• İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar |
281
|
|
|
|
En güçlü olduğunu idda eden insan bile, devrilir bir yumrukta hayata.
|
|
282
|
|
|
|
Annemin, dünyanın adaletsizliğinin en büyük isbatı olan acılarını, içimde taşımaya gücüm yetmedi çoğu zaman. Ve kendimi adadığım 'acılarla' o acıyı gömmeye çalıştım. Yoksa boğulacaktım... |
|
283
|
|
|
|
Sevgili anneme ve babama......... |
|
284
|
|
|
|
Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim;
Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura.
Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim,
İtimat edeceğim şu belalı yağmura.
Ruhumu bayrak yapıp ben teslim edeceğim
Asılmış bir adamın iki eli yağmura.
Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim.
Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni
Ve bir şehir yaratmak, ruhundan Gülce diye.
Parçalanan gemiyi ve yırtılan yelkeni
Katıvermek sessizce söylenen bir türküye.
Ve sonra bir köşede öldürmek ölmeyeni
Ve son vermek bitmeyen, bu bitmeyen şarkıya,
Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni.
Sana tavuskuşunun içime girdiğini
Son, en son söz olarak söylemek istiyorum.
İçime girdiğini, tüyünü yolduğunu
Son, en son söz olarak söylemek istiyorum.
İçimde tavusların bir bir kaybolduğunu,
Bana da bir çift ak kanat kaldığını
Son, en son söz olarak söylemek istiyorum.
Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi.
Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara:
Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi.
Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara,
Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara...
|
|
285
|
|
|
|
Mizansende kayıp ruhlar senfoni okestrasının, sabah düşleri yağıyor bedenime, tüyler ürperten bir melodi saatine göre.
Oysa hiç yapmazdı bunu , tek jetona bir sabah şarkı çaldırmazdı.İstemezdi düşlerin bedenime ondan önce değmesini. |
|
286
|
|
|
|
yazan husursuzdur demiş yazar ama nedense hep tünelin sonuna üşüşen sinekler gibi pozitif yazılar iş yapar |
|
287
|
|
|
|
Herkes yapamamış olabilir, ben henüz denemedim ki! |
|
288
|
|
|
|
Her gün biraz daha uzaklaşıyor ve biraz daha yaklaşıyorsun kurtuluşa. Her gün biraz daha ayrılıyor ve biraz daha kavuşuyoruz aşkım. Unut ayrılığı, unut kayboluşu. Geçecek, de; geçmeli, de. Zaman, atın yelelerinde savrulup geçmeli hızla... |
|
289
|
|
|
|
Aslında herşey o lanet olası kitabı okumaya başladığımda oldu. |
|
290
|
|
|
|
çıkmaz sokaklar çıkar olur mu? |
|
291
|
|
|
|
Üstüme vazife olmayan her işe karışırım. |
|
292
|
|
|
|
-Zorluk cahili bocalatır,korkağı kaçırtır,akıllıya ise çözüm yolu aratır.
-Düş kurmayı kötü bir şeymiş gibi göstermeye çalışanlar büyük bir hata yapıyorlar.Çünkü her buluş bir insanın düş kurmasından sonra ortaya çıkmıştır.
|
|
293
|
|
|
|
Bu savaşı sen kaybedeceksin “gerçek”. Elbette bir gün kazanacak olan benim. Boşuna gelme üstüme. Benim artık yitirecek bir şeyim yok. Var ettiğim bir tek “O” var bende. |
|
294
|
|
|
|
Sıkıldığım bir vakit, kızgınlığımda cabası yazıyı kaleme aldım. Agresifliği fazlaca yansıttığım söylenebilir |
|
295
|
|
|
|
Babama sesleniyorum her an, küfrüm iki dudağımın arasında yankılanıyor. Beni yine uyut ve ben yine seni uyutup kaçayım. Ben uyuyup sabah olduktan sonra bana kahvaltı hazırla ve seslen. |
|
296
|
|
|
|
Düşe aşk düşerse eğer cinnettir, sitem duyuramaz sesini. Düşe kan düşerse keremdir. Akla ve cinnete karışmaz zaman, engel olmaz yaşlanmaya. |
|
297
|
|
|
|
Tarifsizlik yine alıp alıp vuruyor beni... Korkuyorum... Bunca güzel şeyi benden almalarından korkuyorum. Biri sifonu çekecek ve her şey bir lağım pisliğine karışacak diye ellerim ayaklarım kilitleniyor. Yaşadığım pembeliğin tozu gözüme kaçıyor... |
|
298
|
|
|
|
*İnsanlara senin nasıl göründüğünü sorma, çünkü yalan söylemek zorunda kalacaklardır. *Utanmazdan korkun! *Susarak anlatamıyorsam, demek ki konuşarak hiç anlatamayacağım. |
|
299
|
|
|
|
Karmakarışık düşünceler arasından sıyrılmak için , ufacık bir adım atmaktan aciz ben; nasıl olurda istediklerimi yapmak için,o kadar zahmete katlanabilirim. |
|
300
|
|
|
|
Keşke bir sabah uyanır uyanmaz bütün alışkanlıklarımı, tekdüzeliği ve sorumluluklarımı geride bırakıp uzaklara gidebilecek cesareti kendimde bulabilseydim. Neresi olduğu hiç önemli değil. Gücümün yettiği kadarına, bilet param beni ne kadar uzağa götürebilirse oraya gidebilseydim. İçimde hep gitmediğim ve hiç bilmediğim uzak insanları tanıma özlemim kalacak. Ve yeniden başlayabilmenin gizemli çekiciliği… |
|