• İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler |
581
|
|
|
|
Unuttum sanma seni
Kalbimden sevdim seni
Yanlız bir an da değil
Gün gece sevdim |
|
582
|
|
|
|
Her sey isiklarin kapanmasiyla baslamisti. Bedenimdeki alkol umursamazligimi iyice arttirmis, bakislarim donuklasmisti. Ice cekilen sigara ise yuzleri az cok secmeme yardimci olmustu. |
|
583
|
|
|
|
GEÇMİŞ YILLARA DUYULAN DERİN BİR ÖZLEM.... |
|
584
|
|
|
|
Küçük şeyler önemlidir ,sizi seven insanları kolayca kırmadan önce bir kez daha düşünmeye değmez mi ?
|
|
585
|
|
|
|
Yeni birşey yazmak istedim ama konu henüz bitmemiş, kendimle hesaplaşmaya devam ettim bu yazıda da. |
|
586
|
|
|
|
Biliyorum, ‘çok söz hamal yüküdür, demişti, Y.Emre.
Kısa keseceğim.
Zaten enbaşından, herşey de, konuşulmuş-yaşanmış değil midir?
Yaşanmamışlıklardan ardakalanların son çırpınışları ise, Yazı!
Kısa!.. Çok kısa!..
|
|
587
|
|
|
|
evlilikle ilgili bir yazıdır |
|
588
|
|
|
|
Hülya’nın başından kaynar sular akmaya da başlamıştı. Belli etmemeliydi. Bütün ağır yükler bu yaşta omzuna yükleniyordu, nasıl altından kalkacaktı ki?
|
|
589
|
|
|
|
Neden bir grubun taraftarı olmak zorunda kalıyoruz. Grup üyesi olmak güç demektir. Güç te maddi veya manevi yardım almak demektir. Yukarıda Dördüncü Murat ın sözü ne kadar doğru ; grubun üyesi olmak , yardım almaya, onun sonucunda da emir almaya kadar uzanır. Bu durumda her şartta grubun fikirlerini savunmak, dolayısıyla da saçmalamak zorunda kalırız.
|
|
590
|
|
|
|
hayat oyun mudur,yoksa oyuncu olan bizlermi hayata bu anlamı yüklüyoruz? |
|
591
|
|
|
|
Sevildiğini duymak her insanı mutlu eder. Peki sevdiğini söylemek kolay mı? Eğer sevdiğiimiz hayattaysa iş biraz daha kolay ama ya diilse, yada bu son günleriyse de biz bunun farkında değilsek? |
|
592
|
|
|
|
En büyük hatamız anne olmak. Herkesin annesi olmak |
|
593
|
|
|
|
Aşk neden bu kadar acımasız her defasında? Neden sevgi dolu bakışların hakkı hep yalnızlık olarak not düşülüyor sayfalara? Bir nedeni yok biliyorum. Biz istersek aşk acıya dönüşüyor zamanla. |
|
594
|
|
|
|
Element misniz? İki bacaklı bir hastalık mı? Nesiniz be çıkın gidin gezegeninize. Defolun.
|
|
595
|
|
|
|
Yokluğuyla baş etmeyi öğrenmiştim. Ama varlığıyla nasıl bahşedebilirdim ki? |
|
596
|
|
|
|
Lakin o günkü karpuzlar şimdiki karpuzlara benzemiyordu. Kabukları siyaha çalan koyu yeşil, çekirdekleri simsiyah… Tadı mı? “Anzer Balı” gibi olurdu. Şırası bile koyu ve yapışkandı. Şimdi öyle mi? Şimdi ne karpuzundan ne de insanından… |
|
597
|
|
598
|
|
|
|
Halden hale tutuşurken, rollerden rol beğenirken, senaryoyu değiştiremeyeceğimi sezdiğimde.Yoo, hayır kabul ettiğimde |
|
599
|
|
|
|
seven, sevileni yalnız bıraktığını düşünürken aslında hem kendisini hem de sevdiğini yalnızlığa itmiş olur... |
|
600
|
|
|
|
gidişi olup dönüşü olmayan, ancak tek vesait olan ömrümüz |
|