• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
141
|
|
|
|
Aşama bir; Varlığınızı bütünlediğini düşündüğünüz nesnelerin ne kadarından vazgeçebilirsiniz ?
Aşama iki; Vazgeçtiğinizi düşünürsek bu ne kadar sürer ?
Aşama üç; Her karar verdiğinizde uygulamayı hiç başlayamadığınız diyetler ya da sporlar gibi erteliyor musunuz ?
Hayatınızın içinde kendinizi büyüterek mi barınmak istiyorsunuz ya da eskilerin hatırladığı veresiye satan gibi eşyaların içinde güneşin doğmasını görmek için batmasını bekleyenlerden mi olacaksınız karar verin lütfen.
|
|
142
|
|
|
|
Boş bir cüzdan kadar fakir, kevgir delikleri kadar da sızdırır olmalı kirpikler ! |
|
143
|
|
144
|
|
|
|
Utangaç, mahcup; hala çocuk ruhum, affet! Bayram telaşında kırmızı pabuçlarım ıslak ve çocuk ellerim yaralı ürkütülmüş yaşamlardan. Ben İbrahim’in kollarından kaçtım, boynumda taşırım hançeri...
Vur yüzüme hadi!…
Seni sevmekten geldim sevgili, kapıyı araladım yalnızlık öptü beni…
|
|
145
|
|
|
|
Aslında herkes şeytanın olmadığını en iyi kendisi bilmekle beraber işine gelmediği için bu gerçeği kabullenmekte zorlanmakta. Tarihi insanlık tarihi kadar eski olan şeytanı bugüne kadar ne gören olmuştur, ne duyan. Üstelik bütün inanç sistemlerinde günah çıkarma amacıyla yer verilen şeytanın ateşten yaratılmış olduğu kabul edildiği için bir insanı cebren ve fiilen suça teşvik etmesi mümkün değildir. Bu imkansızlık inanç sistemleri tarafından kabul edilmiş, inkarı mümkün olmayan bir gerçektir. |
|
146
|
|
|
|
Bu başlık size neyi hatırlatır bilmiyorum ama ben bu anı yazımı; Eğitim Bir-Sen’in düzenlediği; “Ödenmiş Bedeller Unutulmasın” konulu yarışma için kaleme almıştım…
Yarışmanın sonuçları 6 Ocak 2012 tarihinde Eğitim Bir-Sen Malatya Şubesi tarafından muhteşem bir törenle açıklandı. Sonuçlar açıklanınca “birinci seçilen” değil, dereceye bile giremeyen bu anı yazımı sizlerle paylaşmak istedim.
Yani anlayacağınız; “28” başlıklı bu yazımı bir de, siz değerli okurların bilgisine sunarak değerlendirmenizi istedim.
Eğitim Bir-Sen beğenmese de; bedel ödemiş birisi olarak kendimi ancak bu kadar ifade edebildim ne yapıyım?...
Şimdi, virgülüne, noktasına dokunmadan sizleri o yazı ile baş başa bırakıyorum… |
|
147
|
|
|
|
Düşünün ...
Acı iliklerinize kadar işlemiş.
Mevsim ne olursa olsun, içiniz titriyor.
Bazı zamanlar aklınızı yitirecek gibi oluyorsunuz. |
|
148
|
|
|
|
Dipsiz kuyularda kaybolduğum, yitik aşklarımın suyunda boğulduğum oldu, hayat öpücüğünü kendim koyduğum oldu dudaklarıma…
Arsız bir iştahla yediğim can simitlerimin susamları ağzımda duruyor bak hala…
|
|
149
|
|
|
|
Dünyanın en eski ve köklü milletlerinin başında Türk Milleti gelmektedir.
Çok zengin ve köklü bir tarihimiz vardır.
Tarihte nice büyük zaferler kazanmışız.
Ecdadımıza yeryüzü dar gelmiştir.
On altı büyük Türk Devleti kurmuşuz.
|
|
150
|
|
|
|
Denememi okumadan önce, Ozan Yeşiltepe'nin yayınladığı Korku Kuyusu adlı öyküyü okumanızı öneririm. Öyküyü okuduktan sonra, aşağıdaki yazım oluştuğu için. Ayrıca Ozan Bey'e yazımın başlığını kullanmama izin verdiği için teşekkür ederim.
Beynim zonkluyor, ellerim titriyor, desteksiz geçen bir günün ardından tek isteğim ona kavuşmak. Hiçbirşey umrumda değil, şu an kapıyı çarpıp gidebilirim. Kapının önünde, ardında, içinde dışında ne varsa bir kibrit çakıp hepsini kül edebilirim. |
|
151
|
|
|
|
Rakı bardağım sakin ve umursamaz, o üzgün ve sarhoş, benim ise kendime bakmaya cesaretim bile yok. Bu kadar kısa sürede işlerin bu kadar kötü gidebileceğini ne ben, ne o, ne de rakı bardaklarımız beklemiyorduk. Buna kısaca tüm aile de diyebiliriz. |
|
152
|
|
|
|
İyilik denilen ululuk, bu kervanda sana han sunmaz. At olursun, eşek olursun da iyilikle tüccar olunmaz. |
|
153
|
|
|
|
Siz hiç birinin yanağını öperken hem dudağın hem de yanağın size ait olduğu hissine kapıldınız mı? |
|
154
|
|
|
|
Bu ülkede edebiyat artık sanat için veya toplum için yapılmıyor. Egoları tatmin için, kinler, hırslar, intikam için, toplumu kirletmek, bozmak, ufalamak, ayrıştırmak, dejenere etmek ve karşı-devrim için yapılıyor. Postmodern ünlü romancımıza (!) verilen Nobel ödülündeki ölçüt de bu kıstaslara göre belirlendi. |
|
155
|
|
|
|
Şuan yapmak istediklerin için nefesin hala mevcut. Ya bir gün çemberin dışında bulursan kendini? |
|
156
|
|
|
|
Sence ben ne kadar süre daha dayanabilirim bu uzun ve mide bulandıran yolculuğa? |
|
157
|
|
|
|
Affet sadece kendini, gerisi ardından gelir! Affet önce kalbinin kırılmasına, ruhunda yara açılmasına izin verişini. Unut düşünme, bunlara aracı olan kişileri. Sadece şunu bil ki her şey sende başlar sende biter. Desem de biliyorum istesen de istesem de tanrıça da tanrı da değilsin. Her sorunu oluşmadan engelleyemezsin. Ancak niyetinin, niyetlerinin farkında olmayı yaşam biçimin olarak seçebilirsin. Kendini gerektiğinde sadece başkalarından değil kendinden de korumayı bilmelisin. |
|
158
|
|
|
|
Ne doğrularımız tamamen kendi irademize bağlı ne de yanlışlarımız. Hepsi içinde yaşadığımız çevrenin dolduruşu. Başka bir şey değil. Dolayısıyla doğru ve yanlış sandıklarımız yüzünden birbirimizin kanını içmekten vazgeçmeliyiz. Aksi takdirde evrenin en akıllı ve şerefli varlığı oluşumuz tartışılır. |
|
159
|
|
|
|
Kendi içimdeki çıkmazlığa ufak bir not |
|
160
|
|
|
|
Bazen kendimize bile gerçekleri söyleyemeyiz .her olup biteni görmemize rağmen inanmak istemeyiz, çünkü gerçekler her zaman acı olanı haykırır yüzümüze ve her zaman da doğru olanı bilir.işte canımızı acıtan nokta da budur... |
|