En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
İlk günden beri aynı yanlışı yapıyorsun. Siteye girer girmez kendi sayfanı açıyorsun ! Acaba yazım çıktı mı diye? Çıkacak tabii, bilmiyormuş gibi bu ne acelecilik? Önce bir gezintiye çıksana bakalım kim gelmiş, ne demiş, ne yazmış, okusana. Okuyorsun da canının istediği, çektiği günler, geceler! Sonra da burun kıvırıp gidiyorsun. Sanki senin hiç sıradan yazıların olmamış gibi! Silsene şu beğenmediğin şiirlerini, anlam ve içerik bakımından başı sonunu tutmayan şiirlerini! Hem Editör boşuna mı koymuş o sayfaya "Bir Yazımı Silmek İstiyorum" logosunu! Kaç kez niyetlendin de silmeye, elin gitmedi, yarına bıraktın. Senin yaptığına adam sendecilik demezler de ne derler, söylesene ! Sonra yazacağım , yazacağım diye tutturdun, yaz hadi. Okuya okuya öğrenirler biraz sabredeceksin ama nerde sen de o sabır. Tutturmuşsun dilbilgisi kuralları diye, yok de,da'ları ayıramıyorlarmış, soru eklerini bitişik yazıyorlarmış. Üstüne üstlük Editörün sayfa başında uyarıları varken, İzedebiyat'ın kuralları yazısı varken. Sen mi kurtaracaksın bu İzedebiyat'ı ha, söyle bakalım? Çocuklar ne güzel şiirler yazıyorlar, yüreklerini koyuyorlar ortaya, varsın bir dize onsekiz sözcükden oluşsun, sana ne ! Varsın örümcek ağının üstüne inek ağıl yapsın ? Sana ne ? Hem Tolstoy ne demiş, koskoca çağların edebiyatçısı. " Baktım toplum çok karışık, kendimi düzeltmekten başladım işe ! " dememiş mi ? Sen de başlasana kendini düzeltmeye be bunak adam! Be hey İstanbul h(ayranı), öğretmen eskisi, ayran budalası ! Bir de tutturmuşsun biz bu halimizle Avrupa Birliğine nasıl gireceğiz diye? Tam sırası valla ..işte tam sırası, ben şimdi genç olsam hemen bir yabancı dil öğrenmeye başlarım. Üç, dört yılda öğrensem fena mı olur! Nasılsa on yıl sonra içerdeyiz! Bak yine saçmaladın kardeşim. Hadi bir tane biliyorsun bir tane daha öğrensen fena mı olur! Hadi başlasana ne duruyorsun! Yok , olur mu! Sen yalnızca hüküm vermeye bayılırsın, işe geldi mi 'Ben unumu eledim, eleğimi duvara astım! ' dersin. Öğrenmenin yaşı mı olur be adam ! Sigara bir elinde, kahve fincanı diğerinde ahkam kes kesebildiğin kadar! Bizden geçti deme, kimseyi inandıramazsın. Bilgin var, deneyimin var, birikimin var, oturup şöyle dört dörtlük bir roman yazsana, herkes de imrensin, parmak ısırsın! Ama ya ciddiye almıyorsun işi ya da cesaretin yok ! Ben olsam ne yaparım biliyor musun ? Kendimi çekerim biraz, oturur adam gibi şeyler yazarım, sonra da herkesin öldü sandığı bir ortamda tekrar sahne alırım. Hadi hocam cesaret biraz! Önce şu saçma dediğin yazılarını ayıkla, sil sonra da Çiroz Ahmet'in yangın gecesi yaptığı gibi sandukayı geçir kafana, karanlıkta kayıplara karış.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gürcan Erbaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |