Hani sesin yankılanırdı arada, hani yüzün görünürdü arada belli belirsiz yüzüme... Gözlerinin fırtınasında kaybolurdum hani arada, kimsecikler bulamazdı... Vardın ve bilirdin... Beni okumuş, beni anlamıştın..Hani arada anlamaz olurdun da gözlerimi, o zaman buzdan soğuk rüzgarlar eser gibi olurdu ben üşürdüm çok üşürdüm.. Hani gene de kıyamazdın da dokunurdun dokunduğun yer ateş.... Hayattaki koşunu hiç aksatmadın hep savundun birşeyleri hep karşı geldin haksızlıklara, yorgun dönerdin de yuvaya, hiç yorulmamış gibi yaralarımı sarardın cesaret verirdin, umut dolu papatyalarla örerdin saçlarımı kulağıma papatyaların ezgisini fısıldarken... Hani elele uyurken kabus görüp titrediğimde kulağıma "yanındayım" derdin de ben duymamış gibi istifimi bozmamaya çalışırken suratımdaki huzur dolu ifade ele verirdi beni... Arada kaybolurdun hani, kimseler bilmezdi neredesin, benim için üzülürlerdi beni bıraktın zannederek, çok çekiyor bu kız, derlerdi gülerdim nereye gizlendiğini bilen tek kişi olmanın gururuyla.. Fırtına gözlerin yağmur dolardı bazen.. Erkeğe yakışmaz ağlamak gibi klişelerin olmadı hiç senin, doyasıya yağdırırdın yağmurları... Ama bir gün itiraf etmiştin, "Sanma bu kadar gurursuzum küçük kız, sadece senin yanında.." demiştin... Benim yanımda akan yaşlarına kurban olmuştum.. Hani arada telefonların susmazdı bilirdin kıskanırdım bilirdim sormazdım... Arada küserdim sana "küçük kızzz" derdin içim erise de çevirirdim suratımı başka tarafa... O zamanlarda usul bir gülümseyiş takılırdı yanağının soluna da beni yalnız bırakır, sinirimin geçmesini beklerdin... Bir papatya buketiyle gelirdin bazen ya hani,içimde baharlar açardı, içimde olmadık mevsimler icadolurdu, gözlerime bakardın, bilirdin.. Gittin.. Şimdi koskoca bir ömür var aramızda.. Hani arada saklambaç oynardın ya hayatla, haydi elma, çık artık....