..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yalnızlık güzel birşey, ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel birşey olduğunu söylemesi gerekir. -Balzac
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Tuba Unsal




30 Ekim 2009
Bir Söyleşinin Ardından  
Bir Söyleşinin Ardından

Tuba Unsal


"... Fotoğrafı çeken kişinin bakış açısı ve karar anının yanında, o fotoğrafa sosyal bilimlerle ve özellikle yazı bilimi ile, anlam kazandırmak, fotoğrafın daha kolay, başka izleyenlere ulaşmasını sağlar. Fotoğraf ne kadar güçlü olursa olsun, o fotoğrafın alt yazısında, bir takım kelimelere ihtiyaç duyulur...."


:BAJF:
Cama vuran yağmur damlalarının sesi eşliğinde, bir kez daha iyi bir seçim yaptığım için, seviniyorum. Kulaklarımda, nokta vuruşlu yazıcı sesi olmadan çalışabilmek, güzel bir duygu. Kimsenin negatif enerjisini üzerine almadan, kendi işinin sorumluluğunu alabilmek, huzur verici. Hayallerinin işini, geçim ve kazanç aracına çevirmek için, belli bir dönem ihtiyaçlarını minimuma indirmek gerekiyor. Belli bir amaca yönelik yapılan bu sıkı yönetim, çizilen yolda, doğru ilerlemek, için de ilk adım.

Gözümü karartıp, elime aldığım makinem ile birlikte, kimilerine göre, sonu belli olmayan, bir yolculuğa çıktım. Bu yolculuk sırasında, göze aldığım zorlukların yanı sıra, -ailem ve birkaç dostum dışında- kimseden destek görmedim. İnsan, bilen birilerine, danışma ihtiyacı hissediyor. Geçmekte olduğu yollardan, daha önce geçmiş kişilerin, yaşam tecrübelerinden kendine dersler, çıkarmak istiyor. Herkes gibi, yolumu bentlerle engellemeye çalışan; vakti zamanında arkadaşlık çerçevesinde, belli bir paylaşımda bulunduğum kimselerden de, ilginç bir şekilde itirazlar aldım. Fakat, fotoğrafı çok sevdiğim için, kimsenin sözünü kendi düşüncelerimin önüne, almadım. Kendime yeni ve meşakatli bir yol, çizmeye başladım.

Fotoğraf merakımın meydana geldiği yıllardan bu yana, fotoğraf ustalarını ve söyleşilerini, imkanlarım dahilinde, takip ediyorum. Ustaların paylaşımları, kendi hayatlarından örnekleri ile, fotoğraf anlayışlarını dinlemek ve belki de, kendini o kişilerde görmek çok güzel bir his. Bu bir çeşit, gizli eğitim gibi. Ya da, bir çeşit etkileşim. Bambaşka hayat ve portre çizen duayenlerin, hayat anlayışı ve fotoğrafa yaklaşımı farklı. Merih Akoğul söyleşisine giderken, 3 saat boyunca sıkılmadan, kesintisiz dinleyeceğimi bile, bilmiyordum. Fotoğrafları kendi güzel felsefe ağırlıklı büyüleyici anlatmı ile dinlemek, çok keyifliydi. Bir fotoğrafın, antropoloji, felsefe, edebiyat, davranış bilimleri, yazı dili, tarih ve iktisat ile bağlantı kurması gerektiğini, anlatması hayranlık vericiydi. Belki, farkında olduğum, ama fotoğrafın sadece o anı görmek ve deklanşöre basmak veya; çekilen fotoğrafın çeşitli manipülasyonlarla, bambaşka bir sanat haline getirilmesi olmadığını, bir kez daha anladım. Elbette dijital çağda yaşadığımız için, photoshop çok tartışmalar yaratsa da, kabul etmeliyiz ki, çağın aydınlık odasıdır.

Fotoğrafı çeken kişinin bakış açısı ve karar anının yanında, o fotoğrafa sosyal bilimlerle ve özellikle yazı bilimi ile, anlam kazandırmak, fotoğrafın daha kolay, başka izleyenlere ulaşmasını sağlar. Fotoğraf ne kadar güçlü olursa olsun, o fotoğrafın alt yazısında, bir takım kelimelere ihtiyaç duyulur. Beni tekrar yazı bilimine doğru kaydıran bu söyleşi, ilgi alanlarımın beni ne kadar doğru yönde etkilediğini, gösterdi. Zamansızlık ya da, üşengeçlikten vakt-i zamanında okuyamadığım kitaplarıma, sarılma gücü verdi. Kitap okumanın ve farkında olmanın, bir insanın hayatında önemli bir yeri var. Zaten bir şeyi anlamak ya da, istemek kişinin kendi elindedir. Günümüzde, hala analog makine kullanan, fotoğrafçıların var olması, eski yöntemin, sayısal fotoğrafa göre kalıcılığının, göstergesidir. Kendine ait karanlık odası olan fotoğrafçılar, fotoğraflarını, kendi imkanları dahilinde, elde basarlar. Kullanılan tüm kimyasal maddeler, filmin yıkanmasından, fotoğrafın kağıda düşmesine kadar geçen süreçte bir çeşit manipülasyondur. Şu anda, analog makinenin yerini, tüketim çağında yaşadığımız için, dijital SLR makineler, almak üzere. Her geçen gün piyasaya yeni yeni giren, dijital makine modelleri, fotoğrafçıların kafasını karıştırmaya, devam ediyor. Fotoğraf banyosunda kullanılan malzemelerin yerini de, photoshop alıyor. Elbette, yapılan tüm müdahalelerin, kişinin hayal gücüne ait olduğu kesin bir şey. Photoshop gibi, yardımcı araçların kullanılması da, kişinin kendi insiyatifi ve iradesinde olan bir şeydir. Tartışılamaz.

Geçmişten bu yana, dünya üzerinde ki, fotoğrafçıların fotoğraflarına baktığımızda, kurguya rastlarız. Gerektiğinde, savaş fotoğrafı bile olsa, kurgulu fotoğraflar çekilmiştir. Günümüzde, konsept fotoğrafçılığının belge niteliği taşımadığını söyleyemeyiz. Bir ürünü ya da bir görseli temsil ettiği için, o fotoğraf da, belgedir. Dolaşım sağlayamayan, paylaşılamayan; bizim fotoğraf olarak gördüğümüz sayısal karelerin, fotoğraf olmadığını söyleyebilirim. Sayısal karelerin fotoğraf olabilmesi için, bir paylaşımda olması, izleyiciye sunulması gerekiyor.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anılar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ankara
Çocukluğum

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gezi Defterimin Prag Sayfası
Hıdrellez
Dumansız Bir Hava Sahası İstiyorum, Ya Siz?
Sarı'yı Anlamak
Babam'a
Kaçış
Şimdi Mardin'li Çocuklara Ne Olacak..?
1 Mayıs
Şaşkınlığım Üzerine


Tuba Unsal kimdir?

"Hayatı olduğu gibi kabul eden, Kalbinin derinliklerinde, saklı bir yerler de, 'yazma' tutkusu olan, biri. . . "

Etkilendiği Yazarlar:
...., ...,


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Tuba Unsal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.