"Hayranlığı o dereceye vardı ki; yere düştü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
“Çocuğu kaçıranlar, kötü insanlar. Onun organlarını çıkartıp başka ülkelere satıyorlar. Aman oğlum, sakın yalnız başına dolaşma. Ortalık çok kötü. Bir yere gideceğin zaman anne ve babandan izin al. Seni yalnız görürler, kaçırırlar çocuğum.” Küçük çocuğunun gözlerinde şimdi de merak kaybolmuş, korkuya benzer bir duygu rengi yerleşmişti. Hafiften titremişti de… “Beni kandıramazlar anneanne, ben onlarla gitmem.” Yaşlı kadın torununu koruma duygusuyla sarıldı. Daha geçen gün televizyonda 2 kayıp 4-6 yaşlarındaki çocuğun hala bulunamadığını izlemiş, üzülmüştü. Aileleri kim bilir ne perişandılar? Yüksek sesle, “Allah korusun,” diye düşündü. Çocuk havada asılı sözcükleri kapıvermişti bile… “Anneanneciğim, kimi Allah korusun!” Yaşlı kadın zeki, meraklı, afacan torununa bir kez daha öpücük kondurdu: “Ohh, misler gibi evlat kokuyormuş benim torunum…Tabi seni ve kardeşini korusun Allah yavrum. Ama sen aklını da kullanmalısın. Mesela, o kötü insanlar seni yalanlarla kandırabilirler. Dikkatli olmalısın, sakın anne ve babanın elini kalabalık yerlerde bırakma oldu mu yavrum?” Çocuk inatla anneannesine karşı çıkar: “Yoo, beni kandıramazlar anneanne. Ben onların yalan söylediğini hemen anlarım.” Yaşlı kadın hafiften gülümser, sonra da torunu ile sözlü oyuna girişir: “Hadi gel seninle küçük bir oyun oynayalaım. Ne dersin?” Çocuk zıplar sevinçten. Ellerini çırpar. “Hadi oynayalım anneanne. Oyunun adı ne olsun?” “Oyunun adı, -Pazarda kaybolan çocuk- olsun mu?” “Olsun” “Sen ve ben pazara gittik. Pazar çok büyük ve kalabalıktı. Ben alışveriş ederken senin elini bıraktım. Satıcılarla konuşurken sende oyuncaklara daldın, pazarda bensiz yürümeye başladın. Birbirimizi kaybettik. Sen bu durumda ne yaparsın?” “Evimin yolunu biliyorum, hemen eve giderim.” Anneanne bir önceki gibi başını iki yana sallayıp, doğru yanıtın o olmadığına dair olumsuz tavrını sürdürdü: “Hayır, bu imkansız!" "Ama neden anneanne? Sen benim sesimi duyar, yanıma gelirsin..." Anneanne gülümser: "Ah kuzum benim. Düşünsene bir, Bir kere, pazar hem kalabalık, hem de gürültü çok fazla… Ve senin kaybolduğunu anlayan kötü insanları bir mıknatıs gibi üzerine çekersin. Hadi biraz daha düşün. Ne yaparsın o durumda?” Devam Edecek E.P
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |