..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanın en iyi tarafı ürperebilmesidir. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Şairler > ömer akşahan




18 Şubat 2003
Şiir, Şair ve İklim  
şiir poetikam...

ömer akşahan


Şiir yoğunluktur. Eğer şair bu yoğunlaşmayı sağlayamamışsa, şiir ondan uzaklaşır. Çünkü şair, şiirin özsuyunu bulamamış demektir.


:CAEJ:


Her şiir bir iklimdir. Kimi zaman kışın acımasızlığını, kimi zaman ilkbaharın umutlarını, izlerini taşır.
Yaz şiiri ise, doğanın bütün izlerini, lekelerini siler. Her şairin yaşamında derin etkiler yapan şiirse, hiç kuşkusuz sonbahar şiiridir. Çünkü, şairlerin en çok sevdiği gerçek olan ölümü, en çok duyumsadıkları zaman sonbahardır.

Şairlerin yaşama dört elle sarıldıkları sanılsa da, ölüm, onların en yakın dostu olmaya devam etmektedir. Bugüne değin bilinçli ölümü seçen şairlerin hangi mesajı verdiklerini sanıyordunuz. Düşen her yaprak, dökülen her tel saç bizi her gün biraz daha ölüme yaklaştırmıyor mu? Mayakovski Yesenin’in intiharının ardından hayatı sevmeye dair onca söylemine karşın niçin aynı yolu izlemiştir? Çünkü, o da, tüm şairler gibi aynı topraktan yoğrulmuştur. Elimizdeki örnekler bizi bu sonuca götürmektedir.

Her şair okyanus dalgalarıyla boğuştuğunu sanırken, gün gelir durgun bir gölün sularına yenik düşer. Yazgısını gölün aynasına gömen şair mutlu sona ulaşmıştır. Yorgun sonbahar yapraklarının kendisini örtmesini bekler, yalnızca...

Şiir yoğunluktur. Eğer şair bu yoğunlaşmayı sağlayamamışsa, şiir ondan uzaklaşır. Çünkü şair, şiirin özsuyunu bulamamış demektir. Her ne kadar şairler, şiirle nikahlıyken küçük flörtleri yaşamak isterlerse de, gerçekte bu durum yoğunlaşmanın en büyük düşmanıdır. Bu, yaz mevsiminde kar yağmasını andırır. Evet, şiir bakım ister, her gün biraz daha güzelleşmek ister.

Eğer bir şair dostunuz varsa, yandınız demektir. Çünkü, dünyanın en az geçimli insanlarıdır. Özellikle şiirle yoğunlaştığı anlarda kimseyle ilgilenmek istemezler. Onu yolda rastladığınızda sizi görmeyebilir, bir gece önce rakı kadehlerini birlikte patlatsanız dahi, sizi ilk kez görüyormuşçasına bakabilir. Sakın bu davranışlar karşısında paniğe kapılıp, dostluğunuzu ondan esirgemeyin. Çünkü, şair dostunuzun gözü o an şiirden başka kimseyi görmemektedir.

O yalnızca soluk alıp veren bir varlığa benzer.
Şair, ıstırap ve güzellikleri gerilimli bir biçimde yaşamayı ve bunu bütün dillerde ifade edebilmeyi ister. Şair kendini sürekli bir cenderede hisseder. Yaşamın gerçeğini inkarda beceriksizdir ve sürekli kendi yarattığı yel değirmenlerine karşı savaşır.
Bu bağlamda şair ve şiir özgürlüğüne son derece tutkundur. Şiirin yatağında akıntının tersine yaptığı her yürüyüş , şairi biraz daha gerçek yaşamdan uzaklaştırmaktadır.

Eğer bir şairin huzurunu sağlayamıyorsa, şiirin özgürlüğü o denli önemli değildir.Vücudunun tüm sıcaklığını şiirine veren şair, koltuklarının altından günü gelince dünyanın en güzel kelebeğinin uçup gideceğini bilmektedir.

Şair, dünyanın en ağır işçisidir. Mayakovski’nin dediği gibi, şair, ırmakta altın arayan bir işçiye benzer. Sonuçta ikisi de saflığın, güzelliğin peşinde koşar.

Şiir, şairin içindeki depremdir. En güzel şiir; şairin merkezinden büyük dalgalarla yayılarak çevresini etkileyebilen şiirdir. Her şairin en büyük özlemi, günün birinde 7,5 Richter ölçeğinde bir depremle uyanmaktır../..

Not: Bu yazı 17 Ağustos 1999 depremi öncesi kaleme alınmış ve 1998'de Kıyı dergisinde yayımlanmıştır.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: duyarlılık
Gönderen: adil okay / paris
12 Mart 2003
duyarlı insanların azaldıgı günümüzde, şiir ve şairi böyle duyarlı inceleyen, işleyen bir insan olsa olsa şair olur. kutlarım




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve şairler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonbahar Soloları
Köşe Yazarlığı
Sözlence
Okumaz Yazarlar
Şiir Atı
Sokrat"ın Aynasında Görünen miydi Gerçek?
Bakır Ustası
Varolmak Kavgası
Edebiyatın Kumaşı
Şeylemeler

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Efeler, Yörükler, Türkmenler
Aynı Dili Konuşmak
İsimsizler
Okumadığım Her Şey, Bir Şenliktir!
Kum Tanesi İle Yosun
Velad'la Mariya...
Sokrat Chat Yaparsa...
Beyaz Afrika Menekşesi
Her Şey Yaşanmış Olmak Zorunda Mıydı!
Dün Gitti, Yarın Meçhul, Bugün Bir Nimet

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hiçliğe Övgü [Şiir]
Kayıtdışı Şiir [Şiir]
Gece Dokunuşları [Şiir]
kalem [Şiir]
Meğer [Şiir]
Güz Yağmurları [Şiir]
Küçük Mariya İçin Kar Senfonisi [Şiir]
Giderken Düşürdünüz 'Ben'i Çantanızdan [Şiir]
Issız Sokak [Şiir]
ayrılıklar [Şiir]


ömer akşahan kimdir?

Kendini nasıl anlatır ki insan… Oturup yazılmaya kalkılsa, her edebiyat işçisinin yaşamı kalın bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdığım denemelerde ve şiirlerimde yansıtmaya çalışıyorum. Yapıtlarımı izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüğümüz, tümcemiz. . Kendimi şiirde ilk keşfedişim beni aynı zamanda büyük bir hayal kırıklığı yaşattı ve düzene yenik düştüm. Yol göstericim de yoktu yanımda; düzene isyan edeceğime, şiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaşananlar ortaokul dönemime rastlar. Yine bir gün düzen beni aldı, bir sonbahar yaprağı gibi Aydın Dağlarının zirvesine fırlattı. Yıl 1981. Ve beni yeniden hayata bağlayan sihirli gücün şiir olduğunu orada anladım. O gün bugündür, can yoldaşım, arkadaşım, sırdaşım ve en büyük sığınağımdır ŞİİR! İnanıyor ve haykırıyorum; şiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben şuyum diyemez. Tek inancım, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdırarak da olsa şiire ihanet etmeyeceğim. Aydın’ın İncirliova ilçesinde, ‘53 yılının Ocak ayında, bir Kova erkeği ve sevgili annemin tek eşinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmişim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiş bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öğretmenlik uğraşımı resmi düzeyde ‘99 yılına dek sürdürdüm. Halen özel sektörde işimden arta kalan zamanlarda, öğrencilere Türkiye’nin hemen her noktasında şiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk şiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarından öğrenemeyen gençlere yeni Türk şiirinin kapısını aralamaya çalışıyorum. İnanın bu çalışmalarda şiir adına öyle ilginç olaylara tanık oluyorum ki, gözyaşlarınızı inanın tutamazsınız. Tüm uğraşlarımdan edindiğim çok önemli bir gerçeğin altını kalınca çizmek istiyorum: ŞİİR ÖYLESİNE SİHİRLİ BİR ANAHTAR Kİ, AÇMADIĞI BİR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIŞTIR! Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde şiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , anı yazılarımla yer aldım. ‘90’da Ödemiş EFE dergisi yöneticiliği, Almanya’da Almanca yayımlanan GEMEİNSAM adlı yayının sorumluluğunu yaptım. Almanca şiir, öykü denemelerinin yanı sıra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye şiir kazandırma çalışmalarımı yayımladım. ‘90’da “Nasıl Çalışalım? Nasıl başaralım?” adlı çalışmam M. E. B. ca tavsiye edildi. Egebank tarafından 3000 adet basıldı. ‘98’de ilk şiir kitabımı Sivas’ta yakılan 37 güzel insana adadığım için yalnızca 37 şiir içermektedir. Evliyim. Eşim de emekli sınıf öğretmeni olup, bir oğlum ve bir kızımla beraber yaşamımızı renklendirmeye çalışmaktayız.

Etkilendiği Yazarlar:
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.