Kendinden daha uyanık insanları işe aldığın zaman, senin onlardan daha uyanık olduğunu kanıtlamış oluyorsun. -R. H. Grant |
|
||||||||||
|
Biraz eserikli, ne zaman ne yapacağı belli olmayan. Ben ona yarım akıl lakabını takmıştım. Herşeyi kendine dert edinen, çorabı dahi kaçsa oturup ağlayabilen yaradılışa sahipti. Sabahları okula birlikte giderdik.Bahar geldiği zaman hepimizin içinde yeni umutlar olurken, o her zaman hayatı karamsar yönüyle eleştirirdi. Elindekilerle mutlu olmasını pek bilmeyen, kapı kapansa rüzgarından rahatsız olan bir insandı. Bütün bu yaradılış özelliklerine sahip olmasına rağmen, ben yine de onu bütün kusurlarıyla çok severdim. Yarınların bilinmeyen denklemlerle dolu olduğunu,bugünü yaşaması gerektiğini, söylemekten dilimde tüy bitmişti. Seneler geçti her birimiz başka yönlere savrulduk,iş hayatına atıldık,evlendik, çocuklarımız oldu falan filan.. Hayatın getirdiği yarınlardan hepimiz nasibimizi aldık.Yollarımız O kız arkadaşımla ayrılmıştı.Aklıma geldiğinde, yüzümdeki tatlı tebessüm de eksik olmazdı. Taaa ki; Geçenlerde sinemaya gittik.Tam filmin orta yerlerinde arkadan hıçkırıklar yükselmeye başladı. Başımı çevirip baktığımda acaba dedim kendi kendime.. Evet,evet oydu . Bir şairimizin mısraları geldi aklıma “Huysuz ve tatlı kadın” benim arkamdaki sırada oturuyordu.Sonradan eşi olduğunu anladığım bir vatandaş onu kolundan tutarak sürüklercesine dışarıya çıkardı. Bende yerimden kalkıp, yanımdakilerin soru sormalarına bile fırsat vermeden onu takip edip dışarı çıktım. İşte karşı karşıya gelmiştik. Kalbimin yerinden fırlayacak şekilde çırpınmaya başladığını hissediyordum. Çok heyecanlanmış,sevinmiş ve mutlu olmuştum.Ama ağlamasına da anlam verememiştim. Birbirimizi görünce sevgiyle kucaklaştık.O yine eskisi gibi, başını omzuma yasladı ve ağladı. Hıçkırıkların arasında söyledikleri çok zor anlaşılıyordu. Meğerse oğlunu trafik kazasında kaybetmiş,filmdeki trafik kazası sahnesinde de unutamadığı acıyı tekrar yaşamış. Bu olayı yaşayana kadar ne kadar gereksiz şeylere üzülmüşüm, ağlamışım,kendime dert etmişim dedi. Bu konuda ona tevazu göstermedim. Yaşadığı trajediye üzülmüş,gereksiz şeylere canını sıkmaması gerektiğini de bu trajedi de anlamasına, daha çok üzülmüştüm. Er yada geç karşılaşacağımız, “ÖLÜMDEN BAŞKA GERÇEK OLAN VARMI” “ÖLÜMDEN BAŞKA ÇARESİZ DERT VARMI” “ÖLÜMDEN BAŞKA DÖNÜLMEYEN YOL VARMI” O Halde, GÜLÜŞLERİNİZİN, GÖZYAŞLARINIZLA KÖRELMESİNE İZİN VERMEYİN…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şebnem Ezik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |