• İzEdebiyat > Deneme > Düşler |
281
|
|
|
|
Sheakspear’ı okuttu bize../Tiyatro sahnesinin tozlu perdeleri önünde.. /Ezberim yoktu.. /Elimde kafatası..Ben ona baktım..o bana../O bana suskun..ben ona anlamsız.. |
|
282
|
|
|
|
Gece boyu kımıldamadan uyuyoruz(!) Kımıldarsak içinde bulunduğumuz çuvalın şeklinin bozul.... |
|
283
|
|
|
|
İçinde bulunduğum ruh haline amma da uyuyor ha!..İyi ki ağzını açıp “GAK!” demedi..Yoksa ağlardım!..Oysa ben martılara takmıştım aklımı:NEDEN ÇIĞLIK ATIYORLARDI ACABA? |
|
284
|
|
|
|
Yağmur... Hüznü de koynunda taşıyan afet... Benden daha mı dolusunda taşıyorsun sen... İçin benden daha mı çok yağıyor da akıyorsun! Bana inat mısın lanet olası! Neler taşıyabilirsin ki sen kara bulutlarından başka? Ağırlığı ne ki? Onla boy ölçüşebilir mi |
|
285
|
|
|
|
Hiç bilmediği bir 'şey'in eksikliğini hisseden ve arayan biri... |
|
286
|
|
|
|
Seni özlemiyorum nicedir, şiirlerine sığmayan bir adama yazıyorum gecikmiş tüm yazıları… (canım özge can'dan)
|
|
287
|
|
|
|
Sizi tanıyorum sözün kısası. Bir insanı tanımak için 1 dakika yetmez diye düşünmeyin. Eğer o insan, toplumun yosun tutmuş insanı ise onu tanımlayacak
ne kalmıştır ki tanımak için 1 dakikadan fazlasını vereyim. Neden henüz yosun tutmamış beynimin tadını çıkartmak varken, o bir saati ona harcayayım? |
|
288
|
|
|
|
Çıkmak ben de istiyorum ama kırmızı başlıklı kıza elmayı yediren kötü büyücü beni de feleğin çemberinden geçireceğim diye kandırdı ve bu kuyuya attı “ demiş. |
|
289
|
|
290
|
|
|
|
Sen benim gibi olma sevdadan yana.Bırak ben yazayım yine içimde tepinen her kelimeyi sana. Yaslanıp gökgürültüsü büyüten gecelerde uykularına, bırak ben kendimi yine kandırayım bana yakın olmayan her uzaklığına... |
|
291
|
|
|
|
Rüya olmalıydı, ama gerçekti. |
|
292
|
|
|
|
yıldızlar olmalı benim hikayemde |
|
293
|
|
|
|
Tercihler iste, her kişinin ayrı tadı olduğu gibi yaşamda. bazı insanlar acı, tuzlu, sirke gibi tat bırakır, bazıları da şeker, tatlı, pamuk helva, çukulata tadı. Tatmadan ne mümkün? |
|
294
|
|
|
|
Günler gibi geldi geçen anlar hiçbir şey anlatmayan boğuk ve karartıcı bir sesle tepemdeydi sırtında siyah pelerinleriyle korkularım. Yorgun düşüverdi kollarım, düşüncelerim, kelimelerim |
|
295
|
|
|
|
"...05 Mayısı, 6 Mayısa bağlayan gece, gül fidanının altına istekler konup dua edilir. Cüzdan koyanlar, bebek çizenler, ev yapanlar....
..... Hızır'ın gülü çok sevdiği ve gül fidanlarını dolaştığı söylenir." |
|
296
|
|
|
|
Sağırlaşmış duygularımızla, görmediğimiz güzelliklerle, zamanı bir maratoncu adımlarıyla takip etmemizle, neler kaçırdığımızı fark ettim birden..
|
|
297
|
|
|
|
yağmur gecenin içine çisiltili hıçkırıklar bırakıyor… çok uzaklardan gelen bir ezgi karışıyor yağmura yakalanan son otobüsün homurtusuna… birkaç yarasa saçak altlarında ömürlerini törpülemekle meşgul… ben senin olmazlığında kapı gıcırtılarına tutunuyorum hep… rüzgâr, nemli soğuklar üfürüyor kapı altlarından ve göğsümde o iflah olmaz sancı yine… sensizliğin sancısı… |
|
298
|
|
|
|
Nasıl alabilirler senden sevdanı, hele hayallerini... |
|
299
|
|
300
|
|
|
|
öylesine kapılınmış bir duygular yumağı
|
|