İnsanlığı tanımak insanları teker teker tanımaktan kolaydır. -La Rochefoucauld |
|
||||||||||
|
Tam 14 gündür ağlamamaya gayret ediyor gözlerim... Daha ne kadar dayanabilirim bu acıya bilemiyorum... 98'de annemi kaybettiğim de hep güçlü olmamı ve ağlamamamı söyler dururdun bana... Çoğu zaman ayakta dimdik durmayı başardım yaşananlara inat çünkü sen hep yanıbaşımdaydın, bana kocaman destektin tüm sıcaklığınla... 22 temmuz 98' den 23 şubat 2007' ye kadar da her günü paylaştık biz seninle... Kimi zaman fırça attın bana, kimi zaman da güldün her hareketime... Sen güldüğünde gözlerinin taaa içi gülerdi, sıcacık bakardın yüreğime... Ben her fırsatta sana sarılır, kokunu içime çekerdim... Canımmmmmmm diye haykırırdım her defa... Şimdi kalan anıları puzzle yapmaya çalışıyorum gözlerim dolu dolu... Acılarımı, senden kalanları, gülümsemelerini, gözlerini, kokunu, bakışını, dokunuşunu, tadını... Herşeyini kaydettim yüreğime, her izin bende saklı... Annemden sonra ölümün soğuk yüzünü bir kez daha gördüm... Beni babam yalnız bırakmaz bu dünyada derdim hep, hastaneye gittiğin gün beni aramıştın, sesin cıvıl cıvıldı... Senin baban fıstık gibi demiştin bana o gün, bana ilk ve son yalanın oldu bu... 23 Şubat Cuma günü saat 20:00 de senin sesini duymanın isteği ve arzusuyla aradım seni ve iyiki de aramışım... Onun rahatlığı ve sevinci beni ayakta tutan şu aralar... Her zaman ki gibi çok güzel konuştuk seninle... " Canım kızım benim, şu an trafikteyim, eve gidince arayayım mı seni? " dedin... Ve ilk kez bana verdiğin sözü tutamadın ne yazık ki... Tam 2 saat sonra saat 22.00' de ölüm haberin geldi bana... Oturduğum yerden kalkamadım uzun süre, dondu kaldı tüm vücudum... Titredi kalbim sevginle ve anladım ki, sende gittin beni bırakarak ardında... Acım o kadar derin ki, nasıl dayanacağımı bilemiyorum ve senin istediğin gibi güçlü olmaya çalışıyorum... Biliyorum ki, sen beni hep görüyorsun gitiğin yerden, bana gülüyorsun, zaman zaman da fırça atıyorsun... Değişen tek şey, bedenen değil de ruhen bizimle olman... Birgün sana kavuşacağım hiç ayrılmamacasına... Ben o günü bekliyorum büyük heyecanla ve umutla... Rahat uyu babacığım, her şey bıraktığın yerde... Hayat devam ediyor, her sabah resmine günaydın, her gece de iyi geceler diyorum... Elif, Beyza, Ceyda da çok iyiler... Zeynep ve Abim de... Bizleri merak etme sakın, toparlanmaya çalışıyor, sana bol bol dua ediyoruz... Sana herkesin çok selamı var baba, öpüyoruz seni ellerinden, Fatih'le ben... Ben kalbimde her an yaşıyor ve yaşatıyorum seni ve annemi... Anneme de bizden çok selam... Nur içinde yat babacığım... Bizlerle gurur duyarak... Seni çok seviyorum Guguşum benim...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © müge eralp kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |