..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > ömer akşahan




25 Şubat 2005
Dün Gitti, Yarın Meçhul, Bugün Bir Nimet  
ömer akşahan
Hayatı beş topla oynanan bir oyun olarak düşünün. Bu beş top, işiniz, aileniz, sağlığınız, arkadaşlarınız ve ruhunuzdur. Bunların hiçbirini yere düşürmemelisiniz.


:BGAE:

Prof. Dr. İsmail KAYA*

Yakın günlerde üniversitelerde açılış törenleri yapılacak. Geçen ay Oracle’ın başı Larry Ellison’un Yale Üniversitesindeki törende yaptığı ileri sürülen bir konuşma adresten adrese dolanmıştı. “MBA derecesi alıp da ne olacaksınız? Okuyup zaman kaybetmeyin, okulu terk edin.” dediği iddia edilmişti.

Böyle bir konuşmanın gerçek olmayıp, Andrew Marlatt isimli birinin SatireWire isimli Web sayfasında uydurulduğu sonradan anlaşılmıştı.

Bu vesileyle hatırladım. Küpümde aradım, buldum. Belki sizler için de bir değeri vardır düşüncesiyle paylaşmak istiyorum. Coca Cola’nın baş adamı, (bunlara CEO diyorlar) Brian Dyson, yıllar önce bir mezuniyet töreninde şunları söylemiş:

“Hayatı beş topla oynanan bir oyun olarak düşünün. Bu beş top, işiniz, aileniz, sağlığınız, arkadaşlarınız ve ruhunuzdur. Bunların hiçbirini yere düşürmemelisiniz.

Bir süre sonra anlayacaksınız ki, bunlardan sadece işiniz lastiktendir. Onu elinizden düşürürseniz, zıplar ve geri alabilirsiniz.

Ama, diğer dört top, yani aile, sağlık, arkadaşlar ve ruh, camdandır. Birini düşürürseniz, geri dönülemez şekilde çizilir, lekelenir, kırılır, tahrip ve hatta paramparça olur. Hiçbir zaman eskisi gibi olmazlar. Bu gerçeği anlamalı ve hayatınızda dengeyi korumak için mücadele etmelisiniz. Nasıl yapacaksınız?

Kendinizi başkalarıyla karşılaştırarak değerinizi aşağı görmeyin, kendinizi hırpalamayın. Hepimiz özeliz ve birbirimizden farklıyız.

Hedeflerinizi başkalarının kriterlerine ve önceliklerine göre belirlemeyin. Sizin için neyin iyi olduğuna ancak siz karar verirsiniz.

Kalbinize gelen şeyleri hafife almayın. Hayatınıza sarıldığınız gibi onlara da sarılın, zira onlarsız hayat anlamsızdır.

Geçmişte veya gelecekte yaşayarak hayatınızın parmaklarınızın arasından kayıp gitmesine izin vermeyin. Her seferinde bir gününü yaşarsanız hayatınızın bütün günlerini yaşamış olursunuz.

Verecek bir şeyleriniz olduğu sürece bir şeylerden vazgeçmeyin. Denemekten vazgeçmediğiniz sürece hiçbir şey henüz kaybedilmiş değildir.

Mükemmel olmadığınızı kabul etmekten korkmayın. Bizleri birbirimize bağlayan en nazik ip işte budur.

Risklerle karşılaşmaktan da korkmayın. Risklere karşı durarak ne kadar cesur olduğumuzu öğreniriz.

Bulmak imkânsızdır diyerek aşka kapılarınızı kapatmayın. Aşkı elde etmenin en kısa yolu, vermektir. Aşkı kaybetmenin en kestirme yolu ona sıkı sıkıya sarılmaktır. Aşkı muhafaza etmenin en iyi yolu ise ona uçması için kanatlar vermektir.

Hayatta çok hızlı koşmayın ki, nerede olduğunuzu ve nereye gittiğinizi unutmayasınız.

Unutmayın, insanların en çok ihtiyaç duydukları şey, takdir edilmek ve saygı görmektir.

Öğrenmekten korkmayın. Bilginin ağırlığı yoktur. Bilgi, her yere götürülebilecek bir hazinedir.

Zamanınızı da, kelimelerinizi de dikkatsiz harcamayın. Her ikisini de geri alamazsınız.

Hayat bir yarış değil, her adımı tadına vara vara yaşanacak bir yolculuktur.

Dün tarih oldu. Yarın ise meçhul. Bugün ise bir nimet, bir hediyedir.” (İngilizce'de hediye ve şimdiki zaman için aynı kelime kullanılır: Present )

*Prof.Dr. İsmail Kaya (ikaya@computer-world.com.tr), İ.Ü. İşletme Fakültesi, Pazarlama Anabilim Dalı Başkanıdır.

Yazı Computerlife Dergisinin 4 Eylül 2000 tarihli sayısında yayımlanmıştır.



.Eleştiriler & Yorumlar

:: Teşekkürler
Gönderen: Erkan Çetin / Londra/İngiltere
1 Mart 2005
Ömer Bey, aklı başında bir fikir yazısını bizlere illetiğiniz için teşekkür etmek istedim. Sanırım özellikle son zamanlar, bu tür fikirlere ve ara sıra durup düşünmeye her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Umarım okunur ve anlaşılır... Saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
A n
Garajlar ve İnsanlar
Dağınık Düşünceler
Yolculuklara Dair...
Ataş Bana Ne Dedi?
Şair ve Kent
Duyguya Ad Koyabilmek
Ödünç Bir Yaz(ı) Almaksa Eğer...
Hayatın İçine Yuvarlananlar

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonbahar Soloları
Köşe Yazarlığı
Efeler, Yörükler, Türkmenler
Sözlence
Aynı Dili Konuşmak
Okumadığım Her Şey, Bir Şenliktir!
İsimsizler
Kum Tanesi İle Yosun
Velad'la Mariya...
Sokrat Chat Yaparsa...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hiçliğe Övgü [Şiir]
Kayıtdışı Şiir [Şiir]
Gece Dokunuşları [Şiir]
kalem [Şiir]
Meğer [Şiir]
Güz Yağmurları [Şiir]
Küçük Mariya İçin Kar Senfonisi [Şiir]
Giderken Düşürdünüz 'Ben'i Çantanızdan [Şiir]
Issız Sokak [Şiir]
ayrılıklar [Şiir]


ömer akşahan kimdir?

Kendini nasıl anlatır ki insan… Oturup yazılmaya kalkılsa, her edebiyat işçisinin yaşamı kalın bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdığım denemelerde ve şiirlerimde yansıtmaya çalışıyorum. Yapıtlarımı izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüğümüz, tümcemiz. . Kendimi şiirde ilk keşfedişim beni aynı zamanda büyük bir hayal kırıklığı yaşattı ve düzene yenik düştüm. Yol göstericim de yoktu yanımda; düzene isyan edeceğime, şiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaşananlar ortaokul dönemime rastlar. Yine bir gün düzen beni aldı, bir sonbahar yaprağı gibi Aydın Dağlarının zirvesine fırlattı. Yıl 1981. Ve beni yeniden hayata bağlayan sihirli gücün şiir olduğunu orada anladım. O gün bugündür, can yoldaşım, arkadaşım, sırdaşım ve en büyük sığınağımdır ŞİİR! İnanıyor ve haykırıyorum; şiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben şuyum diyemez. Tek inancım, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdırarak da olsa şiire ihanet etmeyeceğim. Aydın’ın İncirliova ilçesinde, ‘53 yılının Ocak ayında, bir Kova erkeği ve sevgili annemin tek eşinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmişim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiş bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öğretmenlik uğraşımı resmi düzeyde ‘99 yılına dek sürdürdüm. Halen özel sektörde işimden arta kalan zamanlarda, öğrencilere Türkiye’nin hemen her noktasında şiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk şiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarından öğrenemeyen gençlere yeni Türk şiirinin kapısını aralamaya çalışıyorum. İnanın bu çalışmalarda şiir adına öyle ilginç olaylara tanık oluyorum ki, gözyaşlarınızı inanın tutamazsınız. Tüm uğraşlarımdan edindiğim çok önemli bir gerçeğin altını kalınca çizmek istiyorum: ŞİİR ÖYLESİNE SİHİRLİ BİR ANAHTAR Kİ, AÇMADIĞI BİR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIŞTIR! Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde şiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , anı yazılarımla yer aldım. ‘90’da Ödemiş EFE dergisi yöneticiliği, Almanya’da Almanca yayımlanan GEMEİNSAM adlı yayının sorumluluğunu yaptım. Almanca şiir, öykü denemelerinin yanı sıra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye şiir kazandırma çalışmalarımı yayımladım. ‘90’da “Nasıl Çalışalım? Nasıl başaralım?” adlı çalışmam M. E. B. ca tavsiye edildi. Egebank tarafından 3000 adet basıldı. ‘98’de ilk şiir kitabımı Sivas’ta yakılan 37 güzel insana adadığım için yalnızca 37 şiir içermektedir. Evliyim. Eşim de emekli sınıf öğretmeni olup, bir oğlum ve bir kızımla beraber yaşamımızı renklendirmeye çalışmaktayız.

Etkilendiği Yazarlar:
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.