• İzEdebiyat > Deneme > Düşler |
481
|
|
|
|
Yıllar sonra karşıma cıkan bir yitirilişin ısmarlaması üzerine gecmişe el sallayarak ve yakın bir arkadaşımın yazısından etkilenerek alkolle dadanılan bir gece yazılmıştır... |
|
482
|
|
|
|
Kokusu sevda kokusudur.
Onun kokusu sana ulaşıp,
içine çektikçe sarhoş olacaksın.
O sevgi kokusu sana güç verecek,
büyüsü seni kendine çekecek..
|
|
483
|
|
|
|
geçmişte bıraktığımız yılların aslında ne kadar önemli olduğu vurgulanmak istenmiştir |
|
484
|
|
|
|
Sadece mutsuz ve yorgunum şimdi
Kendimi dinliyorum... |
|
485
|
|
|
|
Ve biliyor.. Denizkızı, ona..;
Kalbinin haritasını, okumayı öğretti...
|
|
486
|
|
|
|
Sigara aradı. Son sigara.”Korkma.”dedi. Titredi dudaklarının kıyısındaki yarım kalmış özlem. Unutmaktı belki geçmiş.Ya da çürümekti. |
|
487
|
|
|
|
Ufuktan geliyor yalnızlık, ufuktan ve ufaktan süzülüyor koynuma! Savrulan bir koku siniyor, hüzün "gülkurusu" avuçlarımda… |
|
488
|
|
|
|
Heryersin... Hersey...
Duyuyormusun? İcimde binlerce aci ciglik var.. Bir oraya , bir buraya savrulan... İcimde binlerce huzunlu ciglik var.. |
|
489
|
|
|
|
Kadınları merak edenler.Buyrun ekran başına. |
|
490
|
|
|
|
Leylî düşlerimin Leyla’sına merhaba,
Senin gözlerinin beyazına takılı yüreğim, her gece titrer bozkır ayazında. Ankara’da kar altında kalan güller üşür hayallerimde. Dilimde eski bir türkü, teyellenir yaralı yüreğim yüreğine. Ey süveyda bakışlarında eridiğim! Vuslatına eremediğim. Hangi meçhul iklimdesin… Zaman, suya düşen bir gül yaprağına mahpus. Sen, suya düşen gül yaprağından daha narin. İnce hayallerimin elif kametli gülü. Düşündükçe elifleşirsin, daha bir incelirsin.
|
|
491
|
|
|
|
kanayan saçlarım bileklerim değil... |
|
492
|
|
493
|
|
|
|
“Afrika’da her sabah bir ceylan uyanır, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini; yoksa öleceğini bilir. Afrika’da her sabah bir aslan uyanır, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa aç kalacağını bilir. Aslan ya da ceylan olmanızın bir önemi yoktur. Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin.”
De mi yani…
“Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin.”
Bütün bunları; tavuklarımı yemlerken düşündüm…
Gerçi her düşündüğümü paylaşmak da iyi bir huy değil ama…
|
|
494
|
|
|
|
RÜYALAR GERÇEK OLSA...... |
|
495
|
|
|
|
en saçma yazı bu , ama bir kerecik olsun tamamlamak adına yazıldı |
|
496
|
|
|
|
Ekim ayında İstanbul'da... |
|
497
|
|
|
|
Dolunayın ışıltılarını yakamozlara dönüştüren denizi seyrederken birlikte, bir güvercin gibi sana sokulmalı, gülümseyen yüzümle, sevgi dolu başımı yaslamalıyım göğsüne.. Hafiften bir şarkı mırıldanmalıyım, esen rüzgarın türküsünde..
|
|
498
|
|
|
|
Tanrı katından aşşağı bırakıldığında artık kimse ölmüyor Vera! |
|
499
|
|
|
|
hayalgücü ruhunu uzaklara gölgelediğinde uykun sonsuz doğuda uyanacak |
|
500
|
|
|
|
Bir fotoğrafa dökülen, zamanı başka, anlamı aynı duygudur aşk.Gözlerinin rengi hiç bilinmeyecek yabancı bir sevgilinin dünyasında ne kadar büyükse aşkın dile verdiği nezaket o kadar tatlıdır geçen zaman.Düşlerde gözler yoktur sevgili.Yürekler oynar tüm bir gece bu sahnede. |
|