..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Prensiplerden hoşlanmam. Önyargıları yeğlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar > Yûşa Irmak




27 Haziran 2021
Yaşamak Nedir?  
Yûşa Irmak
“Yaşamak buysa, yaşayalım ama bu değilse, o zaman yaşamak neredeyse oraya gidelim.” Bu sözü ilk duyduğumda sevmiştim. Hala etkili bir söz olarak bir kenarda durur benim için. Çünkü sözün sahibi rahmetli Suzan Akay ile aynı duyguları farkında olmadan ben de hissederek yaşamışım. Benim de ne zaman canım sıkılsa, O’ndan bir haber alamasam, birbirimizi göremeyecek oluşumuz kelamın her sözcüğünü içimde hissetmeme sebep olmuştur…


:HFA:
“Yaşamak buysa, yaşayalım ama bu değilse, o zaman yaşamak neredeyse oraya gidelim.”

Bu sözü ilk duyduğumda sevmiştim. Hala etkili bir söz olarak bir kenarda durur benim için. Çünkü sözün sahibi rahmetli Suzan Akay ile aynı duyguları farkında olmadan ben de hissederek yaşamışım. Benim de ne zaman canım sıkılsa, O’ndan bir haber alamasam, birbirimizi göremeyecek oluşumuz kelamın her sözcüğünü içimde hissetmeme sebep olmuştur…

Evet, oyun bahçesinde bankta oturan bir yaşlı adamla, diğer çocukların arasına karışmış bir çocuk gibi düşlerim… Hayal kırıklığım yetişkin biri oluverir; umudum ise büyümekte olan bir çocuk. Görmüş geçirmiş, binlerce kez darmadağın olmuş hayal kırıklığım; başına gelenlerden kendini koruyamamış, hiç olmazsa umudumu kollayayım telaşı ile ona seslenir gibi bir eda içinde… Umudum, bilgisiz, deneyimsiz; ama taptaze, heyecanlı, hoplayıp zıplıyor; karşısındaki yaşlı adamı içten içe küçümsüyor, ”O, hep buralarda yaşadı. Beceriksiz adam! Ben daha iyisini bulacağım ve oraya gideceğim” diyor pervasızca. Bir zamanlar yaşlı adamın da kendisi gibi olduğunu hiç düşünemiyor; buralar kendisine dar gelirse gideceği yerlerde rahat nefes alacağını sanıyor…

Umut dediğimiz şey ise oyun bahçelerinde oynaya oynaya büyür; aradığını bulma ümidiyle birinden diğerine geçer; bütün bahçelerin birbirine benzediğini, her yerde aynı sıkıcı oyunun oynandığını fark ettiğinde oyun oynamayı bırakır. Artık yetişkin olmuştur; son bahçedeki banka oturup etrafındaki ağaçları, yaprakları, oturduğu ahşap bankı inceler, ayrıntılardaki zenginliği fark eder; sevinçle başladığı oyunlarda uğradığı bozgunları gülümseyerek hatırlar, bir gözüyle de çocuğunu gözler, ne yapıyor diye olup biteni seyreder…

Çocukluktan yetişkinliğe geçiş, umutların hayal kırıklıklarına dönüşmesinin en tepe noktasıdır. Bu tepe öyle kritik bir noktadır ki bir adım daha atsa aşağı düşecek cinstendir. Bu sebeple tasarımı berbat bahçelerde oynanan rezil oyunlara bata-çıka adam olunur. İyi kurgulanmış, rahat ve kolay oyunlar huzur vericidir, keyiflidir ama bütün dikkatimizi ona yöneltir, algılarımızı köreltir. Tabiatıyla tam tersi olabilseydi; ”Yaşamak buysa, yaşayalım. Ama yaşamak bu değilse, o zaman yaşamak neredeyse oraya gidelim!” sözünü ”tutunamamış”, emektar Yeşilçam figüranı, tuvaletçi kadın Suzan Akay’dan değil de, ”nispeten tutunmuş” ismi meşhur hala yaşayan bir sanatçı kadından duyardık herhalde. Bu arada ”Tamamen Tutunan”ları konu dışı bırakıyorum. Zira onların rahatlarını bozmayalım değil mi?

Sinema sanatçısı rahmetli, Suzan Hanım’ın hayatıyla ilgili bir bilgiye sahip değilim. Hatta nasıl bir hayat yaşadı inanın ben de sizler gibi bilemiyorum. Ama ablanın yüzüne baktığımda gördüğüm o çizgilerin boşuna oraya konulmadığına iman edebilirim… Yaşadığı her hayal kırıklığı ve yalnızlık hissi ile zenginleşmiş iç dünyası, umudun beslenmesini tetikleyerek, hep başka bir yerlere gitme arzusuyla yanıp tutuştuğunu yüz ifadesinden bir fotoğrafına bakarak anlayabiliyorum.

Ancak ne acıdır ki onun aklının ise gidebileceğiniz bir yer olmadığının bilinciyle sizi tuvaletin kapısına, birçok kadını da evine hapsettiğini, hayallerine gömülmüş olduğunu ayan beyan söylüyorum… Evet, iyi hassas kadın ve erkeklerin oyundaki rollerini istendiği gibi oynayamadıkları için kenara itildiğini de söylemek mümkün. Bu dünyamızda ne denli üzgün bireylerin yaşadığını gösteriyor bize… Bu insanların çoğunun yaşamlarının nispeten tutunmuşlara miras kaldığını, sözlerinin de kulaklarımıza küpe olduğunu söylemeliyim…

İyi ki varsınız dert küpü, hüzünlü insanlar… Hepinizi sevgiyle ve saygıyla anıyor, selamlarımı sunuyorum…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İtiraflar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kitap Değil, Makale Değil, Mektup…
Füsun Akatlı’nın Öldüğü Gün

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
13 - 14 Yaşındaki Kız Çocukları Hakkında…
İşlenmemiş Cevherler Ülkesi: Türkiye
Sonbahara Birlikte Yürümek
Günbatımı Eski Bir Masada Başladı Her Şey
Yağmurda Koşamayanlar
Geçmişi Geçmişimiz Olan Şehir: Bosna - Hersek
Ruhu Vurgun Yemiş Dalgıçlar
Abdülhamid, Abdülhak Hâmid ve Karındeşen Jack
Ezberlerin Bilimsel Kılıklısı Bir Felakettir
Gidene Yol, Kalana Yer Vermek

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Geldim [Şiir]
Sakin Bir Acı [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.