Seni Seviyorum Işıl
(Emine Pişiren) 23 Şubat 2010 |
Aşk ve Romantizm |
| |
“Aşkım, bu gece en sevdiğin şampanyayı aldım. Geçen akşamdan daha hoş bir fantezi yaşayacağız. Bu gece hazır mısın?” |
|
Vurgun Yedi Yüreğim!..
(Emine Pişiren) 10 Temmuz 2008 |
Bireysel |
| |
Yıllardır sulamış ve bakmış olduğunuz çok nadide ve sevdiğiniz bir çiçeği; birgün saksısında olmadığını görseniz, neler hissederdiiniz?
Okuyacağınız hikaye gerçektir. Yaşayan benim. Ben bir anneyim. |
|
Aşık Olmak İstiyor Musunuz?
(Emine Pişiren) 12 Temmuz 2008 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Aşka nedense bazen burun kıvırıyoruz.Sevildiğimiz an bunun farkında olmuyoruz.Aşkı daha farklı"benliklerde" arıyor ve özlüyoruz.Bu öykü Etna'nın eteklerinde gerçekten yaşanmış olduğunu söylerler. Yıllar önce posta gazetesi İtalyan asıllı bir köşe yazarından okumuştum bu öyküyü. Aklımda kaldığı kadarıyla aktarmak istedim.Keyifli okumalar... |
|
Bu Çocuk Benim Değil
(Emine Pişiren) 16 Temmuz 2008 |
İronik |
| |
Bu hikayenin ilk ve ikinci bölümü tamamen kurgu ve yazarın hayal gücü ile yazılmıştır. Son bölümde yaşanan her an gerçektir. Çünkü oğlumun on dakika kalbi İ.Ü.Tıp Fak.de durmuş ve litaratürlere geçmiştir. Doktorların yoğun çabaları sonucunda oğlum yaşama dönmüştür ve şimdi üniversitede okumaktadır. Allah hiç bir anne-babaya böyle bir acı yaşatmasın. |
|
Keşke Bir Şansım Daha Olsaydı
(Emine Pişiren) 5 Ağustos 2008 |
Halk Öyküleri |
| |
“ ...Bir ülkenin çok zengin kralı varmış. Bu kral dört eşliymiş. Kral ilk eşini hiç sevmediği gibi, ona çok kötü davranır ve üzermiş. Hatta yüzünü bile görmediği de olurmuş..."
|
|
Aşk Kağıda Yazılıyormuş...
(Emine Pişiren) 9 Eylül 2008 |
Aşk ve Romantizm |
| |
"...Hiç tanımadığı bir kızla mektuplaşmaya başladı. Adı Holly idi. Mektupların ardı arkası kesilmedi. Her yeni mektupta bir birlerinden biraz daha etkileniyor ve yürekleri görünmez bir aşk bağı ile bağlanıyordu..."
|
|
ve Allah Kadını Yarattı
(Emine Pişiren) 16 Ekim 2008 |
Deneysel |
| |
“…Doğum yapan her şey dişidir. Kadınların ezelden beri bildiği kâinatın dengelerini, erkeklerin de anlamaya başladıkları zaman, dünya daha iyi bir dünya olmak üzere değişmeye başlamış olacaktır. -Mohawk Kabilesi-“
|
|
Çıkar Ağzından Baklayı
(Emine Pişiren) 16 Kasım 2008 |
Anı |
| |
Bir iş dönüşüydü…
Güneş Sarayburnu’na doğru uzanmış, havayı hafiften kızıl rengine boyamıştı. Beşiktaş’tan taşınıp Cihangir’in o sokağına alışmaya çalıştığımız günlerden biriydi. Dar ve dip dibe eski Rum evleri sokağa tarihten kalmış görüntüsü çiziyordu.
|
|
Şayet Şu Bir Çift Gözüm Vizör Olsaydı... 1)
(Emine Pişiren) 6 Aralık 2008 |
Anı |
| |
O da gülümsedi. Yüzünde hoş ve babacan bir ifade vardı. Daha sonra da, kulübesine girdi. Ardından bakarken nedense içimde ki bir ses; bu insanın farklı bir öyküsü olabileceğini düşündüm.
|
|
Hüzün Çizdim Yine Yüreğimin En Dip Köşelerine…
(Emine Pişiren) 9 Aralık 2008 |
Anı |
| |
Masada üç kişiyiz. Biri ben biri Opera ve Bale’nin koro sanatçısı Tanju Albayrak ve rahmetli Aziz Nesin oturmaktayız.
Az sonra sıcak köpüklü kahvelerimiz gelecek ve biz koyu bir sohbeti başlatacağız. Damak tadında bir sohbet hem de…
|
|
Bana İzin Verin Ağlayacağım
(Emine Pişiren) 24 Aralık 2008 |
İyileşme |
| |
"Hastanemiz çok yoğun sizin oğlunuz kanser değil, eğer özel ameliyat istiyorsanız, hocanın muayenehanesine gitmeniz gerekiyor..."
Hoppalaaa!...Bu da nereden çıktı? Özel ameliyat mı? Oğlum acil kaldırılmış, ve hapşırsa tüm ciğeri söner, ölür diyorsunuz...Bu nasıl iştir?İlla akciğer kanseri mi olması gerek, bu hastanede ameliyat olması için? |
|
Yüzlerce Hayattan Biri... (- 2 - )
(Emine Pişiren) 8 Ocak 2009 |
İyileşme |
| |
Bir gün; siz hasta yatağında tüm umutlarınızın "bir balon" gibi söndüğü anda ve "yaşamak" umudunuzun hemen hemen hiç olmadığı anda, dese ki, "umudunu yeşil tut, hiç bir şey imkansız değildir" |
|
Bana, Hayır Dediğin An...
(Emine Pişiren) 13 Mayıs 2009 |
Sevgi ve Arkadaşlık |
| |
Bir genç kız delikanlıya sorar:
"Benden hoşlanıyor musun?"
Delikanlı;
"Hayır" diye cevap verir.
Kız sorar:
"Beni sevimli buluyor musun?"
Delikanlı;
"Hayır" diye cevap verir.
|
|
Yatağımız Cennetimizdi
(Emine Pişiren) 29 Haziran 2009 |
İronik |
| |
Sen yatağın en dip köşesine büzülmüş öylece yatıyorken ve benim varlığım seni bu derece ilgilendirmezken, ruhumun anaforları sol yanımı burkuyordu.
|
|
Atatürk'ün Fotoğrafçısı Cemal Işıksel ve Ben
(Emine Pişiren) 10 Kasım 2009 |
Anı |
| |
-“ Atatürk ile ilgili kitapların, kütüphane dışına çıkmasına izin verilmediğini öğrendim. Size söz veriyorum, 2 veya 3 gün içinde bu kitapları getireceğim. Sizden rica ediyorum. Artık soruşturma almak istemiyorum…” diye, adeta yalvarıyordum... |
|
Dört Kişiye Teşekkür Borcum Var - 1 -
(Emine Pişiren) 25 Kasım 2009 |
İyileşme |
| |
“Üç santimlik kanamalı bir ur görüyorum, hemen aldırmanız gerekiyor, poliklinikte Dr. Süleyman Bey var, şansınıza bu konuda da oldukça deneyimli bir arkadaşımızdır, size raporu verdiğimde hemen ona gidin…” |
|
Dört Kişiye Teşekkür Borcum Var - 2 -
(Emine Pişiren) 25 Kasım 2009 |
İyileşme |
| |
“Müsaade edin doktor bey, ağlayacağım, sonunda korkumla yüzleştim, ama bu kadarı da çok ani ve fazla geldi bana…”
Kendi gerçeğimi kavradıktan sonra oturduğum sandalyeden yavaşça kalktım. Dr. süleyman Bey’in elime tutuşturduğu reçete ve tetkiklerimi alıp, odadan dışarı çıktığımda Şahver Hanım’ın beni beklediğini gördüm. |
|
Dört Kişiye Teşekkür Borcum Var - 3 -
(Emine Pişiren) 27 Kasım 2009 |
İyileşme |
| |
“Beklediğimden de büyükmüş, üç santim değil bu en az dört buçuk veya beş santim boyutunda, eşine verin bunu hemen patologa götürsün.
Eşim, patologa götürmüş. Sonucu aldığında da benden gizlemişti.
“Derin kasa işlemiş habis olan kanser…” |
|
Dört Kişiye Teşekkür Borcum Var - 4 -
(Emine Pişiren) 27 Kasım 2009 |
İyileşme |
| |
“Başkanım, eğer sizde bize hayır derseniz başımı eğeceğim, ben bunu Edremit’in onuru olarak da değerlendirmekteyim, çünkü 60 kişi bilet almış ve yola çıkmaya hazırlar, kimi randevularını iptal etmiş, kimileri de ‘biz kumda bile yatarız’ diye razılar…Hadi üç beş kişiyi evimde konuk edeyim, ama ya diğerleri? Sizden çok rica ediyorum başkanım, onurumuzu kurtarın…” |
|
Dört Kişiye Teşekkür Borcum Var - 5 -
(Emine Pişiren) 27 Kasım 2009 |
İyileşme |
| |
Ne demişti Nietzche;
"Birinin kendisini başka birine açması ihanetin kapılarını açar. Hiçkimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. İnsanın bütün eylemler kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir." |
|
Dört Kişiye Teşekkür Borcum Var - 6 -
(Emine Pişiren) 27 Kasım 2009 |
İyileşme |
| |
Şimdi tek tek gözden geçiriyorum ve her bir dostumun el yazılarını okuyup gözbebeklerim ise yazdıkları duygu dolu dizelerinde geziniyor.
Sıra Cezmi Ersöz’ün imzaladığı kitaba gelmişti. İlk sayfada yazılı olan sözcükler ise gözbebeklerimin büyümesine neden olmuştu. |
|
Dört Kişiye Teşekkür Borcum Var - Son Bölüm -
(Emine Pişiren) 27 Kasım 2009 |
İyileşme |
| |
Üç ay sonra tetkikler yeniden yapılacak ve beni kurtaran Dr. Süleyman Özer Beye ne kadar teşekkür etsem azdı. O şimdiye kadar bine yakın aynı ameliyatı başarıyla gerçekleştirmiş ve benimkinde de elini çabuk tutmuştu. Kanseri başındayken yakalayıp, kurtulmuştum. Ama içimde olan bir kuşku da vardı:
“Ya, kanser hücreleri diğer dokulara sıçramışsa!..” |
|
Yine Düşlerimde Sabahlar Mısın Yavrum?
(Emine Pişiren) 14 Aralık 2009 |
İronik |
| |
Şimdi bir belden aşağım tamamen uyuşuk… Ayaklarımı oynatamıyorum… Sanki ağır bir kaya koymuşlar belimden aşağı…Bedenimi ise hiç oynatamıyorum…Gözlerimi açmak istiyorum…Açamıyorum…Ağır geliyor kirpiklerim gözkapaklarıma… |
|
Acı İçindeydi...
