..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü bir barış, iyi bir savaştan daha iyidir. -Puşkin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Düşler > Birkan ASKAN




14 Nisan 2002
Alabros traşlı çocuk  
Sen ki,/Alabros traşlı çocuk,/Güneş yarısı,/Ay parçası..

Birkan ASKAN


Sen benim gibi olma sevdadan yana.Bırak ben yazayım yine içimde tepinen her kelimeyi sana. Yaslanıp gökgürültüsü büyüten gecelerde uykularına, bırak ben kendimi yine kandırayım bana yakın olmayan her uzaklığına...


:BICA:
Duvar yoksa da,bir duvar ol taşlarını dizemediğin hayatının kaldırımlarına.Penceresini kapatamazsın açamadığın gökyüzünün.Topsuz alanda çıkartma yapan komşuların gürültüsü var şimdi bahçelerini örümcek ağı gibi ören sarmaşıkların ardında. Bowling turnuvalarında hep sonuncu olma benim gibi. Durdukça tozlanırsın sende arka mahallenin yokuş yollarında.Kapışmalıyız seninle aynı saate denk düşen iki ayrı filmin giriş jeneriğinde.Sen yağmur olup yağmalısın,bende güneş olup yaslanmalıyım dağların en yüksek tepesine.

Konuşurken,unutmadan söylemek istediğim dediğin, renkli mandalların çamaşır iplerinde işgöremezlik içerisinde durmaları ve yaylarının paslanması ise eğer haklısın. Çamaşırlara vuran izler belki bundandır. Reklamları seyret sende o zaman geceyarısından sonra,mutlaka çıkaracaktır.

Saatin sensizlik olduğu akşamlarda rüzgarı nefeslenmek kadar yaşamakta hayatın bir parçasıdır. Ne güzeldir oysa yaşamak adını andıkça sevdanın, sevdanın adına kanatlandıkça uçsuz bucaksız gökyüzünde ve baharı yakalamak bir ucundan,bir ucundan bahar olmak dudaklarının kokusunda.

Benim gibi olduğun için ve benim gibi düşündüğün için mi seviyorsun beni.Beni ağlayan çocukların gözlerine dalıp gittiğim için mi özlüyorsun uzaklardan. Uzaklar demişken, nedir paylaşılmayan ve dünyanın kimsesizliğe uzanan bu sahte fırtınalara boyun eğmeyeceğim diyen umudun macerası.Bir haziran sıcağının gölgesinde, kasabanın ışıklarına vuran sessizlik mi aramızdaki uzaklık,kimsenin hayatına ilişmeyen,elinde şiir kitapları yağmur altında beklemek mi saatlerin ardında. Boşver çarpar bizi bu havalar,kimseyi çarpamadığı kadar.Yüzleşelim o zaman. Yüzleşelim hayata.Bizi biz kadar kim anlar.

Bekleyelim ki akşam nasıl sa yine gelecek,yine sabah saçlarını ay aydınlık geceden geçirecek.
Kuduracak mı bu deniz şafaktan. Kıyıdan uçuracak mı dersin yüreklerimizi o bilinmeyene.Bu kentin sokaklarına aldandık desene yine. Hani sevdasına ateş düşürene yazılan dizeler,hani kimseyle paylaşmadığın hikayeler.Yine kıvranacak mı yalnızlık yoksa avcumuzdaki uzaklıktan.

Yazılmış sana işte yüreğimden,/Okurmusun yine bilemem,/Kaç zamandı avcumda/Kuşlarla yitip giden,/Yangın başlar yüreğimde,/Ölüm küskün bana,/Ölüm hüzün bana...

Herşeyin uzaklığı kendi yakınlığında saklı aslında. Düşününce,hani günaydın anneciğim diyemediğim zamanlar,hani sevgili babacığım diyemeden geçip gittiğim yollar savrulur önüme. Sevdim dedim se herşeyden çok,bir seni sevdim, gerisi yalan sende anlamsızlaşan tüm kelimelerime.

Bilmek istemem dersen bilme sende,kalem tutmaktan yorulmayan ellerimi,şu şafaktan demir almaya çalışan yorgun yüzümü,rüzgarına çarparak yön değiştiren ruhumu,eğer görmek istemezsen görme sende.Nasıl sa birgün gökyüzü,hergün denizim bende. Şafak yalnızlığı tüketen ömrüme.

Değişirken görmek hep bu şehri,hep değişirken zamanla öğrenebilmek yürekleri,karışarak kalabalığın uslu hayallerine, sinema önlerinde bekleşen ifadelerden anlam çıkartmak için gülümsemek sinema afişlerine,vitrinlerin ışıltısında yıldız kovalamak, sanki umut etmek adı konulmamış birşeyleri.Mesela,darda büyüyen bir sevdayı, genişliğinde sahnede kalmayı,egzos dumanında bırakmayı elele tutuşmayı,gözbebeklerinde saklanan hayatın türküsüne kapılmak sanki umut olmak. Düşünmeden anlaşılıp anlaşılmamayı.

Gün gelir de,yolumu bulamazsın deme bana.Bir duvar yoksa şayet düşlerimde,düşerim ağaçlar altında gülüşen sevdalıların uzaklığına.Akşam üzerleri sabırsızlığına kanayan bir yara gibi gökyüzü bırakırım uykularına.Kimse anlamaz alabros traşlı çocukların utangaçlığını,kaybedilmiş bir günün hakedilmemiş bir hediyesi gibi, dizlerinin dibinde, kardeşinin saçlarını okşayan yüreğin açlığa saldırışını.

Kimse anlamaz doğar doğmaz ölüme yazılan yüreklerin haykırışını.Üşüyorum tren rayları üzerinde yürürken dediğim zamanları.Biliyor musun,yokluğun hüznü sarıyor geceyi.Bir yokluk ki anlatılır gibi değil, uzayıp gidiyor yollar işte.Senin anlattığın ve benim anladığım gibi hiç değil.Bir yerinde, kapatıyorsun alnına biriken ter damlacıklarını elinin tersiyle.Yamalı ayakkabılarıyla kesiyor önünü bowling nedir bilmeyen, bir bardak sıcak süte canımı veririm diyen mahallenin minik yürekleri.Hayatın çocukları.Ben severim sen sevmesende bu sokakları.

Acıyı kovmak için gün bitmedi daha,yarına uçurtma uçuracağız,toprağın üzeri taş,ve semada güneşi bekleyen mis gibi bir hava.Düzeltimeden kağıda yapışan kelimelerin ardından el sallama bana.Beni anlamak için benim gibi olman gerekmiyor.Benim gibi yaşaman ve zamanını benim gibi harcaman.Beni anlamak için,benim gibi çocuk kalman gerekmiyor asla.Bir sonrakinin yerini alana dek sende çocuksun, çok zor değil bunu kavraman.Biliyorum ne bu kent,ne bu dağ yamaçlarında çam kokusu barındıran,ne de bu deniz martılarını benden saklayan, seni bana unutturamaz.

Sen benim gibi olma sevdadan yana.Bırak ben yazayım yine içimde tepinen her kelimeyi sana. Yaslanıp gökgürültüsü büyüten gecelerde uykularına, bırak ben kendimi yine kandırayım bana yakın olmayan her uzaklığına.

Sen ki,/Alabros traşlı çocuk,/Güneş yarısı,/Ay parçası,/Suskunluk kalan geceden,/Duvarlara tutunan aşk acısı....

.Eleştiriler & Yorumlar

:: kalemin konuşması
Gönderen: özlem özcan / İstanbul/Türkiye
7 Şubat 2007
bir yazıyı defalarca okumak istediğim çok nadir oluyor...bu yazıyı neredeyse ezberlemek üzereyim...bilmem ki anlatabiliyor mu bu cümle düşüncelerimi...yazdığınız her yazının ayrı güzel olduğunu söylemeliyim...elinizden kalem eksik olmasın...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın düşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
İstasyon
Suçlusun... /otur
Daha saklı bir yalnızlık
Yasal bir intihar
Subject.. -> Bir düşe düşmek varsayalım (02)
Omuzlarımda binlerce kuş çığlığı..
Bal köpüğü
Olmayan kırlangıçlar mevsimi
Subject.. -> Bir düşe düşmek varsayalım.. (01)
Düşlerim beni vurursa..

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir aşk'a kaç aşk sığar..?/
Zahrad"a Bir İki...
Geldigim Yerden
İsmini unuttuğum bir zamandı
Sarılmak gelir içinden
Öldümse senin için öldüm
Sen hayatın bir ucundasın
Assos kıyılarında iki melek
Kendimi elde ettiğim gün
Ölümü sana yakıştıramıyorum

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yokluğuna adandım [Şiir]
Hüzünde eskiyen bir geceyim [Şiir]
Seni yaşamaktan dönüyorum [Şiir]
Deli Mavi [Şiir]
Çünkü [Şiir]
Yüzü koyun günaha [Şiir]
Ne Diyorsun [Şiir]
Düşdenizim [Şiir]
Vakitsizce [Şiir]
Pencereler [Şiir]


Birkan ASKAN kimdir?

Kim olmadığımı biliyorum en azından. . /Bir öncesizlik mi desem, bir sonrasızlık mı, ya da evvel zaman içinde bir masal. . /kahramanlarının hepsi ölen. . /tarafından. . Kuru bir kuyu mu desem, gidemediğim bir uzak mı. . hiçbir an, göremediğim bir sevda mı, manası olmayan bir bakış mı. . /bilemedim. . Ama herşeye rağmen, kim olmadığımı biliyorum. . /Artık kullanılmayan bir köprüden. . aşk’ı sallandırıyorum. . Bilmem. . / Kimi anlatmak gerekir kendi yerime. . /ya da kim beni anlayabilir. . /Sadece kim olduğum mu önemlidir, yoksa kimse olamayacağım mı. . /Bunu da bilmek gerekir. . / Birkan tekilden sakin, çoğuldan delidir. . /Kelimesiz değildir. . /Kendidir. . /Kısaca kim ne şekilde düşünürse, öyledir. . /Bırakın öylece kalsın. . /Önemsizdir. .

Etkilendiği Yazarlar:
Lorca / O. Auroba / M. Mungan / B. Brecht / E. A. Poe / Gülten Akın / C. Süreya / E. Batur / H. Hesse / Nietzsche / C. Ersöz / P. Celan..


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Birkan ASKAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.