 |
Günlük Olaylar |
| |
İnsanın gizemli olay ve oluşumlara olan ilgisi günümüzde iletişimin yaygınlaşmasına paralel artmaktadır. |
|
Yaşamdan İlginç Kesitler
(ömer akşahan) 23 Haziran 2004 |
Toplum |
| |
Adam Milli Eğitim Bakanlığında İlköğretim Müfettişidir. Eşi bir süreliğine ana memleketine gider. Evde yalnızdır. |
|
Konfüçyus"u Anlamak...
(ömer akşahan) 17 Eylül 2004 |
Yapıtlar |
| |
Yaşadığı çağın siyasi ilişkileri ve toplumsal yaşam biçimi konusunda oldukça kötümserdir Konfüçyus. |
|
Kaç Ölçek Alacaksınız Bu Şiirden?
(ömer akşahan) 24 Eylül 2004 |
İnternet |
| |
Dünya gözümde, o denli küçüldü ki...Dilediğim ülkeleri geziyorum; bunun için ne vizeye gereksinmem var, ne de pasaportumu yenilemek için harç yatırmaya gerek var.
|
|
Aforizmalar
(ömer akşahan) 27 Ekim 2004 |
Toplum |
| |
Doğru akıl, her zaman doğruyu işaret etmez. |
|
Velad'la Mariya...
(ömer akşahan) 20 Aralık 2004 |
Anılar |
| |
Yüksekova okullarını ziyaret ederken yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istedim bir an...
Bilmem aranızdan kaç kişi bu coğrafyayı ve insanlarını tanıma fırsatı yakalamıştır? Ben uzun yıllar bunun özlemini duydum içimde. |
|
Her Şey Yaşanmış Olmak Zorunda Mıydı!
(ömer akşahan) 8 Ocak 2005 |
İnternet |
| |
Özellikle saray hazinelerinden çıkan kadın makyaj malzemeleri, ayna ve cımbızlar, ister istemez günümüzdeki makyaj endüstrisinin geldiği noktayı bize anımsatıyor. |
|
Yalnızlık Parayla Satılmaz!
(ömer akşahan) 30 Ocak 2005 |
Yüzleşme |
| |
Yalnızca insanlar dünyasında yaşar ruhum. Onların etiyle, derisiyle ve kemiğiyle beslenirim. Süslü, aynalı salonları ve sahneleri çok severim. Beni oralarda daha iyi anlarsın. |
|
Dün Gitti, Yarın Meçhul, Bugün Bir Nimet
(ömer akşahan) 25 Şubat 2005 |
Yaşam |
| |
Hayatı beş topla oynanan bir oyun olarak düşünün. Bu beş top, işiniz, aileniz, sağlığınız, arkadaşlarınız ve ruhunuzdur. Bunların hiçbirini yere düşürmemelisiniz.
|
|
Şiir...
(ömer akşahan) 10 Mart 2005 |
Sanat |
| |
Şiir; şairi affeder, kendini ise asla... |
|
Trende Ne Uygun?
(Ömer Akşahan) 20 Mart 2008 |
İnternet |
| |
İnternet sitelerinde yazı kaleme alanların Türkçe yazım kurallarına ne derece uydukları konusunda araştırma yapılsa hemen her gün sayfalarca yazı çıkardı ortaya. |
|
Kum Tanesi İle Yosun
(Ömer Akşahan) 25 Mart 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Dünyanın en güzel sahillerinden birinde bir kum tanesiydi o. Öylesine çoktular ki, onu diğerlerinden ilk anda ayırdetmek çok güçtü. |
|
Garajlar ve İnsanlar
(Ömer Akşahan) 14 Mayıs 2008 |
Yaşam |
| |
Gezmeyi çok sevdiğim için Türkiye'de birçok otogarı görme şansım oldu. Hemen hemen çoğu insanın gördüğü, gelip geçtiği yer olan garajların birçok ilginç özelliği vardır. Kısa bir göz atalım mı şu garajlara ne dersiniz? |
|
Sözlence
(Ömer Akşahan) 18 Ağustos 2008 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Kazandığın an kaybettin demektir. Çünkü kazanmak, aynı zamanda bir vazgeçiştir. İster bir piyango, ister yıllarca peşinde koştuğun bir makam ya da iş olsun, değişmez. Değişen yalnızca yeni bir katmanda yol alacak olduğundur. Kazanmadan önceki konumda artık olamazsın. |
|
Aynı Dili Konuşmak
(Ömer Akşahan) 19 Eylül 2008 |
İlişkiler |
| |
İletişim kazalarına yol açan şeyin kendimize ayna tutmaktan kaçmak olduğunu size söyleyen biri olmuştur muhakkak.
|
|
İsimsizler
(Ömer Akşahan) 2 Mayıs 2009 |
Toplum |
| |
Bu yazımı annemin babası Çanakkale şehidi Arif dedemin şahsında tüm isimsiz şehitlerimize adıyorum. |
|
Köşe Yazarlığı
(Ömer Akşahan) 7 Şubat 2010 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
İnternet her şeyde olduğu gibi yazarlık konusunda da bir çığır açtı. Daha düne kadar ülke genelinde irili ufaklı yüzlerce gazetede köşe yazarlığı yapanların sayısı 700 kadar iken bugün bu sayı internet gazeteciliği sayesinde nereye ulaştığı kestirilemiyor.
|
|
Sonbahar Soloları
(Ömer Akşahan) 9 Temmuz 2011 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Ömer Akşahan gazeteciliğini, felsefesini, edebiyat dilini belirlerken insandan yana oluşun ölçütlerini yazılarına da yansıtıyor. |
|
|
Şiir, şairin içindeki depremdir...
|
|