Sevgi sabırlı ve yürektendir, sevgi kıskanç ve övüngen değildir. -İncil |
|
||||||||||
|
Mamo Can öldü… Aslında bu cümle böyle değildi, cümlenin aslı; “Şişko Memo Öldü” şeklinde idi ama ben ölüye saygımdan dolayı “Mamo Can öldü” diyorum. Siz, Mamo Can’ın kim olduğunu nereden bilebilesiniz. Mamo Can’ın en yakın arkadaşı, -tabiri caizse- “kankası” bile Mamo Can’ın ölüm haberini duymadı siz nerden duyacaksınız Bana; “Şişko Memo Öldü” denildiği an, Şişko Memo’ya “Mamo Can” lakabını veren kankasını/Cafer’i, hemen aramak oldu ama ne yazık ki onun bile Mamo Can’ın ölümünden haberi olmamıştı. Garibanın ölümünden kim haberdar olsun… Doğrusu Mamo Can’ın ölümü bana bir kez daha “ağlarsa anası ağlar, gerisi yalan ağlar” sözünü hatırlattı. Mamo ile ben dört yıl önce tanışmıştım. (Vay be, dört yıl oldu mu ki?) Mutfakta yemek veriyordu. “Şiş göbeği ağzına değiyordu” demeyeceğim; (bu cümleyi); ‘pehlivan yapılı bir duruşu vardı’ şeklinde vereceğim. Cafer, onu benimle tanıştırırken; “Mamo Can, arkadaşım” demişti. Sonra; “kendisi hem okulda, hem askerde arkadaşım olur” şeklinde deklare ederek söylemişti. Yemeğe ‘git-gel’ derken Mamo Can benim de arkadaşım oluvermişti. Kendisi sert yapılıydı ama duygusal ve ipek gibi bir yüreği vardı. Sürekli gergindi, bitkindi ve de yorgundu. Tabakamıza yemek doldururken, “akşam olsa da yatsam’ cümlesini söyleye söyleye bizlere bile ezberletmişti. Çünkü hastaydı Mamo Can. Ama hep; “iyiyim” derdi. Hastalıkla isminin anılmasını istemezdi Mamo Can. Mamo Can hastaydı ama bitmek, tükenmek bilmeyen hayalleri vardı. Emekliliğine az bir zaman kaldığını söylerdi daima. Emekli olup rahat edecekti. Bazen de bahçesinde bahsederdi Mamo Can. Bazen değil sık sık bahsederdi bahçesinde… Artezyen vurduğunu, iyi su çıktığını söylüyordu. “Su buldum” derken öyle neşeli öyle sevinçliydi ki, ‘hiç ölmeyecekmiş gibi’ geleceğe tuz-pembe hayaller kuruveriyordu, her insanın yaptığı gibi… Hâsılı kelam, ne emekli oluverdi Mamo Can, ne de bol suya kavuşturduğu bahçesinde beklediği ürünü alıverdi. Beklediklerinin hiçbirine kavuşmadan her şeyi bırakıverdi Mamo Can. Hey yalan dünya, seninle övünenler utansın!... Mamo Can’ı en son ben izindeyken çarşıdan gezerken, has bel kader karlılaşmıştım. Beni bir çay içmeye davet etmişti, acele olduğum için davetini kabullenmemiştim. Bu gün onun vefat haberini alınca, son gördüğüm hali gözlerimin önünden canlandı. Sanki biraz daha şişmanlamıştı. Oysa doktor onun kilo vermesini tavsiye ediyordu. Mamo Can, kiloluydu, şekeri vardı, tansiyonu vardı, kan şekeri vardı, vardı da vardı işte… Ama Mamo Can bunların hiç birine aldırmazdı; önüne geleni silip süpürür yerdi. Ben Mamo Can’la görüşmeyeli o yine hastalanmış, hastaneye kaldırmışlar. Kendisini ziyaret eden arkadaşlara, -her zaman ki gibi- “bir şeyim yok” demiş. “Yarın çıkarım buradan” demiş. Mamo Can, doğru söylemiş; hastaneden çıktı… Hastaneden çıktı ama bu kez bir başka çıktı, biz sevenlerini üzerek çıktı… Hey koca Mamo Can! Ne acelen vardı da hemen çıktın. Biraz daha kalıverseydin… Emekli olsaydın, suya kavuşturduğun bahçenin geleceğini bir görüverseydin. Hem çocukların da daha çok küçük, onlara biraz daha bakıverseydin. Ne acelen vardı Mamo Can!.. Mamo Can, varsın senin gidişini kimsecikler duymasın, Cafer bile duymasın ama ben senin gidişine öylesine içerlendim ki… Her ayrılık acıdır Mamo Can ama senin böyle sessiz, sedasız ayrılışın öylesine üzdü ki beni… Senin öldüğüne ben hâlâ inanamadım Mamo Can. Hem sen ölmedin ki Mamo Can, sen benim gönlümde yaşadığın gibi tüm sevenlerinin gönlünde yaşıyorsun Mamo Can… Allah, sana rahmet eylesin…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |