Ben bir kuşum; uçtum yuvadan... Artık ben nerede, eve dönme isteği nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli |
|
||||||||||
|
Ömer AKŞAHAN Baharın tüm görkemiyle doğaya hükmettiği şu günlerin bizlere canlılığı, sevinci, umudu, bereketi ve en önemlisi mutluluğu çağrıştırması gerekirken gelen dokuz şehit haberi bir kez daha yüreklerimize ateş düşürdü. Anadolu, çok zengin bir mozaik; gerek farklı kökene sahip halkları gerek dört mevsimi barındıran iklim ve toprak yapısı bunu bize anlatır; bu kültürel ve etnik farklılıklar dil, lehçe ve şive zenginliğini de beraberinde getirir. Böylesine zengin bir ülkeye elbette göz diken, Anadolu benim de yurdumdur diyenler olacaktır. Tarih bu mücadeleyi anlatan savaş öyküleriyle doludur. Peki, bu güzel ülkenin sahibi kimdir hiç düşündünüz mü? Bu ülkenin sahipleri bence ismi hiçbir yerde geçmeyen kahramanlardır. Onları tanıyalım dilerseniz. *** Onlar, kocası kahvede pişpirik oynarken tarlada bir topan azıkla akşama kadar çapa sallayan kadınlardır. Onlar, sınırda vatan korumasına giderken hain bir mayınla paramparça olan genç Türk askeridir. Onlar, şehir teröristlerine dur demek için gözünü kırpmadan çatışmaya girip şehit düşen, yaralanan Türk polisidir. Onlar, şehitlerini bağrına basan analardır, babalardır, öksüz kalan bebeler ve eşlerdir. Onlar, ettikleri yemine sadık kalarak çalışan doktorlardır, hemşirelerdir, ebelerdir. Onlar, sınıfta öğrencisine bilim öğreten, yolu, açlığı, susuzluğu dert etmeyen, tek ülküleri ülkenin kalkınması, insanımızın eğitilmesi olan öğretmenlerdir. Onlar, engelli olarak dünyaya gelen evlatlarına kol kanat geren, yaşama sevinci aşılayan eğitimcilerdir, annelerdir, babalardır. Onlar, yaşlısına değer, veren, sokağa terk etmeyen yardımseverlerdir. Onlar, hayvanı seven, her türlü canlının yetişmesi gelişmesi için çaba gösterenlerdir. Onlar, devletin verdiği maaşı yeterli görüp, makam ve yetkisini rüşvetle sürdürmeyen dürüst memurlardır. Onlar, sabahın kör karanlığında traktörle tarlayı süren, nadas eden, harman savuran köylüdür. Onlar, helal kazancı hiçbir şeye değişmeyen, vergisini eksiksiz ödeyen esnaftır, tüccardır. Onlar, yalakalık nedir bilmezler. Onlar, el etek öpme deyimini tarihte okumuşlardır. Onlar, en yüce değerin emek olduğuna, alınterinden başka bir değerin değer olmadığına inananlardır. Onlar, insanı arkadan gammazlayıp hançerlemezler. Onlar, yalan dolan nedir öğrenmemişlerdir. Onlar, dayanışmanın gerçek adının imece olduğunu bilirler; kendi yaşamlarında uygularlar. Onlar, insanı sever, sayar ve sağlıklı bir evrenin ancak insan eliyle başarılacağına inanırlar. Onlar, mütevazıdırlar; böbürlenmeyi, hak etmedikleri unvanı kendilerine yakıştırmayı bilmezler. Onlar, toplum için yaşamanın yolunun ancak özveriyle olacağını bilirler. Onlar, bu yaşamda var olan her şeyin bize emanet verildiğine inanırlar. Onlar, gerektiğinde karanlıkta ıslık çalarak ışığa kavuşurlar. Onlar, kim? Onlar, sen, ben, o, biz, siz yani hepimiz! Bu saydığım niteliklerin sizde de var olduğuna yürekten inanıyorsanız, siz de onlardansınız. Bu toplum, ancak isimsiz kahramanların çoğalmasıyla hak ettiği uygarlık düzeyine gelecektir. Çünkü onlar, her ne iş yaparlarsa yapsınlar, bu yaptıklarıyla ülkenin kalkınacağına, yükseleceğine inanmışlardır. Onlar, üretmeyi, ter dökmeyi, başkalarının hakkına tecavüz etmemeyi, komşunun sınırına girmemeyi yaşam felsefesi haline getirerek mutlu olma yolunu seçmişlerdir. Varsın, birileri onları salak, aptal, deli yerine koysun; zaman onları günün birinde haklı çıkarmayı bilir. Eğer onlar gibi olmak istiyorsak; ilkelerimizden, inançlarımızdan, onurumuzdan en zor günde de olsa vazgeçmemeyi öğrenmeliyiz. Son söz: PKK’lıların mayın tuzağında şehit düşen Uzman Çavuş Salih Akyürek (Yozgat), Onur Görmez (Aydın-Karpuzlu), Emrah Polat (Aydın-Nazilli), Erdal Oral (Kars-Kağızman), Zeynel Direkçi (Gaziantep), İlhami Hardal (Kilis), Murat Çavdar (Trabzon-Maçka), Mehmet Ali Karaduman (Manisa-Kula) ve Miktat Beder (Trabzon-Arsin) ve Şemdinli’de şehit olan Piyade Çavuş Olcay Koçak (Kars) ile İstanbul’da şehit olan Başkomiser Semih Balaban’a Tanrıdan rahmet, acılı ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve Polis Teşkilatımıza başsağlığı diliyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |