• ÝzEdebiyat > Öykü > Aný |
1
|
|
|
|
Kitaplar Üstüne
Hastanede yatýyorum…ziyaretçisi gelmedi diye kýrgýn, gözleri dolu pek çok hastayla birlikte. Yalnýzlýk endiþesinden kývranan insanlar dolu çevremde.
Ben oldukça þanslýyým. Montaigne ile söyleþmek istiyorum bazen, bazen Edison’la . Kuluçkaya nasýl yattýðýný dinliyorum. Acaba Konfiçyüs çayý sever miydi. Evet onunla çay içebilirim. Tolstoy, Sivastapol Savaþýný yorumlar. Onu dinlerim dikkatle. Atatürk ile konuþabilirim. Tutkularýný, kavgasýný ve sevdasýný anlatýr. Ülkem ve dünya hakkýnda tartýþýrýz.
Biraz Hayyam’a takýlmak, Orhan Veli ile Ýstanbul’u dinlemek ve balýk olmak raký þisesinde…Ýbni Sina ile Pasteur’ü bir araya getiririm, söyleþiriz.
Elimi uzatýyorum, Sivastapol 1855… Tolstoy ile savaþý konuþuyoruz.
Evet, hepsi yanýbaþýmda. Dilediðim zaman söyleþiye geliyorlar benimle; hem de zaman engeli tanýmadan. Birlikte çay içiyor, birlikte düþünüyoruz.
Nasýl mý oluyor tüm bunlar. Hastaneye geldim diye beni terk etmedi ya kitaplar…22 Mart 1991
|
|
2
|
|
|
|
Necdet: “Burada asker var mý?” diye sordu. Kadýn anlamadý. Boþ gözlerle Necdet’e baktý. Necdet, kendi askerlerini göstererek “Asker. Bunlar bizim asker. Sizin asker nerede?” dedi.
Kadýn anladý. “No, No” diyordu. Ýþaretlerle burada asker olmadýðýný, kaçtýklarýný söylemeye çalýþýyordu. Birkaç asker içeriyi kolaçan etmiþti. Kadýn doðru söylüyordu. |
|
3
|
|
|
|
Çanakkale Zaferi, aklý erenler için yere göðe sýðdýrýlamayacak deðerde bir zafer. Çanakkale’yi emsalsiz bir kahramanlýk destaný görmenin yaný sýra, bu kahramanlýk sýrasýnda çekilen sýkýntýlarý da bilmek gerekiyor. Bir kez daha yad ettiðim kahraman bir topçu askerinin Çanakkale Savaþlarý-deniz ve kara- sýrasýnda yaþadýklarýndan bir aktarým bu yazý.
Çanakkale þehitlerini, gazilerini ve zaferde emeði geçenleri minnet ve saygýyla anýyorum…
|
|
4
|
|
|
|
Ben belki de yazmaya geç kaldým ama sizler okumaya hiçbir zaman geç kalmamýþsýnýzdýr. |
|
5
|
|
|
|
Komutan, burada kendilerine heyecan verici bir konuþma yaptý: “Arkadaþlar, büyük ve kutsal bir görev için burada toplandýk. Biraz sonra Kýbrýs’a bir çýkarma yapacaðýz. Orada bulunan soydaþlarýmýza özgürlük, huzur ve barýþý vermek için bir harekât yapacaðýz. Bu harekât, tamamýyla Barýþ amaçlý bir harekât olacaktýr. Kýbrýslý Türkler zulüm altýndadýr. Tedhiþ altýndadýr. Her gün onlarca, yüzlerce Kýbrýslý Türk öldürülüyor. Bizim bu harekâtýmýz, buna bir son verecektir. Adada huzuru ve barýþý saðlayacaktýr.
Size silah sýkýlmadýkça siz de karþý tarafa silah sýkmayýnýz. Size karþý gelinmedikçe siz de karþý gelmeyiniz. Yaþlýlara, kadýnlara, çocuklara dokunmayacaksýnýz. Sizden aman dileyenlere kötü muamele etmeyeceksiniz. Türkün insanlýðýný, þefkatini ve sevgisini onlara göstereceksiniz. Unutmayýnýz, biz oraya istila için deðil, barýþ için gidiyoruz. Sizlerin sayesinde adaya barýþ, huzur ve mutluluk gelecektir.
|
|
6
|
|
|
|
2022 tarihinde katýldýðým yaratýcý yazarlýk kursunda kaleme aldýðým ilk öyküydü. 2004 senesinde üniversitelerarasý þiir yarýþmasý için yazdýðým Ren nehri þiirinden esinlendim. |
|
7
|
|
|
|
Duydu mu Ceylan? Duymadý belli ki, duyduysa bile bunu belli edecek bir damlacýk mecali kalmamýþ. Araba yolun kývrýmýndan dönüp te kayboluncaya kadar saçlarý sulara salýnmýþ bir söðüt dalý gibi olduðu yerde kalakalýyor. Kulaklarýndaki ses sürekli kendini yenileyerek halka halka bütün yeryüzünü kuþatýyor sanki ‘Emir Allah’ýn’. |
|
8
|
|
|
|
Üzüntüsünden týrnaklarýný yiyor, burnundan soluyordu. Aynadaki resmine hüzünle baktý. Gözleri alnýnda oluþan çizgilerin arasýna dalýp dalýp çýkýyordu. Ve gittikçe aðaran saçlarýna içerleniyordu: |
|
9
|
|
|
|
Heduye, kaderin her turlu tokadini yemiþ bir insan. Doðumundan beri þansýzlýklar, talihsizlikler, kadetsizlikler onu hic yalniz býrakmadý. Hep onun yanýnda oldu... |
|
10
|
|
|
|
En kötü durumlarda bile kötü düþünmemeye çabalarým. Asansörde kalýþýma bile mizah kattým. Yoksa hayat çekilmez. |
|
11
|
|
|
|
O'nun düþünü kurduðu minik bir leydi olmadým, içimde yaþayan ve her fýrsatta ortaya çýkardýðým anarþist ruhlu bir kýz ve gereksiz tüm kurallarý çiðnemeye her an hazýr bir kadýn oluverdim. |
|
12
|
|
|
|
çoðalýyordu. Ayaðýmýn üzeri küçük küçük noktalarla dolmuþtu. Zamanla bu noktalar birleþiyor ve kocaman bir yumru oluþturuyordu. Ne yapacaðýmý bilemiyordum. Yumru büyüdükçe, bot da ayaðýma dar gelmeye baþlýyordu.
Iskadro denilen bu siðillerin yakmakla geçtiðini biliyordum. “Erkekse geçer; yok diþi ise çoðalýr, artar.” denilmiþti. Benimkisi çoðalýp artan türdendi. |
|
13
|
|
|
|
Düþmek de sanatsal bir eylem.
|
|
14
|
|
|
|
Köyümüzde ilk radyoyu Rahmetli Babam satýn almýþtý.. Sonra çoðu zaten arkadaþlarým olan köyümüzün çocuklarý nefes nefese etrafýmý kuþatarak “ Baksana, senin baban köye küçük ve acayip bir sandýk getirdi, düðmelerine basýnca içindeki insanlar hem konuþuyor hem türkü söylüyorlar vallahi, inanmýyorsan git de bak..” |
|
15
|
|
|
|
Muhsin bu tüm olup bitenleri ayný aðýrbaþlý tavýrla izledi ve birden ‘’Çekilin’’ dedi. Sabahtan beri satamadýðý kemeri bir eline doladý ve kendinden beklenmeyecek bir hareketle Minas’ý bir hamlede ayaðý kaldýrdý. Minas’ýn þiþman karýn bölgesine elleri yetiþemediði için kemerle Heimlich manevrasý yapmaya baþladý. Birkaç denemenin ardýndan Minas boðazýný týkayan yiyeceði tükürdü ve ülkenin temiz havasýný pis ciðerlerine çekmeye baþladý. |
|
16
|
|
|
|
Deniz, barýn aynasýnda uzun uzun kendisini seyretti. Sarýþýn baþýna, yemyeþil gözlerine, küçücük kalkýk burnuna baktý,
yuvarlak omuzlarýna...
ERDEN ERKÝN |
|
17
|
|
|
|
sevginin kanatlarýna yapýþýn..adýnýzýn eski bir piþmanlýk olmasýný istemiyorsanýz.. |
|
18
|
|
|
|
O gece, telefonum çaldý. Hiç tanýmadýðým, bilmediðim bir bayan: “Ben, Emel” dedi. Kostüm sorumlusuymuþ. Benden, bedenim, kilom, ayak numaram gibi bilgileri istedi. “Kostümlerinizi hazýrlayacaðým. Pazar günü görüþürüz” dedi. Heyecaným gittikçe artmaya baþlýyordu. Þaka gibi baþladýðým bir olay gerçek mi oluyordu? Yoksa rüyada mý idim?
Biraz sonra bir telefon daha: “Rejiden arýyorum. Size rollerinizi |
|
19
|
|
|
|
Elime sýkýþtýrýlan ayakabýlarý rahmetli annem, -Bu ayakkabýlarý kavaflar aralýðýnda ki Ördek Ali diye bilinen ayakkabý tamircisi Ali amcaya götürüver. Tamir edilecek yerleri göster,kaç paraya yapacaðýnýda sormayý unutma dedi. O zaman kadar hiç gitmemiþsemde Ördek Ali lakaplý eski ayakkabý tamircisini ilçede tanýmýyan yoktu. |
|
20
|
|
|
|
Kendim ettim, kendim buldum. |
|