Güzel birşeyin fazlası harika olabilir -Mae West |
|
||||||||||
|
İnternet sitelerinde yazı kaleme alanların Türkçe yazım kurallarına ne derece uydukları konusunda araştırma yapılsa hemen her gün sayfalarca yazı çıkardı ortaya. Yazma isteği kişisel birikimle yakından ilgilidir. Olaylara karşı duyarlı olan ve bunu yazıyla dile getirmek isteyen herkesin en doğal hakkıdır yazmak. Bunu yaparken kullandığı dili de en azından kendisi denetleyebilir olmalı diye düşünüyorum. Çünkü internet sitelerinde yayımlanan yazılarda dil denetimi yapabilecek editör bulunmuyor. Hatta şu yazı yayımlansın şu yayımlanmasın diyecek bir yayın kurulu birkaç site dışında pek yok. Bu durumu bilen ve edebiyat sitelerinde yazı, şiir, öykü okumak isteyen ama yazı diline de önem veren benim gibiler ne yapsın? Alın işte size küçük bir örnek: “Bu mantığa göre; ev olacak bir kere: içi iyi döşenmiş olacak, trende uygun seçimler yapılmış ve mutlaka güncel tutulmuş bir mekan olacak bu ev dediğimiz yer.” (*) Yukarıdaki tümcede koyulaştırdığım sözcüğü ele alalım önceleyin. (‘trende uygun’) İngilizce olan bu sözcük yerine Türkçe ‘eğilim’ kullanılarak ‘eğilime uygun’ dense daha anlaşılır olamaz mı? Peki, ‘Trende uygun oturur musunuz?’ desem, ne anlarsınız? Görüldüğü gibi tren sözcüğüne –de eki geldiğinde nasıl da anlam değişiveriyor. Eğilim güzel bir sözcük; hem anlaşılır hem de ses olarak kulağa hoş geliyor. Yazarlığa soyunan herkes yazdığının nereye varacağını kestirebilmeli. Yoksa bu tür yazım yanlışlarına düşer ki, bu da ciddi okurların o yazılardan uzaklaşmasına neden olur. Yine yukarıdaki tümcede yazar, iki noktadan sonraki sözcüğü küçük harfle başlamış ki bu da bir başka yazım hatası. Örnek olarak ele aldığımız tümcede diğer bir bozuk ifadeyse: ‘güncel tutulmuş bir mekan’. Bunun yerine ‘yenilenen bir mekân’ olabilirdi. Yoksa mekânın güncelliği nasıl tutulabilir ki? Piyasada sürekli yenilenen mobilya türleri karşısında ev sahipleri güncel tutmak adına her ay yeni bir ürün mü satın almalıydılar? Oysa bizim evde 32 yıldır kullanılan oturma odası takımı var! Ne yapalım yani, sonuçta Türkiye’de yaşıyoruz. Öyle zırt pırt güncelleyeceğiz diye kazandığımız üç kuruşu sokağa mı ataydık yani? Ele aldığımız yazıda yazar ‘mutluluk için illaki evde her şey olmalı’ mantığını eleştiriyor. Konusunda haklı. Ancak yanılgısı şu; bir yazının okunması için konu ilginçliği yetmez, yazı dili de iyi olmalıdır. Yazar, yazdığını mutlaka önce kendisi iyi okuyup, dil denetimini yapacak, ardından sitede yayımlanmasına karar verecek. Yoksa ben siteye koyayım da ister okunsun ister okunmasın mantığı ile hareket ederse ancak internet çöplüğünde bulur kendini o tür yazılar. Amacımız Türk dilini okunur kılmaksa, yanlış yazmamaya lütfen özen gösterelim. (*) http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=67602, Simten K. Ataç, “Mutluluk Kaçınılmaz”.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |