• İzEdebiyat > Deneme > Toplum |
121
|
|
|
|
şuursuzca yazılan kelimelere şurulu insanların cevapları nasıl olacak acaba? |
|
122
|
|
|
|
''Kendinize yapabileceğiniz en büyük iyilik sigarayı bırakmak.'' |
|
123
|
|
|
|
Ölüm yalnızlığın kutsanmasından başka bir şey değildir. Hayat dediğimiz eziyet dolu yalnızlığı yenme çabasının sonudur ölüm. Final yine yalnızlıktır. Kaçınılmaz son. |
|
124
|
|
|
|
Öyle bir aşk hikayesi işte! |
|
125
|
|
|
|
Soldan sağa ikiiiii demirin simgesi... İyi de bu kadarda basit sormayın gardaşım, FE diye herkes bilir, biraz zor sorsanız... Soldan sağa derken solun propagandasını mı şeyttiriyorsunuz yoksa siz? Gomonis misiniz diyeceğim, hayır Vladimir Amcam bile kapitalizme geçti arkadaş... Yine de orası karanlık kapitalizme mi geçti, yoksa kapitalizm mi ona geçti oda tartışma götürür... Mac Donalds açmayla olmuyor bu işler... |
|
126
|
|
|
|
Gelişen sürecin doğru olan deklarasyonuna göre zulmü ve ceberrutluğu içinde başa gelen köleci deklarasyona uygun olmakla doğruydu, kaderdi. Kadere rızasızlık yanlıştı, kâfirlikti. |
|
127
|
|
|
|
Bu televizyoncular yaptıkları diziler ile toplumu dizayn etmeye çalışıyorlar. Yüzden fazla yerli dizi var Türk Televizyonlarında... Bakıyorum bir ikisi hariç aklı başında, elle tutulur bir dizi göremiyorum. Öyle ya televizyondan bir şey seyrettiğiniz zaman insan ruhuna, benliğine bir şeyler ekleyebilmeli, kazançlı çıkabilmeli o seyrettiği program her ne olursa olsun... |
|
128
|
|
|
|
Dünya’nın uydusu konumunda olan Ay, bizler için neden bu kadar önemli? Kuşkusuz ay, iklim koşullarının korunmasından ve dünyanın manyetik akışını sabit tutmasından ziyade biz insanoğlu için hep önemli bir konumda var olmuştur. Bu yazıda sizlere Ay’ın bilimsel özelliklerinden ziyade, psikolojik, duygusal ve şiirsel özelliklerinden bahsedeceğim. |
|
129
|
|
|
|
Esasen bu konu, içi boş sözle değil; ancak göz denen nimetin akıttığı bengisu ile anlatılabilir! Ve yaşadığımız Dünya düzeni, materyalizm, kapitalizm; insanın tüm manevi değerlerini, ananelerini, kalbini ve ruhunu ziru zeber etmiş. Ne kibarlık, ne hassasiyet ve dahi duygulu olmak gibi nitelikler; zamanla deforme olarak yerlerini çıkarcılık, pragmatizm ve eyyamcılıga, hatta hayyamcılık gibi melanetlere terketmiş. Her şey, ağırlığı ve hacmi kadar kıymet buluyor, maddi zevk ve materyalist değerden başka ölçüler geçerli kabul edilmiyor günümüzün modern dünyasında. Haya-günah tanımayan bu ortamda, gözyaşı dökmek, ayıp sayılan bir-iki şeyin başında yer almakta... Bunca zulüm ve perişanlığın, anasını ağlattığı kimseler, bir şekilde ağlama hürriyetini kullanmaya kalksa, alay konusu olacaktır eminim: “Erkekler ağlamaz gardaşım!” “Şuna bak hele karılar gibi ağlıyor.” Sanki günümüzdeki kadınlar, özellikle erkeklerle beraber çalışan, okuyan bayanlar sadece ağlama hakkına sahipmiş gibi... |
|
130
|
|
|
|
Nasıl da her gün her gün tükürüp, çöp attığımız bu sokaklarda birikmiyor bu pisliklerimiz ? |
|
131
|
|
|
|
Benim pek beğendiğim ve “yılan balığı!!” karakterinde adamlar için söylenmiş bir dize vardır;..
“Ne kendi etti rahat, Ne âleme verdi huzur,
Yıkıldı gitti cihândan, Dayansın ehl-i kubûr!”...
|
|
132
|
|
|
|
akın zamanda yaşadıklarım beynimin bardağını taşıran son damlanın da düşmesine neden oldu. Çivim çıktı, ayarım bozuldu. Bir kendime baktım, bir aynaya… Bir gariplik var bende. Beklenmedik olaylar karşısında ŞAŞKINA DÖNME tepkimi yitirmişim. Karşılaştığım, gördüğüm baktığım hiçbir olay beni hayretler içinde bırakmıyor artık. |
|
133
|
|
|
|
Yüzyıl önceki insanlardan hiç biri şimdi yaşamıyor. Oysa yaşadıkları dönemlerde belki de bulundukları şehirlere, yörelere, beldelere bilgi, kültür ve kişilikleri ile ne güzellikler katmışlardı. Bir Mevlana'nın ve Nasrettin Hocanın Konya'ya Akşehir'e kattıkları... Bir Eyüp Sultan'ın İstanbul'a kattıkları, Bir Emir Sultan'ın Bursa İlimize kattıkları... Bunlar parayla pulla ölçülecek şeyler değildir...
|
|
134
|
|
|
|
Mükemmel bir dünyada yaşıyor olsaydık Fransa'daki karikatür için verilecek cevap mermiler olmazdı.. |
|
135
|
|
|
|
yaşamak, insanların iki durum arasında tecrübe kazandığı ve edindiği bu tecrübelerini etrafına aktarmakla yükümlülük sahibi olduğu olaylardan ibarettir; |
|
136
|
|
|
|
Ulusal arpalıkların toplumsal önemi değerlendirilmeye çalışılmıştır. |
|
137
|
|
|
|
Herkesle tartışma yapılamaz. Tartışma sabit fikirli, ön yargılı, art niyetli olanlarla, cahillerle, konu hakkında yeterli bilgisi olmayanlarla, inatçı, saygı ve edep fakiri kişilerle yapılmamalıdır. Yani kral aslanın dediği gibi eşekle tartışılmamalıdır. Aslında tartışmak çok da doğru bir eylem değildir. Çünkü; dostla yapılırsa; dostun dostluğunu azaltır, düşmanla olursa onun da düşmanlığını arttırır.
Ancak şöhret için çabalayanlar, doğruyu açıklamak niyeti ile de olsa başkalarını mağlup ve mahcup etmek için yapılan tartışmalar, fayda yerine zarar getirir. Herhangi bir kimsede tartışmada galip gelme sevgisi, savunduğu düşünceyi karşısındakinin ağzından duymaktan daha çok hoşuna giderse; o kişi yanlışların içine girmiş demektir. Bu gibi durumlarda tartışmayı kazanma hırsı diğer yanlışların da anası olacaktır. |
|
138
|
|
|
|
Ülkemizin tüm sorunları bizim ortak sorunumuz...birlikte hareket ederek çözüm üretmemiz gerekir |
|
139
|
|
|
|
özlediğim eskilere ithaf ediyorum sevgiyle... |
|
140
|
|
|
|
İnsanlık ortaya çıktığından beri yeryüzünden kavga ve savaşlar hiç eksik olmamıştır. Bu savaşlar sonucunda, ister savaşın galibi olun, isterseniz mağlubu, toplumlarda açılan büyük sosyal yaralar vardır. En başta can kayıpları. İnsanların zamanlarını, bilim ile sanat ile geçirmeleri gerekirken, enerjilerini savaşlara ve bu savaşların sonucunda ortaya çıkan yıkımları onarmaya çalışmak için harcamaları... |
|