(Emine Pişiren) 19 Şubat 2010 |
Çocuk |
| |
Kadın, var gücüyle küçük kıza tekme savurur. Yere yuvarlanan çocuk, ayağa kalkarken yüzünde ikinci kez patlayan tokadın acısıyla, bir kez daha beyaz karların üstüne yuvarlanır. |
|
Bana İnsanca Yaşamayı Öğrettiğin İçin Teşekkür Ederim Anne
(Emine Pişiren) 25 Şubat 2010 |
Anı |
| |
Anne gerilir. Yüzlerce km mesafede gazete ilanıyla iş bulup giden 23 yaşındaki kızının sesinde heyecan vardı. Korkunun nabzı ağzında atmaya başlamıştı. Kalbi ağzından çıkacak gibi hızlanmıştı. İki ay önce de İki ay önce de biricik kızı ile bu şekilde konuştuğunda, buzda kayıp ayağını kırmış olduğu haberini almıştı. Daha sonra da soluğu Eskişehir’de almıştı. Evlat değil mi işte...Sevince de, telaşa da sürer anneleri... |
|
Anılarımın Dallarında Bir Hüzün Tomurcuğu
(Emine Pişiren) 3 Şubat 2011 |
Anı |
| |
Yüreğimden bir çığlık kopmuştu adeta.
Hızla ikinci kez yanımdan geçerken, o açık pembe şişkin meme uçlarından kan, “fiskiye” gibi sütle birlikte fışkırmaktaydı. |
|
Biri Hayat Bulmuştu Kollarında
(Emine Pişiren) 21 Nisan 2011 |
Çocuk |
| |
Ve işte o anda bir ses kulağına derinden geldi… Önce aldırmadı… Ses bu kez bir çığlığı andırınca dikkat kesilmişti: |
|
İki Şey Götüreceğiz Giderken…
(Emine Pişiren) 24 Ağustos 2011 |
İronik |
| |
Tören başlamak üzereydi. Bayrak göndere çekilmişti. İstiklal Marşı okumaya başladık. İşte ne olduysa o anda olmuştu. Bacaklarımın kasığa yakın kısmında bir kaşıntı, bir karıncalanma başlamıştı, o anda ani bir içtepiyle hazırol halimden vazgeçip, iki baladırımı birbirine sürttüm. |
|
Davetsiz Konuk - 2 -
(Emine Pişiren) 14 Eylül 2011 |
Beklenmedik |
| |
Bir süre açığa doğru serin suları kulaçladım. Güneşin tenimdeki sıcaklığından şimdi eser yoktu. Yorulana kadar yüzdüm. Arada ayak bileklerimden parmak uçlarıma doğru kasılmalar oluyor, sırt üstü uzanıyordum. Böylelikle kramp oluşmasını engelliyordum. |
|
Davetsiz Konuk - 3 -
(Emine Pişiren) 9 Ekim 2011 |
Anı |
| |
Bir ara "sahildeki o yaşlı adamın aşina mavi gözleri" yine aklıma düşmüştü.
Kimdi? Ve hala kimliğini çözemediğim bir sırrın beynimdeki geri dönüş-ileri dönüş filmin şeritlerini sararken eşim ağzıma pirzolayı uzatıp;
"Daldın yine tabağındakiler hala duruyor,yine nerelerdesin?" diye sorduğunda o ana yeniden dönmüştüm. |
|
Davetsiz Konuk - - - Son Bölüm - - -
(Emine Pişiren) 9 Ekim 2011 |
Anı |
| |
Genç kadının bir suçlu gibi pişmanlık içersindeki bu ruhsal görüntüsü karşısında bende meraklanmıştım. Yine de onu teselli etme gereğini duyumsadım: |
|
Abdülbaki Gölpınarlı İle Söyleşim
(Emine Pişiren) 11 Temmuz 2012 |
Anı |
| |
Odaya giren olmamıştı, ama ben bu kaba davranışa neden olan kişiyi tanımak için hızla kapıya yöneldim. Koridorda küçük bir kalabalık ve en önde yeni tayin olmuş albay, ardında ona yağ çeken her devrin adamı müdür yardımcımızı gördüm. Öfkeyle haykırdım:
“Ayı olsa şu kapıyı çalmadan önce bir kükrerdi yahu! Bu ne kabalık!” |
|
İçimizdeki Hayvan
(Emine Pişiren) 24 Kasım 2012 |
İronik |
| |
Toprak yolu yürürken ayağına bir kitap takıldı. Eğilip kitabı aldı. Kitabın dış kapağı yırtıktı. Parmakları ikinci sayfayı açtığında “İÇİNİZDEKİ HAYVAN” yazısını seslice okudu. Kitabın yazarının önsözünü okuyunca daha da merak sarmıştı. |
|
Dışarıda Onu Bekleyen Bir Yaşamda Rolü Yoktu...
(Emine Pişiren) 22 Eylül 2013 |
Anı |
| |
O anda Cibran fısıldadı adeta: “Eğer biri sana gülerse ona acıyabilirsin; ama sen ona gülersen kendini asla bağışlama!”
Onu az önce hafife almıştım. Kızdım biraz da kendime!
O hala gözlerimden onay bekliyordu. Bende onu masamıza davet ettim: |
|
Sahipsiz...
(Emine Pişiren) 27 Eylül 2013 |
Başkaldırı |
| |
"...Uzun zaman mektuplaştığım insanı bu ziyaretimde daha da güçsüz ve çökmüş görmüştüm.
Ciğeri yırtılacakmış gibi öksürmesi içimi kıymıştı. Üzüntümü derin bir soluk çekerek belli ettim:
Havdan sudan konuşmayla ilk yarım saati aşmıştık.
-”Ne zaman BARIŞ yaşayacak ülkemizin insanları?” diye sorduğumda bir anda siyah kaşları çatıldı, kara gözlerindeki o yumuşaklık yitmiş, yerine daha farklı bir ifade yerleşmişti." |
|
Hastanedeydim/ Birinci Bölüm
(Emine Pişiren) 27 Eylül 2013 |
Beklenmedik |
| |
-“Hayırdır, hemşire hanım? Teyzemin odasını neden değiştiriyorsunuz?”
Kat hemşiresinin verdiği yanıt yüreğimdeki öfke baloncuklarını şişirmeye yetmişti. Günlerce uykuya hasret gözlerim, yerinden çıkacakmış gibi açılmıştı. |
|
Hastanedeydim - İkinci Bölüm -
(Emine Pişiren) 14 Ekim 2013 |
Anı |
| |
-“Teyze sen daha önce mide kanaması geçirdin mi?”
-“Hayır, ama iki kez mide ameliyatı olmuştum.”
Eyvah! Ya bu kez de benzer şey olursa! İnsan bilmediği bir konu üzerinde nasılda kuşkulanıyordu. Peki, bizim bu kaygılarımızı yok edecek kimlerdi? |
|
Posta Kutumdaki O Yabancı Kimdi? - Birinci Bölüm -
(Emine Pişiren) 14 Ekim 2013 |
Beklenmedik |
| |
'Acaba bana yeşil ışık yakacak mı, yoksa ayakkabı topuğunu mu kafama yiyeceğim?' diye düşündüm...
Ve o günden sonra sana kur yapmaya başladım.
Amacım seni kurduğum tuzağa çekmekti. Nihayetinde o iletileri yazmaya başladım. |
|
Eyvah Cüzdanım Yok!..
(Emine Pişiren) 13 Ocak 2014 |
Anı |
| |
Allah’ım, delireceğim! Millet de üstüme üstüme geliyordu. Topluca almış olduğum lunapark oyun biletlerini avucumda tutmakta zorlanıyordum. Tüm dikkatim iki çocuğumdaydı. Bir yandan da elimdeki toplu biletler düşmesin/kaybetmeyeyim diye endişelenirken, diğer yandan ele avuca sığmaz afacan oğlumun elini sıkıca tutmaktaydım. |
|
Hastanedeydim (Son)
(Emine Pişiren) 5 Mart 2014 |
Anı |
| |
-“Asıl siz tedavi olun,” dedi hemşire.
Derin bir soluk aldım. Refakatçi ve meraklı hastaları daha fazla kendime seyirci yapmadım. Uzaklaştım oradan. Odaya vardığımda... |
|
Biz Önce Beş Kişiydik
(Emine Pişiren) 9 Mayıs 2016 |
Anı |
| |
Bedenimde bir gariplik olduğunu anlamıştım. Eşime hafif ağrım olduğunu söylesem, heyecan yapacaktı. Üstelik elimden tuttuğu gibi beni hastaneye götürecekti. İçimden 'Biraz daha bekleyeyim belki gaz ağrısıdır, ‘diye geçirip kâğıt oyunu oynamaya devam ettim.
Ama ağrıdan sayıları çift görmeye başlayınca oyuna daha fazla devam edemeyeceğimi anladım: Biraz da kaygıyla eşimin annesine fısıldadım:
"Anne galiba bebek geliyor..." |
|
Yumurtanı Nasıl İstersin Canım, Rafadan mı Kafadan mı?
(Emine Pişiren) 13 Haziran 2016 |
Beklenmedik |
| |
Dedi ve tam sınıftan çıkarken arkalardan bir hışırtı ve müdürümüzün tam sırtına isabet eden yumurta, krem rengi elbisesini sarıya çalmıştı. Tüm sınıf aniden sessizleşmişti; bazılarımızın arkalara doğru radar gibi çevrilen başları adeta bir suçlu arar gibiydi. |
|
Anne Cennette Yemek Var mı?
(Emine Pişiren) 17 Şubat 2017 |
İronik |
| |
" Anne babamla abim nereye gittiler?"
Anne ağıtını dudak uçlarında donduruyor:
" Onlar gitti kızım, onlar gittiiii..."
" Nereye gittiler anne?"
Anne yutkunuyor. Nasıl dese yavrusuna da onu ikna etse? Kendince en mantıklı yanıtı seçiyor aklının havuzundan:
" Onlar cennete gittiler yavrum." |
|
O Annene Söyle, Çocuğun Aklına Bunları Sokmasın (3)
(Emine Pişiren) 18 Mayıs 2017 |
Anı |
| |
Çocuk yüzünde masum kırılganlık donup kalmıştı. Konuyu daha fazla uzatıp, onu da bıktırmadan konuştu yaşlı kadın:
“Aslında şimdi kendini buldurman çok kolay yolları var. Gel sana öğreteyim.”
Torun hevesle yaklaştı anneannesine:
“Bana öğreteceksin değil mi, anneanne. Gerçekten çok korktum. Ya kaybolursam ben!” |
|
O Annene Söyle, Çocuğun Aklına Bunları Sokmasın (2)
(Emine Pişiren) 18 Mayıs 2017 |
Anı |
| |
Görünen o ki, çocuk sorusuna sıkı sıkı asılmış durumdadır; çocuğun ninesi onun başını okşayıp, yüzüne yalansız bir buruk gülüş kondurdu:
“Çocuğu kaçıranlar, kötü insanlar. Onun organlarını çıkartıp başka ülkelere satıyorlar. Aman oğlum, sakın yalnız başına dolaşma. Ortalık çok kötü. Bir yere gideceğin zaman anne ve babandan izin al. Seni yalnız görürler, kaçırırlar çocuğum.” |
|
O Annene Söyle, Çocuğun Aklına Bunları Sokmasın (1)
(Emine Pişiren) 18 Mayıs 2017 |
Anı |
| |
Çocuk 6 yaşındadır. Annesi ve babası sevgililer günü kutlaması için dışarı çıkmıştı. Çocuk ve 3 yaşındaki kardeşi doğal olarak güvenilir bir yakını olan dede ve ninesine bırakılmıştır. Kardeşi erken uyumuştur. Okula yeni başlayan büyük torun ile anneanne baş başa vermiş televizyonda uygun bir filim arayışındadırlar.
Bir ara nine yüksek sesle, "Allah kahretsin senin gibi pislikleri!" diye söylenir. |
|
O Annene Söyle, Çocuğun Aklına Bunları Sokmasın (Son Bölüm)
(Emine Pişiren) 18 Mayıs 2017 |
Anı |
| |
Bakışlarımız ana yolun sağ tarafında otostop çeken liseli gençleri gördüler. Toruna ne söylese mantıklı gelecekti? Geçen haftaki nine torun arasında geçen söyleşi bir çırpıda aklından ince ince süzülmüştü:
“Hani sana organ mafyasından bahsetmiştim ya…Hani kaçırılma, falan…”
Çocuk heyecanla anımsadı o konuşmayı:
“Evet, anne anneciğim. “
“İşte şu gençler bile kaçırılabilir oğlum. Kötü niyetli insanlar, araçlarıyla buradan geçerken, onları arabalarına alıp kaçırırlar…” |
|
Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? (Son Bölüm)
(Emine Pişiren) 10 Temmuz 2017 |
Beklenmedik |
| |
Yavru kedilerin o anda gözlerine bakasım gelmişti. Evet, açıktılar. Günlerce beklediğim o anı bugün bile anımsadıkça içim kıyılır gibi olur. Gri ve açık mavi renkti. Hani, aksu dediğimiz renge çalıyordu her birinin gözleri. Belki büyüdükçe değişecekti renkleri. Ama o gün yavruların gözleri açılmıştı işte… |
|
Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 2
(Emine Pişiren) 10 Temmuz 2017 |
Beklenmedik |
| |
Öğle tatillerimde birden ortadan kaybolmamı neden sır gibi saklıyordum, bilmem ama arkadaşlarımın -herhalde o yavru kedileri annesinden alıp ayıracakları korkusu - yavrulara zarar verecekleri düşüncesi, çocuk yüreğimi kaygıyla dolduruyordu. Beni arayıp da bulamayan, derste yakalayıp “nerede?” olduğumu soran arkadaşlarıma “Annem dışarı salmıyor, evde yemek yememi istiyor…” gibi bahanelerimle savuşturuyordum.,, |
|
Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 1 -
(Emine Pişiren) 10 Temmuz 2017 |
Beklenmedik |
| |
Öğle tatillerimde birden ortadan kaybolmamı neden sır gibi saklıyordum, bilmem ama arkadaşlarımın -herhalde o yavru kedileri annesinden alıp ayıracakları korkusu - yavrulara zarar verecekleri düşüncesi, çocuk yüreğimi kaygıyla dolduruyordu. Beni arayıp da bulamayan, derste yakalayıp “nerede?” olduğumu soran arkadaşlarıma “Annem dışarı salmıyor, evde yemek yememi istiyor…” gibi bahanelerimle savuşturuyordum.,, |
|
Sarı Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmıştım? - 2 -
(Emine Pişiren) 10 Temmuz 2017 |
Beklenmedik |
| |
O şaşkınlık hali bende kısa sürdü tabi...Yerini ani gelişen bir öfke tepkisi almıştı. O an nasıl bir kuvvet hakim olduysa bana; elimde tutmakta olduğum süt şişesini sarı kediye fırlatmıştım. Sersemleyen kedi, merdiven altındaki yan duvara çarptı. sonra da lastik top gibi geri yuvarlanıp, dört ayak üstüne düştüğü an bende ileri doğru bir hamle yapmıştım. Kaçmamalıydı. |
|
Gel Mezarıma İşe Oğlum
(Emine Pişiren) 10 Ağustos 2017 |
Anı |
| |
Bankadaki işimiz bitince boş koltuklara oturup beyefendi ile biraz sohbet ettik. Emekli bir memurmuş. Çocuklarının her biri farklı şehirlerdeymiş. Eşi öleli çok olmuş. Yalnız yaşıyormuş. Dizlerinden ameliyatlıymış. Gözleri izin verdiği sürece kitap okumayı çok severmiş. En çok da Rıfat Ilgaz ve Aziz Nesin Kitaplarını okumuş. Hala onları bir kaç sefer okuduğunu söyleyince onu daha çok sevmiştim. |
|
|
"Haksız Eleştiri Çoğunlukla Biçim Değiştirmiş Övgüdür."-Dale Carnegie-
|
|