• İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler |
901
|
|
902
|
|
903
|
|
|
|
Onca güzellikten sonra ben yavru martılar kadar kafa tutabilecek miyim bu yaşam şartlarına?.Sıcacık ve değerlerini kaybetmemiş insanlar arasından, robotlaşmış ve değerlerini yitirmiş insanların çoğunlukta olduğu bu soğuk İstanbul''a.Bu günkü yolculuk sırasındaki dev dalgalar kadar büyük bu fark ürkütüyor beni.
|
|
904
|
|
|
|
Dün, bir kor idi aşk, "alevinde yanmaya yürek gerek" diyen sevdalıların gözlerinde yanan. Bugün, kafeterya köşelerinde bir bardak çayla tüketilen iki çift söz oldu… |
|
905
|
|
|
|
.... Hayattaki koşunu hiç aksatmadın hep savundun birşeyleri hep karşı geldin haksızlıklara, yorgun dönerdin de yuvaya, hiç yorulmamış gibi yaralarımı sarardın cesaret verirdin, umut dolu papatyalarla örerdin saçlarımı kulağıma papatyaların ezgisini fısıl |
|
906
|
|
|
|
ben öylesine çözmüştüm ki ne istediğimi... |
|
907
|
|
|
|
Mark Twain’in; “Cennet ve cehennemle ilgili ileri geri laf söylemek istemem; çünkü ikisinde de dostlarım var” sözlerinde ne güzel barış kokuyor, dostluk duygularımız kabarıyor değil mi? |
|
908
|
|
|
|
? Külkedim, çocuk düşlerimde kalan. Saatler geceyarısını gösterdiği anda ruhumun ardında kalan cam ayakkabı , eski çileli hale dönen zor bir yaşam. Cam ayakkabı sayesinde düşlerin gercekleşmesi mümkün olsa keşke, keşke...
|
|
909
|
|
|
|
Bir arkadaşım, Kenan, kahvenin sevişmenin yerini yapmak için kullanılan bir içecek olduğunu söylemişti. Eskiden “Sessiz bir yere gidelim mi?” lafı tehlikeliydi şimdi, “Kahve içelim mi?” bunun yerini aldı. |
|
910
|
|
|
|
Küçük dağlar yapım aşamasındayken, eteklerinde zilleri çalanlar vardı. Dağlar yerinde kaldı. Dağılanları da toplamak bize düştü |
|
911
|
|
|
|
Sizinle tanıştığıma memnun oldum.İşte teknolojiyi bu yönüyle insani bulduğum için seviyorum. Komşularımızla kahve içmek gibi parmaklarım tuşları yudumluyor umarım benim aldığım Türk Kahvesi keyfini veriyorumdur. Şimdi gülümsüyorum yanaklarım gamzeleşti, g |
|
912
|
|
|
|
BİRLİK VE BERABERLİK OLUNUR MU...? ( 32 )
Atalarımız demiş ki;Birlikten kuvvet doğar.Bir elin nesi var,iki elin sesi var.Gibi akılla,mantıkla geçmişlerinden tarihten ders çıkarmış,doğru olduğunu gözlemlemişler.Ancak:Gel gelelim bir türlü BİRLİK VE BERABERLİĞİN MAYASININI BULAMAMIŞLAR.
|
|
913
|
|
|
|
F İ K İ R L E R
İnsanı evrende üstün tutan, diğer varlıklardan ayıran özelliği Beyni ile Düşünüp,felsefe yapıp mantık çerçevesinde çarparak,toplayarak,çıkararak vede bölerek üstüne üstelik sağlamasını da yapıp, çıkar ve menfaatlerini de unutmayarak,durmadan FİKİR üretmiş durmuş.Topluma sunmuş, zaman,Zemin ve şartlar içerisinde, bazen kabul,bazen ret,bazende karşı fikirlerce çürütülmüş taraf bulamamış.Fikirlerini de DİN adına,BİLİM adına,İLİM adına TOPLUM yararına diye, toplumun karşısına çıkarmışla |
|
914
|
|
|
|
Sözüm meclisden içeri ama çuvaldızı, önce kendime batıracağım. Zerdüşt böyle dedi ve başladı... |
|
915
|
|
|
|
Siz, bir yazar için yeni bir kitabın yayımlanmasının ne olduğunu bilir misiniz?
Muhakkak bilirsiniz ama ben bilmeyenler için bir örnek vermek istiyorum. Bir anne-baba için bir çocuğun dünyaya gelmesi ne ise bir yazar için de yeni bir kitabın çıkması/yayımlanması aynı şeydir. |
|
916
|
|
|
|
Doğu kafası, bataı kafası üzerine yazdığım bir yazı. Ülkemizin neresinde doğarsanız doğun hepimiz şark kurnazıyız değil mi ucundan, köşesinden...? |
|
917
|
|
|
|
Güzelin güzelini, iyinin iyisini diledim, istedim.
Olmadı gene olmadı ...
Bulamadık suçluyu bile..
Adını yazgı koyduk birlikte.... |
|
918
|
|
|
|
Şimdi seni nasıl daha az tanıdığımı anladım. Belki sen hiç fark etmedin bunu. |
|
919
|
|
|
|
şeytanla el sıkışmanın hikayesi |
|
920
|
|