• İzEdebiyat > Deneme > Toplum |
781
|
|
|
|
Çok değil; yalnızca birkaç yıl önce yaşamımıza girmeye başladı, bu kendi küçük marifetleri büyük makine. Önceleri çok ihtiyaç duyan kişiler tarafından kullanılan lüks bir araçtı. Medyada sıkça görülen tanıtımlar sonucunda biraz daha alıcı buldu. Buldu ama |
|
782
|
|
|
|
Zaman zaman sap ile samanı karıştıran insanlar olur ki hiç de iyi bir şey değildir sap ile samanı birbirine karıştırmak... Allah muhafaza çok kötü bir duruma düşebilirsiniz muhatabınızın karşısında... Sonra sapır sapır dökülür de ya sabır çekme durumunda kalırsınız... |
|
783
|
|
|
|
Türkmen kocası Yunus’a; “Ete kemiğe büründüm / Yunus diye göründüm” dedirtenin ferman evi bildiği, kaç gönülü en yüce makam bildik, hürmet ettik? Ya da kaçını hile ve desiselerimize alet edip darmadağın ettik, soruyor muyuz kendimize?
|
|
784
|
|
|
|
Bembeyaz bir sayfa. Gözlerim gecenin karanlığında alabildiğine kırmızı, düşüncelerim sinapslarımdan bağımsız, tutamadığım bulutlar |
|
785
|
|
|
|
Bir 17 Ağustosun zifiri karanlığında sıcacık ve sakin evler, sahibini yiyen canavara dönüştü. Geriye o evlerde yaşamaya devam eden acılı insanlar, kırık umutlar, öksüzler, yetimler ve bir de ‘’deprem korkusu’’ kaldı… |
|
786
|
|
|
|
Zamanımızdaki savaşlara gelince...Geçmişteki savaşlarla kıyaslanmayacak düzeyde hızlı ve acımasız...Eskiden bir yere savaş açılacağı zaman, ...... |
|
787
|
|
|
|
Mustafa Kemal ATATÜRK ya da Gazi, aslında Büyük Komutan, O’na ne derseniz deyin, O’nu nasıl anarsak analım, şüphesiz olan tek şey; Atamız için söylenecek çok şey olduğu gerçeğidir. |
|
788
|
|
|
|
Ben de isterim babamdan miras olarak imparatorluk kalsın ama 30 dönüm kıçı kırık tarla kaldı işte. |
|
789
|
|
|
|
Doktor aslında müzisyen olmak istemiştir.Mühendis eczacı olmayı,kiyager oyuncu olmayı hayal etmiştir hep. |
|
790
|
|
|
|
hayata farkı bir bakış.bir görün derim |
|
791
|
|
|
|
Bu sözlerim, TRT programlarında son birbuçuk yılda gördüğüm esaslı program değişiklikleri üzerinedir. Konuyu daha genişletebiliriz. |
|
792
|
|
|
|
Aynılıklar, insanın duyumsadığı şaşırtan farklılıklar nedeniyle kendisini araştırmaya iten sorularının tükenmesine; sonuç olarak, soru geleneğini kaybeden insanın, olanı-biteni sorgusuzca kabul etmeye alışmasına sebep olmaktadır. Görünen o ki, küresel anlamda farklılıklarla beslenen geleneğin yerini; bir tür yasa kabul edilen, üstelik sorgulanmaksızın uygulanmasını ve şekline riayet edilmesini bekleyen ritüelleri de içinde barındıran, KÜRESEL TÖRE almaktadır.
|
|
793
|
|
|
|
Bu devirde de insanın kendi kendini yemesi için sebepler dolu... Baştakilere kızarsın, yer bitirirsin kendini... Oğluna kızına çıkışırsın istediğim gibi davranmıyor keratalar diye, yine yersin kendini... Sen nasıldın ki daha bebe belikken? Hiç onları aklına getirmiyorsun...
|
|
794
|
|
|
|
Olanak ve gerçeklik kategorilerinin bilimsel anlamı bizlerde ancak idealist diyalektik düşüncenin bir aşılmış biçimi olan, materyalist diyalektikte gerçek olarak ortaya çıkarlar.....
|
|
795
|
|
|
|
Bu kentte insanlar birbirini omuzlamıyordu. Akrobatik kıvrılışlar, çok sıkışınca inanılmaz yanlamalarla, çarpışmadan, hatta hiç dokunmadan daracık kaldırımlarda yürüyorlardı. |
|
796
|
|
|
|
Batan geminin insanları... |
|
797
|
|
798
|
|
|
|
Bireyler hangi soydan, cinsiyetten, sosyokültürel çevreden gelirlerse gelsinler öncelikle insandırlar. Her insan zekası, duyguları ve kültürü ile değerlidir ayrıca. Ve iletişim insanın psikolojik ihtiyaçlarının sonucudur. İnsan iletişiminin temeli dil ve özellikle de konuşmadır. |
|
799
|
|
|
|
Hayallerimiz hiç gerçekleşmeyecek olmasına rağmen bizi hep mutlu etti.
|
|
800
|
|
|
|
Her mahallede birkaç Pub olmalı diyorum, her birine ayrı ad ayrı renk vererek...Dirsek dirseğe, omuz omuza oturuyoruz. Senin şiirin benimkine karışıyor, bir bardak çayın renginde ! |
|