• İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler |
61
|
|
|
|
Ben metroseksüel sevmiyorum kardeşim! |
|
62
|
|
|
|
Bundan iki sene önce muazzam bir karar verdiğim bir gündü. Sevdiğim kadına evlenme teklifi ettiğim gündü. Öyle ya… Hem 7 hayatımda her seferinde karşıma çıkan bir rakam; hem 8 hem dirisi, hem yana yatıp sızmış hali sonsuzluğu simgeleyen bir rakam, hem de yıl; ölümsüzmüşçesine, sanki ne olursa olsun, hep kendini eski bir kaset gibi tekrar edecekmişçesine 2020’ydi. |
|
63
|
|
|
|
Merhaba özüm! Özünden kaybedenler sadece bir bedenden ibarettirler. Bizler ki yaratılmışların en yücesiyiz.
Unutmayalım ki gün gelecek tüm sesler kesilecek ve biz sadece amellerimizin sesini dinleyeceğiz. En yüce ses vicdanın sesidir o öyle bir sestir ki sessizliği bile sağır eder ve kötü kişileri kendi karanlığına gömer. Dilerim ki aydınlıkların nuru bir gün tüm kötülükleri, şiddeti, nefreti, haksızlıkları ve hileyi, her şeyi gömer geriye sadece insanlığın yeniden var olduğu o güzel günler doğar ve bizler ego deneylerinin deneği değil, ego deneyimlerinin en ’’erdemli’’ yanı ve de kazananı oluruz. |
|
64
|
|
|
|
duygu insanların kalplerinde yer bulan hayatlarında umumi değişikliklere sebep gösterilen yoğunluğun adıdır. |
|
65
|
|
|
|
Benim anlamadığım ve anlatamadığım ise her alanda güçlü olunmaması, olunmaya da çalışılmaması… Öyle ya olunmaya çalışılırsa şayet; başkaları bu güç yüzünden kah rahatsız olur, kah yargı dağıtır. |
|
66
|
|
|
|
Adından başkalarında olması bile sebep seni unutmamaya, seni unutmak adına, başka isimle anıyorum aylardır “Hayal Adam” |
|
67
|
|
|
|
Anılarda kalmalı bazen. Güzel hatırlanmalı. |
|
68
|
|
|
|
Nedir yalnızlık? Bir başına mı kalmaktır sessizliğin ortasında yapayalnız? İçinizdeki depreşen duyguları hapsedip onları sindirmek midir? Yoksa kalabalıklar arasında yürürken dışarıda olanları umursamayıp kendi içimizdeki sesi mi dinlemektir? |
|
69
|
|
|
|
kim bilir sevgilim belki birgün hiç beklemediğin anda çıkar gelirim |
|
70
|
|
|
|
Ağzımdan çıkan tüm kelimeler, cümleler ölü gibi… Bir tek anlamım varsa o da yakıştırdığın dünyanın en yüce, en soylu yapıtı “en”im artık ben… |
|
71
|
|
72
|
|
|
|
bizler, hayatımızın dengelerini değiştiren önyargılarımızın kırılmasına neden müsade etmiyoruz? |
|
73
|
|
|
|
Ve gözlerimin önünden kayıp giden her aşk için… |
|
74
|
|
|
|
Dost sandıklarımın şerefinedir bu yazı. |
|
75
|
|
|
|
krishnamurti, insanı mutlu ve koşulsuz olarak özgür ve insanı bencillik ve acının serin şarlanmalarından özgürleştirme yoluna koyuldu. herhangi bir felsefe getirmek yerine gündelik yaşamlarımızda her birimiz ilgilendirin şeylerden konuştu. yaşam sorunlarından, bireyin güvenlik ve mutluluk arayışından, insanın hırs, şiddet, korku ve acı gibi içsel yüklerden kurulma ihtiyacını ele aldı. |
|
76
|
|
|
|
Her insanın yaşamında yarım kitapları vardır, ne okuyabiliriz ne de atabiliriz. Kitaplıktan öylece bakarak içimizde derin yaralar açarlar. Ya okunmalı ya da atılmalıdır, yoksa gerisi bunalım. Yaşamımızdaki ilşkiler de böyle değil midir? Yarım kalmaya hiç |
|
77
|
|
|
|
Damarlar kopuyor, kan, ucu açık damarlardan rahme akıyor. Ne kadar kötü bir durum... Bu kadarla kalsa, hatalı üretim yalnız kadınları ilgilendiren sınırlı bir sorun olurdu. |
|
78
|
|
|
|
Artık zamanı gelmiştir. Bir mektup yazmalıyım sana. Ne zamandır aklımda. İlla hemen yazmalıyım çünkü ertelersem öylece kalır. Beyaz kâğıda, zarflı marflı. Yazıp telefonuna gönderdiğim cümleler eninde sonunda uçup gidiyorlar. Ya hafıza kartın kayboluyor veya telefonun bozulunca tamircide siliniyor. En iyisi gerçek bir mektup yazayım sana. Beyaz kâğıdın kenarına kedi merdiveni çizeyim. Üzerinde sarı yapraklar… Okla yaralanmış kalbim… Ve gagasında zarf taşıyan bir güvercin... İçinde karalanmış birkaç cümlem olsun. Sağ üst köşeye tarih atayım. Aynı okulda öğrendiğimiz gibi. Ortada sana hitaben iki kelime. “Sevgili … Sana daha önce hiç yazmadım. Bu mektubun ardından bir daha yazacak mıyım? Henüz bunu da bilmiyorum. Bir zarfı açıp içinden fatura veya banka dekontu çıkmaması seni şaşırtacaktır. Ne güzel.
|
|
79
|
|
|
|
Yapayalnızız. 80 milyonun yaşadığı ülkede herkes gibi yalnızlık çekiyoruz.. Çünkü cep telefonlarımız, internetimiz var. Facebook, twitter, instagram velhasıl kelam sosyal medya hesaplarımız var. Kendi hobilerimiz, kendi fobilerimiz var. Yapayalnızız bir başımıza, yapayalnız... |
|
80
|
|
|
|
ne bekleyenim kaldı nede bir beklediğim,ne ağlayanım var nede uğrunda ağladığım |
|