• İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar |
641
|
|
|
|
*Entellektüelin ışığı sadece kendini aydınlatır, aydınınki toplumunu, düşünürünki ise tüm insanlığı… |
|
642
|
|
|
|
*Açlık sınırını veya yoksulluk sınırını para cinsinden hesaplamak mümkün de, alçaklığın sınırını ne ile hesaplayacağız? *Bildiğini bil, ama bilmediğini de bil! *Sorunsuz bir aile, sorunsuz bir ülke ve sorunsuz bir dünya bekleme; ne zaman vardı ki şimdi de olsun? |
|
643
|
|
|
|
*Adaletsiz yöneticinin en önemli özellikleri; korkak, küstah ve mutsuz olmasıdır. Korkar çünkü bir gün adalet kendisinden hesap soracaktır, küstahlaşır çünkü korkusunu ancak böyle yenebileceğini sanır, mutsuzdur çünkü aklı hep yaklaşan hesap günü ile meşguldür. |
|
644
|
|
|
|
*Vicdanı susturmak çok zordur, hatta imkansızdır. İyisi mi bırak konuşsun! *Senin elde etmek için hayatını feda ettiğin şeyleri, belki de bazıları çöpe atıyor. |
|
645
|
|
|
|
*Hem Tanrının yarattıklarına zulmedeceksin, dünyayı cehenneme çevireceksin; hem de Tanrı’dan seni cennetine almasını isteyeceksin! Bunun adı olsa olsa yüzsüzlüktür…*Yoksullar birbirleriyle kendi istekleri ile savaşmazlar, zenginler tarafından savaştırılırlar. |
|
646
|
|
|
|
*Bir toplumda aklı ve mantığı ön plana çıkarırsanız, doğru akıl yürütme yollarını öğretirseniz; zaten gerisi kendiliğinden gelir. |
|
647
|
|
|
|
*Yanlışı savunduğunu görünce, yanlış adam olduğunu anladım.*Camın kirliyse dışarıdaki manzara istediği kadar güzel olsun…*İçinde konuşan bir ses duyarsan, bil ki o vicdanındır. |
|
648
|
|
|
|
*Eskisi gibi olmak için ne kadar çabaladıysam da olamadım. Şimdi ise işi oluruna bıraktım, daha doğrusu güdülerimin emrindeyim! |
|
649
|
|
|
|
Mutluluk kendi sandalımdır. Bu sandalda, kürek mahkumuyum. Özgürlüğüm ise yine kendi ellerimde. Ne kadar denize düşüyorsa gölgem, o kadar aydınlıktayım. Güneşe doğru yol almaktayım. Ufkum renklerin her türlüsüyle dolu. Küreklerim bazen mor bazen kırmızı. Sular yosun tadında, balık tadında. Yüreğim mangal kıvamında. Kendi açlığımı kendim dindirmekteyim. Kimseden yardım istememekteyim. |
|
650
|
|
|
|
Ben üç yaşımdayken eve bir beşik geldi. İçinde çirkin, buruş buruş, sürekli ağlayan, ellerini kollarını sallayan bir bir bebek. Kardeşin dediler. Anneannem'' Senin pabucun dama atıldı''dedi. Günlerce karşı evlerin damlarına bakıp pabuçlarımı aradım. |
|
651
|
|
|
|
Sokrat: Sorunun cevabını sana karınca versin: Karınca her gün gelip geçtiği yolunun üzerinde bir taş görmüş. Taşın etrafından dolaşıp gidebilirmiş ama gene de doğrudan, kestirmeden gitmek varken dolanarak yolu uzatmak istemediğinden taşı oradan kaldırmaya karar vermiş ve itelemeye başlamış. Tabii taşı yerinden bile oynatamamış. O sırada şarkısını söylemekte olan ağustos böceği saklandığı otlar arasından başını uzatınca kan ter içinde kalmış olan karıncayı görmüş. Ona seslenmiş: “Ne yapıyorsun orada?” Karınca “Görmüyor musun ne yaptığımı, taşı yolumdan kaldırmaya çalışıyorum.” Demiş. Bu laf ağustos böceğini kahkahalarla güldürmüş. “Hiç güleceğim yoktu doğrusu, ama sen beni güldürdün. Sen kendini ne zannediyorsun? Bir kendine bir de itelediğin taşa bak! Senin etin ne budun ne?” Deyince karınca tekrar cevap vermiş: “Sen kendi işine bak, şarkını söylemene devam et. Benim işime karışma! İteliyorum çünkü ileride keşke deneseydim demek istemiyorum. Denemeden başarıp başaramayacağımı bilemezdim.”
|
|
652
|
|
|
|
*Aklını kullanamayanın, aklını kullanacak bulunur. |
|
653
|
|
|
|
*İnsanlara hak ettiklerinden daha fazla değer, sevgi, övgü, ödül, mal ve tabii ceza da verme! |
|
654
|
|
|
|
İhanetin Rengi Kırmızıymış! |
|
655
|
|
|
|
bazen bir tepsi baklavaya benziyorum. başka bir mutluluk tadında da olmak istemiyorum. çörek tadı mutlulukları, hamburger tadı mutlulukları sizin olsun diyorum. anca baklava tadında mutlu oluyorum ve dahası şeker oranım iyi, kıvamım iyi oluyor. hele şöyle güneşte içim ısınınca ooo hayatın tadını ta içimde hissediyorum. |
|
656
|
|
|
|
** “Ne oldum!” diye hava atanlar, lütfen mezarlıklara bir göz atın ve biraz düşünün: Bu insanlar da dün beydi, padişahtı, kraldı; bugün ise sadece bir çuval kemik.** Çocuğu eleştirirsen önüne engel koyarsın, översen önündeki engelleri kaldırmış olursun. |
|
657
|
|
|
|
*Ben sadece dünyanın değil, aynı zamanda evrenin de bir parçasıyım. O nedenle NASA’ya vasiyetimdir: Ben öldüğümde beni Mars’a gömünüz.
*Zeki adam, bir konu hakkındaki bütün bildiklerini bir kerede anlatmaz; bir kısmını yedek olarak saklar.
*Çocuk dahinin küçülmüş halidir; dahi de çocuğun büyümüş hali… |
|
658
|
|
|
|
Şimdi senin çalışma masana oturmuş, sana hitap etmeyi düşündüğüm satırları karalamakla meşgulüm. Bunu duyar duymaz tepkinin ne olacağını gayet iyi biliyorum: “Aman babaaa, gene benim odamı mı buldun, yazmak için? |
|
659
|
|
|
|
Sokrat: Olabilir. Mesela bu konuda şöyle bir örnek var: Fetih hazırlıklarını tamamlayan Türk Hükümdarı Fatih, Bizans İmparatorluğu’na son darbeyi indirmek amacıyla ordusunu İstanbul surlarının önüne getirmişti. Bu sırada Ayasofya da toplanan papazlar; ne yapıyorlardı dersin?Meraklı Eşek Arısı: Ne yaptıklarını bilemem. Sen söyleyiver!Sokrat: Onlar “Acaba gökyüzünde dolaşan melekler erkek mi dişi mi?” konusunu tartışıyorlardı.
|
|
660
|
|
|
|
İçeriden dışarıdaki yağmurun cama vuruşunu anlamalısın. Dudaklarını cama yaslayıp soğutmalısın. Sağ elini yumruk yapıp bebek ayaklarını camın buğusuna yapıştırmalısın... |
|